“Medyada yapay zekâyı yönetmek”
Anadolu Ajansı ve Bilişim Vadisi iş birliğinde, Turkcell ana sponsorluğunda "Medyada Yapay Zekâyı Yönetmek" konulu bir toplantı düzenlendi. Anadolu AjansıYönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, AA muhabiri Zeynep Duyar’a yaptığı açıklamada yapay zekâyı infografik ve içerik üretiminde kullandıklarını, bu forumun konusunun ise yapay zekâyı tüketmek değil, yönetmek olduğunu bildirdi.
Karagöz, yapay zekânın kendisine öğretileni öğrenebilen bir bilgi sistemi olduğunu hatırlattı ve şöyle dedi; "Ben Türk medyasının tamamen yapay zekâyla entegre olması ve içeriklerini onu etkileyecek ve şekil verecek düzeyde oluşturması gerektiğine inanıyorum. Bunu bir fırsat olarak görüyorum. Bunu biz yapmazsak küresel adaletsizlik daha da büyür. Çünkü dezenformasyonla bugün yapay zekâyı şekillendiriyorlar. Bugün Alman medyası 'Özgür Filistin demek, Hitler'i savunmaktır' diye yapay zekâya içerikler üretiyor. Siz bugün Filistin-İsrail konusunu yapay zekâya sorduğunuzda özellikle küresel hegemonların dilini kullanmaya yatkın yapay zekâyla karşılaşıyorsunuz. Bunun dengelenmesi lazım. Önümüzdeki yıllarda mücadelenin adı 'Yapay zekâya kim yön veriyor?' olacak. Eğer bizler işimizi iyi yaparsak doğru, güçlü içerikleri yapay zekâyla buluşturabilirsek bu anlamda bir dengelenmeyi sağlarız. Bunu yapamazsak küresel adaletsizlik yapay zekâ eliyle biraz daha derinleşir. Önümüzdeki yıllarda en büyük tehdit 'yapay zekâ eliyle oluşturulmuş küresel adaletsizlik' olacak. Bir şeyin doğru mu, yanlış mı olduğu konusunda yapay zekâ ilerleyen yıllarda net yaklaşımlar sergileyecek. O yaklaşımların arka planında işte o kültürel hegemonların ürettiği veri seti var. Ben bu forumu bu anlamda çok önemli buluyorum."
Karagöz, yazılımcıların bir araya gelerek yapay zekâya yön verecek yazılımları oluşturmaya çalışacaklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Biz burada bir işaret fişeği yaktık. Medya mensuplarını bu konuyla ilgilenmeye davet ediyoruz. Gelecek gerçekten de burada olacak. Yapay zekâ muhabirleri, foto muhabirlerin, grafikerlerin yerini alacak demiyorum. Yapay zekâya yön veren grafikerler, editörler, foto muhabirleri ve yayın yönetmelerine ihtiyacımız var. Bu anlamda AA olarak kendimizi tamamen buna adapte ediyoruz. Yapay zekâyla çalışan muhabirlerin ürettiği içeriklerin daha güçlü olacağını ve o içeriklerin de yapay zekâyı yeniden destekleyeceğini düşünüyoruz. Biz yapay zekâ ile kavga eden bir kurum değil, yapay zekâyı enstrümantalize eden ve onu bir şekilde eğiten bir kurum olmaya çalışacağız."
***
Karagöz’ün medyada yapay zekâyı yönetmek konusundaki görüşleri doğrudur.
Yalnız, Türk medyasında henüz yapay zekânın kullanılmadığını, haberlerin masa başında ve “takla attırılarak” değiştirildiğini biliyoruz. Eskiden bu durumu anlatmak için “imamın keçisi çalındı” haberinin “imam keçi çaldı”ya nasıl dönüştürüldüğünden bahsedilirdi. Bugün ise Türk devletine ihanet ederek isyan çıkaranlar, devlet yöneten siyasi kadrolar tarafından kahraman ilan ediliyor. Hatta "Arabı sevmek imandır, sevmemek kâfirliktir" diyen cübbeliler bile var!
Üstelik bunları yaparken yapay zekâyı da kullanmıyorlar, kendi kabullerini, dinin gereği diye sunuyorlar. Kısacası algı operasyonu yapıyorlar. Karşı çıkanları da ırkçılık yapmakla suçlayıp, gözaltına almakla, tutuklamakla susturmaya çalışıyorlar. Yarın bir de yapay zekâ kullandıklarını düşünün, bu algı operasyonlarını yapanların elinde gerçeğe ulaşmak mümkün olmayacak...
***
Çarpıtılmış bilgi yaymak, bütün dünya medyasının kullandığı bir yöntemdir ama bu alanda, kimse dini siyaset aracı olarak kullanan siyasetçilerin eline su dökemez...
Mesela, ensar-muhacir algısı oluşturmak nedir? ABD’nin IŞİD gibi PYD/YPG gibi, El Nusra gibi terör örgütlerini kullanarak ölümle korkuttuğu Suriyelileri nüfus yapısını değiştirmek istedikleri Türkiye’ye sürmesini meşrulaştırmak için algı operasyonu yapmak değil midir?
Ya, henüz hayvan deneyleri bile yapılmamış sıvıları aşı diye dünyaya ve Türkiye’ye kabul ettirmek neydi?