Mankurtlaşma sürecinin Truva atları!

Mahkemenin "MHP kongresi geçersizdir" kararıyla beklenen oldu; yarım asırlık Milliyetçi Hareket Partisi'nde delegelerin talebine rağmen, kongre yaptırılmadı, değişim engellendi.

Kongre sürecinde yaşananları alt alta topladığımızda; Milliyetçi iradeye de açık bir darbe yapıldığı ortadadır. 15 Temmuz'u, "siyasi parti zaferi" gibi konumlandırıp, vatandaşları ayrıştıranlar, MHP'nin iç içlerine karışmaktan çekinmediler.

Böyle bir atmosferde hediye edilen koltuklarla "Fiili durumu yasallaştırmalıyız" diyerek başkanlığı ortaya atanların da yıllardır milliyetçileri neden frenlediği daha iyi anlaşılmıştır.

Milliyetçilerin; güçlü teşkilatının, düşünen-sorgulayan-araştıran bir kitlesinin olması hiçbir zaman istenmemiştir. Ülkücüleri; sadece şehitler geldiğinde slogan atan, üniversitelerde oruç tutmayanları denetleyen, insanların saçına-sakalına karışan, konuşmasını giyinmesini bilmeyen bir kitle haline getirmek istediler.

Doğrudan tepe yönetimi ele geçirilerek, bilinçli bireyler yerine, "tebaa" olarak konumlandırılan yığınlar oluşturmaya çabaladılar.

"Lider" adı altında kutsallaştırılan genel başkanlık makamı üzerinden kitlenin kontrol edilip, yönlendirilmesi amaçlandı.

Bu projelerin, bu girişimlerin hiçbirisi tutmadı.

MHP'deki değişim hareketi milliyetçilerin bilinç düzeyini en güzel şekilde yansıttı. Milliyetçi kitle mankurtlaşmadı, sürü psikolojisine kapılmadı.

Yıllarca teşkilatlarına sadece kendi konuşmalarını ve onların yazılı hallerini dinletenler, okutanlar, bir anda iktidarın en büyük destekçisi kesildiler.

Bu kirli, bu riyakâr ortaklık, yetkisiz mahkemelerin müdahaleleriyle tescillendi.

Tüm bu girişimler, projeler, çalışmalar; milliyetçilerin uyanışını engelleyememiştir. 1 Kasım 2015 seçimleri sonrasında başlayan değişim hareketi daha da güçlenerek yoluna devam edecek.

***

Türkiye'ye dayatılan başkanlık rejiminin nelere yol açabileceği referandum sonrası 2 aylık süreçte ayan-beyan ortaya çıktı.

Böyle bir tabloda milliyetçilerin teşkilatsız, dağınık, kendi içinde kavgalı olabilme ihtimali kalmamıştır.

MHP'deki değişim ihtimalini ortadan kaldıran mahkeme kararının kısa vadede nasıl büyük bir uyanışa vesile olacağı açıktır.

Kurulacak yeni parti hiç şüphesiz Türkiye'nin de umududur.

Olumsuz gibi görülen mahkeme kararının uzun vadede ne gibi hayırlı sonuçlara vesile olacağını hep birlikte göreceğiz.

Asıl süreç bundan sonra başlıyor. Yandaş medya yeni parti sözünü duyar duymaz dört bir koldan saldırıya geçmiş durumda. Mahkeme kararına rağmen MHP yönetiminin Ülkücü iradeyi hedef alan açıklamaları üst üste geliyor. Partinin önemli bir manifestoyla ilan edilmesiyle birlikte; saldırılar, yakıştırmalar, iftiralar, hedef göstermeler, hakaretler daha da artacak. "Yeni partinin daha başlamadan bölündüğü" gibi mesnetsiz, çarpıtma yayınlar da yapılacak.

Kılıçdaroğlu'nun gerçekleştirdiği adalet yürüyüşünde bile kendi içinde ayrışan, kavgaya tutuşan bir yandaş medya gerçeği var. Yandaş medya her zaman iktidarların aynası olmuştur. O yüzden tabloyu iyi okumak gerekiyor. Bizzat siyasi iktidarın güdümündeki bu yapı artık çürümüş bir binaya dönüştü.

***

AKP Genel Başkanı gittiği her yerde tüm teşkilatlara "daha çok çalışın, gitmedik ev bırakmayın, kapı kapı her yeri dolaşacaksınız" talimatı veriyor. Yakın bir dönemde "metal yorgunluğu" diyerek tüm teşkilatları değiştirme düşüncesi de endişeyi gösteriyor.

Milliyetçilerin tüm Türkiye'yi kapsayıcı, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet değerlerini esas alacak yeni parti çalışması çok şeye gebe...

İleride tarih, mankurtlaşma sürecinde Truva atlarının nasıl kaybettiğini yazacak.

Yazarın Diğer Yazıları