Mart'ın sonu güzel oldu!..
Onlarca yıl aradan sonra yerelde iktidarı tekrar yakalamak… Ve genel iktidarın yakalanması için tekrar umutların yeşermesi… Ve genel iktidara giden yolun mahalli iktidardaki başarıdan geçtiği gerçeği…
Mahalli seçimlerde kazandığı büyük başarının ardından yeni yol haritası çizmek için Afyonkarahisar'da belediye başkanlarını kampa alan CHP'yi takip edip olup bitenleri yerinde görmek için yollara düştüm. Ankara büromuzdan parlamento muhabirimiz Fatih Erboz ile birlikte CHP'nin Belediye Başkanları Çalıştayı'nın düzenlendiği otelde bizde kamp kurduk. Bugün, sizlerle ilk gün izlenimlerimizi paylaşacağım;
Peşinen söyleyim, daha önce izlediğim CHP'ye göre, Afyon'da kendine daha güvenen, duruşları dikleşen, yarınlardan umutla bahseden ve yüzleri gülen CHP'liler fotoğrafı ile karşılaştım. Daha ilk otele adım atar atmaz bu havayı aldım. CHP'li belediye başkanları fotoğraf çektirmekten kendilerini alamıyorlardı. Çalıştay'ın Afyon'da Cumhuriyetin kurulduğu topraklarda düzenlemesinin amacının ise Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve Atatürk'e bağlılık konusunda topluma verilen çok önemli bir mesaj olduğu kanaatindeyim. Şehit kanları ile sulanmış Afyon'da, seçilmiş belediye başkanlarına yön vererek tekrar Cumhuriyetin kurucu değerlerine doğru yol almak… İyi bir başlangıç!.. Belediye başkanları kampında tüm duvarların "Mart'ın Sonu Güzel Oldu" pankartları ile süslenmesi de dikkat çeken ironik bir göndermeydi…
CHP Belediye Başkanları Çalıştayı'nda yapılan rutin konuşmaları haber sütunlarımızdan okuyacaksınız. Ancak, kampın ruhunu yansıtabilmek açısından Mahalli İdarelerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'un konuşmasındaki "psikolojik ve ahlaki üstünlük kazandık" sözlerine ayrıca dikkat çekmek isterim. En başta söylediğim gibi, CHP'lilerin psikolojik bir üstünlük kazandıkları duruşlarından belliydi. Ahlaki üstünlük kazandıklarının ispatı için daha zamana ihtiyaç var. Bunu, belediye başkanlarının icraatlarını ve topluma olan yaklaşımları ile göreceğiz. CHP'nin önünde çetin bir sınav olduğu da kocaman bir gerçek. İstanbul ve Ankara'yı kazanmayı bir zamanlar hayal dahi edemeyen CHP'lilere Kemal Kılıçdaroğlu seslenirken konuşmasının ana gövdesini "güven"e oturttu. "Tek başına bizim başarımız değil" derken CHP'li belediye başkanlarına, hatırlamaları gereken dikkat çekici bir uyarıda bulundu; "halkın demokrasiye olan bağlılığının başarısı"… Kılıçdaroğlu, seçim kazanan belediye başkanlarını uyarırken, her zaman pozitif dil kullanmaları ve bundan vazgeçmemelerine vurgu yapmayı da ihlal etmedi. Bu, 31 Mart ve 23 Haziran'da elde edilen başarının en önemli anahtarıydı…
Afyon kampında verilen aralarda CHP'li belediye başkanları ile görüşme imkanı da bulduk. Fotoğraf çektirmekten bitap düşen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekem İmamoğlu'nun yanına bir ara yaklaşma fırsatı yakalayınca bir süre sohbet ettik.
Ekrem İmamoğlu'na "bu kamptan ne beklediğini" sorunca şu yanıtı aldık;
"İşbirliği, senkronize bir çalışma… Burada bütün belediye başkanları tüm iyiliklerle beraber yanlış bir şey olmaması için bütün tedbirleri alacak bir potansiyel işbirliğinin tanımlandığı bir toplantı olsun."
Bu değerlendirmeye, sonuçlarını tüm Türkiye'nin çok yakından takip edeceği yerinde bir siyasi tespit diyelim… Dünkü yazımızda CHP'de "1989 sendromu"na dikkat çekmiştik. "Yanlış bir şey olmaması için tedbirlerin alınması" tespiti ile sanırım İmamoğlu'da "1989 sendromu"na üstü kapalı gönderme yaptı.
Farklı siyasi çizgilerde durduğumuz farklı dünya görüşlerine sahip olduğumuz CHP'li belediye başkanları ile yaptığımız sohbetlerde ortak olarak şu değerlendirmeyi de işittim;
"Görüşlerimiz ne olursa olsun çok önemli bir işi başardık. Vatanseverlerin bir araya gelmesini sağladık."
Bir gazeteci olarak, CHP'li belediye başkanlarının gazeteniz YENİÇAĞ'ı çok yakından takip ettiklerine şahit olmak, haber ve yazılarımızı (tüm köşe yazarlarımızın) takdirle takip ettiklerini onların ağzından duymak benim için ayrıca sevindirici oldu.
Son bir notta, Çalıştay'ın formatından aktarayım. İlk gün, "arama konferansları" düzenlendi. Masalara dağıtılan belediye başkanlarını genel merkez görevlileri dinledi. Ayrı bir masada ise CHP MYK üyeleri toplandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu'na bu formatın özelliğini sordum, "Onlar kurulan masalarda kendi sorun ve düşüncelerini anlatırken biz genel merkez yöneticileri olarak ayrıca toplandık. Belediye başkanlarımızın ne sorunlarla karşılaştığını ve nelerle karşılaşabileceklerini tartıştık. Başta karşılaştıkları ve karşılaşabilecek maddi sorunlara nasıl bir çözüm bulabileceğimize kadar her şeyi konuştuk. Toplantılar bittikten sonra masalardan gelen sonuçları birleştirip değerlendireceğiz" dedi.
Gözlemlerine göre, Çalıştay'da aksayan tek şey verilen kahve aralarında otelin kahve makinalarının çalışmamasıydı. Buradan yürüyüp, "kahve makinalarını bile çalıştıramayan CHP belediyeleri nasıl çalıştıracak" diye şiddetli bir eleştiri yapılabilinir mi?.. Neyse onu A Haber'e bırakalım!.. Çay içtiğimiz kahve aralarında CHP Genel Başkan Yardımcısı ve sözcüsü Faik Öztrak'ın ekonomik gidişat konusunda yaptığı değerlendirme ve analizlerde daha yolun başında maddi sorunlarla boğuşmaya başlayan CHP'li belediye başkanları için ayrı bir ilgi odağıydı. Sanırım, Öztrak, onların biraz morallerini bozdu. Ama bu gerçeklerin acı olduğu gerçeğini değiştirmiyor!..