MB rezervleri kafa karıştırdı
Başbakan’ın döviz rezervleri için farklı rakamlar vermesi, kafa karışıklığı yarattı. Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde Merkez Bankası’nın(MB) kasasında 27,5 milyar dolar dövizin bulunduğunu, şu anda Merkez Bankası’nın kasasında 93 milyar dolar döviz rezervi olduğunu söyledi. Aynı hafta, aynı rezerv için 90 milyar dolar demişti.
Başbakanın farklı rakamlar vermesi, MB’nin üç türlü rezervinin olmasından kaynaklanıyor...
29 Nisan 2011 tarihi itibariyle, bu rezervler şöyle idi:
1. Döviz rezervi olarak, 89.9 milyar dolar,
2. Brüt rezerv olarak, yani hem döviz, hem altın birlikte rezerv olarak 96.9 milyar dolar,
3. MB dış varlıklar olarak, yani döviz, altın, orta vadeli döviz kredileri ve diğerleri toplamı olarak 96.9 milyar dolar.
Merkez Bankası’nın rezervlerine karşılık, borçları da var. 29 Nisan 2011 tarihinde MB’nin 42.1 milyar dolar döviz borcu bulunmaktadır.
Bu borcu MB dış varlıklarından çıkarınca, geriye 54.8 milyar dolar kalıyor. Bu para MB’nin döviz fazlasıdır. Asıl önemlisi de bu döviz fazlasıdır.
Merkez bankaları neden rezerv tutar? Örneğin Çin’in döviz rezervi 2.4 trilyon dolara yükseldi. Japonya’nın döviz rezervi 1.02 trilyon dolar.. Kore’nin döviz rezervi 298 milyar dolardır.
Bu ülkeler dış ticaretten kârlı çıkan ve cari işlemler açığı vermeyen ülkelerdir. Bir yerde, kazandıkları döviz biriktiriyorlar şeklinde yorumlanabilir.
Biz ise tersine dış işlemler cari açığı veren ülkeyiz... Bu açık 2010’da 46.8 milyar dolar oldu. Eğer kur, düşük kur devam ederse bu sene cari açığımız 60 milyar dolara çıkacaktır.
Teorik olarak dalgalı kur sisteminde, Merkez bankalarının rezerv tutmaları gerekmez. Sistem kur dengesini sağlar. MB’nin rezerv tutması kura dolaylı bir müdahaledir. Rezerv tutmak bir yerde dalgalı kur sisteminin çalışmadığını kabul etmek demektir. Çin kontrollü kur sistemi uyguladığı için rezerv tutabilir. Bu gerçeği, dalgalı kur sistemini “olmazsa olmaz ” kabul edenlere ve hükümete hatırlatmakta yarar vardır.
Bir ülke neden döviz rezervi tutar: Kontrollü kur sisteminde Kur’u ülke yararına kontrol etmek için... Finansal krizleri önlemek için... (Örneğin Türkiye de 105 milyar dolar sıcak para var. Siyasi, sosyal ve ekonomik bir sorun olursa, ani bir risk artışı olursa, bu sıcak para çıkar. Kur artışı krize neden olur.)
Dışsal şoklara karşı, gerekli döviz likiditesi bulundurmak için.
Dış borç servisinin ve faizin karşılanması, ithalatın döviz olarak finansmanı için... İthalatta IMF ülke döviz rezervlerinin yeterliliği için “üç aylık ithalatı karşılayacak kadar bir rezervi” nin yeterli olacağını söylüyor. Türkiye’de aylık ithalat ortalaması 21-22 milyar dolardır. Bu anlamda MB’nin ideal rezerv miktarı 66 milyar dolardır. Demek ki daha fazlasını sıcak para korkusu ile tutuyor.
Dış borçlar açısından optimal döviz rezervi kriteri ise kısa vadeli dış borca eşit bir rezervdir. Türkiye’nin kısa vadeli dış borcu 80 milyar dolardır. Bu borç döviz rezervlerinin altındadır.
Piyasalara güven vermek için de MB’ler rezerv tutmaktadır. MB rezervlerinin bir maliyeti var. Örneğin MB daha yüksek faizle borç alıyor, buna karşılık elindeki rezervi daha düşük faizle değerlendiriyor. Örneğin Türkiye’de olduğu gibi kısmen ABD hazine bonosu almakta kullanıyorsa, rezerv tutmanın ayrıca faiz maliyeti olacaktır. Rezerv tutmanın kredi riski de vardır. Bu maliyetler aynı zamanda topluma aittir.
Türkiye’de rezervin bir faydası şu anda 2003’e göre yüzde 27 daha değerli olan TL’nin gidişini frenlemektir. MB, rezervlerini artırmakla dövize talep yaratmakta ve kurun daha da düşmesini önlemektedir. Eğer MB talep yaratmazsa, sıcak para girişi çok daha yüksek olduğu için kurlar daha çok sürünecektir. Cari açık daha da artacaktır.