Liyakatsiz tanıdıklarla spor

Sporda, siyasette, bürokrasi ve hayatta öyle insanlara rastladık, yol ve hizmetlerimizin kesiştiği öyle tanıdıklar oldu ki... Bunların bazılarının bir süre sonraki davranışları ile hayrete düşüp hayal kırıklığına uğrarken, "yok artık bu kadarda olmaz!" dediklerimiz oldu. Bunlar içinde en acı vereni ise en zorlu şartlarda "denizi birlikte geçtiklerimizin", karaya ulaşınca çözümde "duyarsız ve kulak asmaz" görünmesiydi.

İşte bu yaşanmışlıklarla birlikte 20 yıldır Türk sporunun yönetimi esnasında düşülen zaaf ve becerilemeyen işlerle ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın görevlendirdiği şahıslar üzerinden bilinen bir hikaye ile konuyu örneklemeye çalışacağım. Muradım bir hikayeyle "omuzuna el konularak" ihtisasları olmadığı halde sporda çok önemli görevlere getirilen tanıdıklarla işlerin nasıl "becerilemediğini" hiciv etmektir. Hikaye o ki, padişahın sarayına yakın olduğu halde sıkıntı içinde yaşayan bir çocukluk arkadaşı zorluklardan bıkıp kendisinden yardım ister. Padişah da duyarsız kalmaz, saraydan araba ve muhafızları ile çıkıp arkadaşını da yanına alarak tüm şehri gezdirir. Şehrin en zenginlerinin gittiği bir restoranda onunla yemek yer. En büyük camisinde namaz kılar ve akşam kendisini evine bırakır. Belli bir süre sonra hayatında bir değişiklik olmayan arkadaşı saraya yeniden haber saldığında padişah yine gelip arkadaşına; "İlk çağırdığında gelip seni arabamla tüm şehri gezdirdim. Camide birlikte namaz kıldığımıza tüm cemaat şahit oldu. Lokantada yemek yerken en ünlü tacirler senin padişahın arkadaşı olduğunu gördüler mi?" diye sorar. Fakir arkadaşı utana sıkıla "Evet" deyince, padişah "Artık geri kalan biraz da senin zeka ve maharetine kalmış. Zira ben yapacağımı yaptım" der.

Şimdi Türk sporunda Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 20 yıldır "dokunulan omuzlar, bürokrasi ve siyasette bir hamlede parlatılan bireyler" kendisinin "ihtisas ve liyakat sahibi diğer tanıdıkları" olsaydı, bugünkü problemler hemen çözülür. Kulüpler ve Federasyonlar yasası da 20 yıl beklemezdi. Türk sporu "devşirmelerden medet ummaz", gerçek "yerli ve milli bir sistem" çoktan kurulurdu. Son olarak şimdi de "omuzuna el konulmayan"ları temsilen tavsiyem; meclisteki yeni kulüpler yasası taslağında zaten 5894 sayılı kanuna tabi TFF'yi diğer federasyonlardan ayırmak ve yeni yasayı tüm siyasi partilerin mutabakatı ile çıkarmaktır.

Yazarın Diğer Yazıları