Maraş açılımı Güney Kıbrıs'ı karıştırdı...
Anavatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan''ın 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı''nda KKTC''ye gelerek burada yapacağını açıkladığı müjdeli haberlerin Rum-Yunan ikilisi, AB, BM ve ABD''yi ne kadar ilgilendirdiği ve gerdiği malumdur. Erdoğan''ın açıklamayı planladığı müjdeyi son anda yapmamış olmasının şifreleri yakında çözülecektir, ancak bunun Batılı merkezlerden gelen baskı, tehdit veya şantajın bir sonucuna bağlamak yanlış olmayacaktır.. Anavatan Türkiye''nin proaktif millî siyasetinin ekonomik yaptırım tehditleri ile frenlenmiş olma ihtimali yüksektir..
Rum-Yunan ikilisi, Erdoğan''ın KKTC''nin tanınması çağrısı yapacağını ve/veya Maraş''ın tamamının gerçek sahibi olan Vakıflar İdaresi''ne devredileceği gibi Kıbrıs Türklerini mutlu ve ihya edecek bir açılım yapmasını beklerken bundan son anda vazgeçilmiştir. Maraş''ın yüzde 3.5''lik bölümünün askerî statüden çıkarılıp yerleşime açılması ile yetinilmesi dahi Güney Kıbrıs''ta inanılmaz şok yaratmaya, Rum tarafını karıştırmaya yetmiştir. Cumhurbaşkanlarımız Tatar ve Erdoğan''ın Maraş''ta gerçekleşen açılımın BM ve AİHM kararlarına uygun olarak yapılacağını açıklamaları ve hak sahiplerinin KKTC''deki Taşınmaz Mal Komisyonu''na(TMK) müracaat etmeleri daveti, Rum tarafında kargaşaya neden olmuştur. Rum lider Anastasiadis topa tutulmuştur. Anastasiadis eski Maraş sakinlerine çağrıda bulunarak TMK''ya müracaat edilmemesini istemiştir. AB, ABD ve BM ise Türk tarafının Maraş açılımının içeriğini anlamadan, detaylarını öğrenme ihtiyacı duymadan Türkiye ve KKTC makamlarına saldırmayı tercih etmiştir. Rum''un-Yunan''ın ve emperyalist Batı''nın çirkin yüzünü bir kez daha görmek mümkün olmuştur.
İçimizdeki federasyoncular bu durumdan ibretlik ders alacaklarına başta KKTC Cumhurbaşkanı Tatar olmak üzere tüm yetkili makamlara saldırmayı yeğlemiştir. Maraş''ın Türk vakıf malı olduğu ve TMK''nın bu gerçeğe göre karar vermesi gerektiği, adil davranması zarureti ortada iken Maraş toprakları Rum''a peşkeş çekiliyor diye yaygara koparanlar da birlik ve beraberliğimize gölge düşürmektedir. Hiçbir Türk makam ve otorite Türk Maraş''ın Rumların eline geçmesinin önünü açacak bir yanlışın içinde olamaz, olmamalıdır. Türk vakıflarına ait olan toprakların üzerine yapılan binalar, oteller vs. ayrıca değerlendirilmeli ve bu konuda da adil davranılmalıdır. Ne var ki dağıtılacak adalette Güney''de kalan Türk vakıf malları ve diğer Türk mülklerinin de dikkate alınması, hak sahibi Türklerin de tazmin edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Günün sonunda toprak sorununun, rahmetli Cumhurbaşkanımız, ebedi liderimiz Rauf Denktaş''ın söylediği gibi global takas ve tazminat yolu ile çözümlenmesi en doğru ve en pratik yol olacaktır.
Rum lider Anastasiadis, Maraş''ın elden gittiğini artık anlamış ve Türk tarafı ile çözüme sıcak bakmamasının, uzlaşmaz tutumunu sürdürmesinin bedelini de ödemeye başlamıştır. Bana göre Anastasiadis''in siyasi hayatı bitmiştir. En yakınları bile Anastasiadis''i izlediği yanlış politikadan dolayı eleştirmekten çekinmemektedir.
Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis, Kıbrıs sorununun çözümü müzakereleri ve kapalı Maraş konusunda Politis gazetesine yaptığı açıklamada BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun Kıbrıs sorunu ve kapalı bölge Maraş konusundaki tutumlarını eleştirirken, uluslararası toplumun gözünde Kıbrıs Rum tarafının "güvenilirliğinin olmadığını" söyledi.
Kapalı bölge Maraş''ın 2017 yılındaki haritalarda iade edilecek bölgeler arasında yer aldığını da belirten Mavroyannis, KKTC 4. Cumhurbaşkanı Akıncı''nın teslimiyetçiliğini bir kez daha ifşa ederken Crans Montana sürecinin Kıbrıs sorunundaki en önemli dönüm noktası olduğunu ve ellerine geçen fırsatın değerlendiremediğini de ima eden açıklamada bulundu. O dönemin Kıbrıs sorunundaki en önemli dönüm noktası olduğunu savunan Mavroyannis, Maraş konusunda ne kadar caydırıcı politika üretilebilineceğinin de bir diğer unsur olduğunu ifade etti. Anastasiadis''in "hak ve hukukun kendilerinden yana olduğunu sürekli söylediği ve suçu uluslararası topluma attığı" belirtilerek bu konudaki düşünceleri sorulan Mavroyannis, "bu gibi durumlarda hiç kimsenin, hak ve hukukun tamamen kendisinin yanında olduğunu söyleyemeyeceğini" de vurgulayarak Rumların izlediği siyasetin yanlışlığına da dikkat çekti.. Rum basını Anastasiadis''in uluslararası toplumun Maraş''ın açılmasına verdiği "zayıf tepki" üzerine Rum hükümetinin, üçüncü ülke vatandaşlarının sınır kapılarından geçmesini yasaklamak ve pasaport iptallerini gündeme getirerek baskıları artırmayı hedeflediğini yazdı.
Bu arada, Kıbrıs siyaseti iflas eden Anastasiadis, artık Başkanlık için aday olmayacağını açıklayarak, bir dönem daha görev yapmak istediğine dair senaryolara nokta koydu. Anastasiadis''ten sonra göreve gelecek Rum liderin daha farklı bir siyaset yürütmeyeceği bilinmelidir. Son günlerdeki tüm tartışmalar KKTC''nin bir an önce tanınması kampanyasının başlatılması zaruretini ortaya koymaktadır. Cumhurbaşkanı Tatar''ın ortaya koyduğu, Anavatan Türkiye''nin de desteklediği iki devlete dayalı çözüm modeli ve Maraş açılımı KKTC tanınmadan anlamsızdır ve boş laftan başka bir şey değildir. KKTC Yönetimi ve halkı tanınma istemekte ve bu konuda Anavatan Türkiye''nin harekete geçmesini beklemektedir. KKTC''nin tanınması ile birlikte Kıbrıs Türk halkının adada verdiği Türklük ve Müslümanlık mücadelesi taçlanacak, aydınlık bir gelecek yakalanmış olacaktır.