Sorun, Mehmet Büyükekşi’nin kişiliği ya da karakter yapısı değildi…
Sorun, Mehmet Büyükekşi’nin Türk futbolunda ne yaptığı, bundan sonra ne yapacağı da değildi…
Tartışılması gereken buydu…
Mehmet Büyükekşi iyi insan, hatta iyi iş insanı olabilir…
Burada bir sıkıntı yok…
Masaya yatırılması gereken insanlığı ya da iyi iş insanlığı değil, futbolla olan ilişkisi ve yeterliliğiydi…
Sadece altı ay gibi futbolun içerisinde kaldıktan sonra, TFF’nin başına getirilmesiydi yanlış olan…
Dolayısıyla, doğru yol bulundu ve delege “yeter” dedi…
Daha da ötesi, Mehmet Büyükekşi’nin futbol adına bundan sonra yapacakları ve yapabilecekleri noktasında asla iyimser değildim ve kazanmasını da istemiyordum...
Kazanamadı da…
Beş oyla olsa da kaybetti…
“Özellikle siyaset, bürokrasi, daha doğrusu futbol ailesinin önemli bir kısmı, meseleyi duygusala bağlarsa ve Büyükekşi’ye yeniden bir şans tanınırsa, bu işin kaybedeni külliyen Türk futbolu ve ziyadesiyle de kulüpler olur” demiştim…
Ama, aklıselim kazandı…
Şuraya gelmeye çalışıyorum; Türk futbolunun içinde bulunduğu durum fazlasıyla nazik ve son derece hassastı…
Gün, duygusala bağlama günü değildi…
Aksine daha mantıklı hareket etme ve Türk futbolunu içerisinde bulunduğu kaos ortamından çıkarma zamanıydı…
İbrahim Hacıosmanoğlu’nun seçilmesi ile birlikte Türk futbolunda “kaos” biter mi, yoksa daha artar mı?
Bekleyip göreceğiz…
Ama, Türk futbolu, samimi olmayan ve futbolu bilmeyen bir insandan kurtuldu…
Mehmet Büyükekşi, görev yaptığı süre içesinde ayrıştırıcı bir dil kullandı…
İbrahim Hacıosmanoğlu’nun kazanması sürpriz sayılmalı mı?
Birçok kesim, Mehmet Büyükekşi’nin devam edeceği noktasında hemfikirdi…
Ama, sandık öyle demedi…
Seçim sonrası “Ben kazanmadım, Türk futbolu kazandı” diyen İbrahim Hacıosmanoğlu, sandıktan zaferle çıktı…
Yeni başkanın, “Herkesin başkanıyız. Üzerimizdeki formaları çıkarıyoruz” demesini önemsiyorum, umarım görevde kaldığı sürece bu sözünü, çalışma odasında görebileceği bir yere iliştirir…
Şunun altını çizmekte yarar var; Mehmet Büyükekşi ile yola devam etmek, başta kulüpler olmak üzere, Türk futbolunu içinde bulunduğu “kaos” ortamından çıkarmak için, umut taşıyanların da şevkini ve inancını kıracaktı kuşkusuz…
Sonuç itibarıyla Mehmet Büyükekşi “tamam” dedi…
Daha doğrusu, Türk futbolundaki “kaos”un bitmesini isteyenler, Mehmet Büyükekşi’yi evine gönderdiler…
Bundan sonra ne mi olur?
Bir önceki dönemden iyi olacağını umuyorum!
Bekleyip göreceğiz…
Bu seçimdeki en önemli olaylardan birisi Türk futboluna inanılmaz zarar veren bir başkanın oy çokluğu ile “ibra” edilmesiydi…
Mehmet Büyükekşi’yi ibra edenler, sandıkta duyguları ile değil, mantıkları ile hareket ettiler…
Türk futboluna hayırlı olsun.