Maliyenin özürü kabahatinden büyük
Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulunun hazırladığı rapora göre Türkiye ekonomisinin yüzde 28’i kayıt dışı ekonomi... Bu nedenle 8 yılda 104 milyar liralık KDV kaçağı oldu.
Bir ülkede yer altı ekonomisi büyükse, vergi kaçağı fazla ise, bundan sorumlu kimdir? Elbette hükümet ve maliyedir. Demek ki maliye görevini yapamıyor ki bu kadar vergi kaçağı ortaya çıkıyor.
Kaldı ki, ekonominin üçte birine yakın kısmı kayıt dışı olamaz.... Olursa milli gelir hesapları yanlış demektir. Çünkü, ekonominin üçte biri kayıt dışı ise Türkiye’nin fert başına geliri de 10.000 dolar yerine 15.000 dolar demektir. Toplumda bu refah düzeyi var mı?
Kaldı ki, milli gelir hesapları tahmin yöntemi ile yapılıyor... Kayıt dışı ekonominin üçte bir olması, milli gelir hesaplarında çelişkili sonuçlar doğurur.
Elbette her ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de kayıt dışı ekonomi bulunmaktadır. Ancak bunun boyutunu yalnızca vergi incelemesi veya vergi tahminleri ile hesaplamak imkânı yoktur.
Kayıt dışı ekonominin üç ayağı var:
- Yer altı ekonomisi (uyuşturucu ticareti, kaçakçılık gibi)
- Vergi kaçırma,
- Kayıt dışı istihdam (kaçak işçi çalıştırma veya düşük ücretten göstermek gibi)
Bunlardan, yer altı ekonomisini kayıt altına almak söz konusu değil. Devletin işi yer altı ekonomisini ortadan kaldırmak, vergi kayıp ve kaçağını da önlemektir.
Demek ki, düzeltilmesi gereken maliyedir. Maliyeyi şikâyet eden kurum olmaktan çıkarıp, sorunları çözen bir kurum haline getirmek gerekir. Maliyenin ve vergi idaresinin, özel kesimde her işletmeyi potansiyel vergi kaçıran olarak görmekten vazgeçmesi ve denetlerken yol göstermesi gerekir.
Aslında bir ekonomide kayıt dışı
ekonomiden hükümet de, toplum da zarar görmektedir.
1) Her şeyden önce, kayıt dışı ekonomi hükümetlerin elini kolunu bağlar. Hükümetler etkili bir iktisat politikası uygulama imkânından yoksun olurlar. Ekonominin kayıt dışında kalan kısmı kontrol edilemediği için istikrar programı yapma imkânı da kalmıyor.
2) Kayıt dışı iş yapanlar da herkes gibi devlet hizmetlerinden
faydalanmaktadır. Ancak bunlar vergi vermiyorlar. Türkiye’de verginin üçte ikisini fakir-fukara veriyor. Bu şartlarda fakir-fukaradan kayıt dışı iş yapanlara devlet eliyle kaynak aktarılmış oluyor. Gelir dağılımı daha çok bozuluyor. Fakir ve yoksul sayısı artıyor.
3) Kayıt dışılık, haksız rekabete neden oluyor. Doğru çalışanlar rekabet edemiyor. Bu durum piyasayı bozuyor. Yatırımları engelliyor.
4) Kayıt dışılık, belirsizliği ve riski artırıyor. Bu nedenlerle Türkiye’ye sıfırdan yatırım yapıp risk alacak ciddi yabancı sermaye bu riski hesap ederek gelmek istemiyor.
5) Toplumun etik değerleri aşınıyor.
6) Kayıt dışı elde edilen gelirler, genellikle yurt dışına çıkarılıyor...
Bu işi bir günde çözmek mümkün değildir... Ancak, zaman içinde önce devlet şeffaf olursa, tüm kamu işleri ihale ile yapılırsa, adaletli bir vergi sistemine geçilirse, ABD’nin ve AB’nin yaptığı gibi para hareketleri kontrol altında tutulursa, kayıt dışı ekonominin boyutu zaman içinde azalır.