Mağdurlar dava açmayacaklar mı?
Ergenekon davasını hatırladınız değil mi?
Yandaş medya, FETÖ'cü medya, FETÖ'cü savcılar, FETÖ'cü hakimler, FETÖ'cü polisler, FETÖ'cü bürokratlar ve FETÖ'cü siyasetçiler Ergenekon davası sanıklarına yargısız infazı nasıl yaptılar hatırlıyorsunuz değil mi?
İstanbul Ümraniye'deki bir evde el bombalarının bulunduğu iddiasıyla 2007'de şu anda firari olan eski savcı FETÖ'cü Zekeriya Öz'ün başlattığı soruşturma daha sonra Ergenekon adı verilerek davaya dönüştürülmüştü.
275 kişi yargılanırken, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Genel Kurmay Başkanı dahi tutuklanırken dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal tarafından, "Ergenekon davasının savcısı" olarak suçlanmıştı.
Erdoğan ise, "Evet millet adına Ergenekon davasının savcısıyım" demişti.
Anayasa Mahkemesinin kararı bozması üzerine Yargıtay dosyayı yeniden açtı ki Cumhuriyet Savcısı, "Ergenekon yoktur" diye mütalaa verdi.
11 yıl sonra Ergenekon davası çöktü.
Peki, dönemin Başbakanı hatta Ergenekon savcısı Erdoğan, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı siyaseten de hukuken de hesap vermeyecekler mi?
Davanın mağdurları bu davaları açmayacaklar mı?
Hak ve hukuk sadece televizyon yayınlarına çıkarak, kitap yazarak aranmaz, dava açarak da hesap sorulmalı, hak aranmalıdır.
Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ'un öncülük ederek bu davaları açmasını bekliyorum.
Silivri'de esir tutulanların, cezaevlerinde kahrından ölenlerin, intihar edenlerin haklarını helal etmeleri için gün siyasilerden hesap sorma günüdür…
16 yılda AKP'nin çökerttikleri:
· Tarafsız Cumhurbaşkanlığı çöktü
· Anayasa çöktü,
· Başbakanlık çöktü,
· Müsteşarlık çöktü,
· Adalet çöktü,
· Hukuk çöktü,
· Yargı çöktü,
· Hesap verme ve denetim çöktü,
· Medya çöktü,
· Ekonomi çöktü,
· Asgari ücret çöktü,
· Emekli çöktü,
· Memur çöktü,
· İnsanca geçinebilmek çöktü,
· Ahlak çöktü,
· Doğru söz çöktü,
· Kültür çöktü,
· Sanat çöktü,
· Vatan görevi çöktü,
· Dış politika çöktü,
· AB'ye tam üyelik çöktü,
· Eğitim çöktü,
· Sağlık çöktü,
· Çiftçilik çöktü,
· Hayvancılık çöktü,
· Tarım çöktü,
· Yatay mimari çöktü,
· Liyakat çöktü,
· Ahlak çöktü…
Değerli okurlarım Cumhurbaşkanının belediye başkan adaylarını açıklamasının nasıl önemli bir algı operasyonu olduğunu yazmıştım.
"İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabiliriz" diyen Hitler'in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels bakın neler öğütlüyor:
- Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.
- Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur.
- Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.
- Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.
- Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.
- Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.
- Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin.
- Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın.
- Asla kabahat ve suç üstlenmeyin.
- Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.
- Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.
- Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım.
- Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.
- Prestij ve karizma sahibi lider, propaganda işini çok kolaylaştırır.
- İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır.
- Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir, çünkü onları kandırmak çok kolay.
Bu sözleri okuyunca, yaşadıklarınızı düşününce aklınıza 16 yıllık iktidar uygulamaları geliyor değil mi?