M. Kemal’den Mısırlılara: Kendinizi kurtarın!
Mısır denince hepimizin aklına öncelikli “piramitler” ve “Firavunlar” geliyor.
Oysa bugünlerde Mısır denince, “halk ayaklanması görümünde” olayları görüyoruz. “Son Firavun” denen Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in gitmesi için milyonlarca insan, yasaklara rağmen, sokaklara dökülmüş durumda. (Tabi işin aslı sonra ortaya çıkacak. Bir firavun gitsin, derken, genellikle başka firavunlar geldiği için, temkinli yaklaşmak gerekir.)
Bu durum; polis devleti kuran, istibdat (zorba) yönetimler kuran, muhalefeti susturan, kanunları hukuk dışı uygulayan, tartışmalı çoğunluğunu çoğulculuğun aksine kullanan, demokrasi sözünü hukuk ve insanlık dışı uygulamalarına paravan eden tüm yöneticilere ders olsun!..
Mustafa Kemal vaktiyle Mısırlılara çağrı yapmıştı: “Kendinizi kurtarın!..” Onlar sanki bunu 90 yıl sonra duymuşlar gibi.
Perşembe günü piyasada olacak son kitabımda kendisine sormuştum. Mustafa Kemal de Mısır’la ilgili şunları söylemişti:
“... bizi kurban etmeye çalışıyorlar. (Hint ve Mısır) Hilafet Komitesi vardır. Bunların bizden rica ettikleri şey, siz çalışın da biz kurtulalım ve biz size hilafetten dolayı bağlıyız. Efendim, hilafetten dolayı bana bağlı olma! Yetmiş milyonu kurtarmak için sekiz milyonu da mahva teşebbüs etme! Mısır on dört milyon nüfusa sahiptir. Bizden daha fazla nüfusludur. Kendilerini kurtarmaya çalışsınlar. Kendinizi kurtarın!”
“Adana Mısır’dan üstündür”
Mustafa Kemal, bir başka açıklamasında, çok ilginç biçimde Mısır ile Adana’yı karşılaştırmıştı. Birçok bakımdan Adana’nın Mısır’dan daha üstün olduğunu söylemişti.
“Bilirsiniz ki, Mısır toprağı bereketli ve verimli olması ile ‘Altın yuvası’ denmekle tanınmıştır. Halbuki güzel Adana’mız hiçbir zaman Mısır’dan aşağı değildir. Bunu anlamak için belirli birkaç noktayı işaret edeceğim. Bildiğime göre, Mısır’ın asıl değerli sahası olan delta kısmı 16 bin kilometrekaredir. Oysa Adana’nın aynı değerdeki toprakları 50 bin kilometrekaredir. Sonra Mısır toprakları asırlardan beri işlene işlene çok eskimiştir. O topraklar yorgundur, ancak gübre ve fen sayesinde gücünü koruyabilmektedir. Oysa Adana toprakları henüz genç, dinç, her türlü berekete hazırdır. Mısır toprakları fennî araçlar sayesinde ancak bire on veriyor; oysa Adana, olağan ve basit durumlarda bire on daima vermektedir. Bizim vilayetimiz, denizli, körfezli, limanlı, ovalı, dağlı, tepeli, güneşli, yağmurlu, sıcaklı, serinli çeşitli iklimlerin hepsinden meydana gelen bir toplamdır. Mısır, bu vilayetin ormanlarında yetişen keresteden yoksun bulunmakladır. Bu vilayetin koyunlarından ve hayvanlarından Mısır yoksundur. Meyvelerin her türü Mısır’da yetişmez. Bu itibarla da Adana’mız Mısır’a üstündür.”
Mustafa Kemal, Adana’nın Mısır’dan geri kalan tek yönünün “tarımda makineleşememek” olduğunu söylemişti:
“Bir de acı verecek makûs(uğursuz, kötü) karşılaştırmalar da var. Biliyorsunuz ki, Mısır’ın hayali Nil’dir ve Nil’in, hayat kaynağı oluşu ise fennî tesisat sayesindedir. Adana’yı da üç büyük nehir suluyor. Fakat bu nehirler bilim ve teknolojinin araçlarından yoksun olduğu için, taşkınlar da fayda yerine zarar veriyor. Nakliye kesik, ovalar sıtmalıdır. Bu hastalıklar yüzünden halk çalışamayacak kadar güçsüz kalıyor ve vilayetin nüfusu azalmaya mahkûm oluyor. Adana vilayetinin yalnız ova ve nehirler arası bile Mısır’dan fazladır. Halbuki bir de her iki kıtanın nüfusunu düşününüz. Adana’daki 400 bin nüfusa karşılık Mısır’da 15 milyon nüfus var. Bu boşluğu ancak makine ile telâfi edeceğiz.”
***
Biz, Atatürk’ün dediği bu eksiklikleri giderebildik mi bilmem ama, Mısır 90 yıl sonra “kendisini kurtarmaya çalışıyor!..”
HAYAT DEĞİRMENİ
AKP, alkol yasağını savunuyor... Oysa, alkolün daha çok satılıp daha çok kazanç sağlanması için Tekel’i milyonlarca dolara özelleştirmişti!..
Şimdi, “Anayasaya göre gençleri koruyoruz” diyorlar; o zaman ise, “Anayasa’ya göre özelleştirme yapıyoruz” diyerek karşı çıkanları “devletçi, statükocu” diye susturuyorlardı!..
Acaba alkol kimi çarpıyor?