“Lale Devri”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP iktidarı döneminde olağanüstü bir kaynak israfı olduğuna dikkat çekerek,  “AKP, Osmanlı’nın Lale Dönemi anlayışıyla devleti yönetiyor. Artık o noktaya geldi. Örtülü ödenekler, Kaçak Saraylar lüks araçlar, hayatın her alanında neredeyse olağanüstü bir kaynak savurganlığı var. Bütün bunların hepsini sonlandıracağız”  dedi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığına ayrılan örtülü ödeneği de kaldıracaklarını söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, dün Kayseri ve Nevşehir mitinglerine giderken uçakta YENİÇAĞ’ın sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun cevapları şöyle;
- Kaynak...
Devlet yönetiminde kaynak savurganlığı olmamalı. Kaynak savurganlığının bu boyutlara varmasının temelinde de AKP’nin toplanan vergilerin hesabını vermek gibi bir alışkanlığının olmaması yatıyor. Sayıştay’ın mali raporlarının TBMM’ye gelmemesi, kamuoyuna yansıtılması gereken raporların Sayıştay’ın kendi içindeki iç denetimle yolsuzlukların, savurganlıkların, sansürlenmesi, AKP’nin yaptığı uygulamalardan birisi.
Türkiye’de kaynak var derken AKP’nin son 13 yıldır topladığı vergi. İç borç özelleştirme rakamlarını ilk kez biz açıkladık. AKP bunu bile açıklamıyor. O rakamlarla bizi eleştirmeye kalktı. Evet aynı kaynağı doğru yere harcayacağız. 
- Davutoğlu’nun TOBB’da konuşmayı beklemeden gitmesi...
Devletin protokolü var. O protokol kuralına göre insanların konuşma sırası var. Mevlana’ya gidiyoruz ana muhalefet olarak. Oralar siyasi olmayan yerler. Siyasi olan yerlerde iktidar bizi dinlemek istemiyor. Kendileri konuşup salondan ayrılıyor.
- Erdoğan, devletin parasıyla miting yapıyorum, bu benim yasal hakkım dedi.
Şimdi Cumhurbaşkanı’nın bütçesi belli. Bir mitingin kaça mal olduğu da üç aşağı beş yukarı belli. Bir miting neresinden bakarsanız 10-15 bin civarında. Bizimki ama... 
Acaba örtülü ödenek bunun için mi alındı diye kafamızda ciddi bir soru var... Ülkenin kaynakları da belli. Hangi kaynağın nereye harcanacağı da belli. Yabancı devlet adamları geliyor. Ağırlanma masrafları var. Örtülü ödenek niye alınır?
-Sadece mitinglerde mi kullanılır?
Cumhurbaşkanları örtülü ödenek kullanamazlar. Binde 5’lik örtülü ödenek kullanımı gereği var. Resmi Gazete’de yayımlanmıyor Cumhurbaşkanı kararnamesi? Bir yıl boyunca kullanılacak tutar 1.8, en fazla 2 milyar TL. Cumhurbaşkanı ne kadar ortak oldu? 
Normalde bu sorulara Başbakanın yanıt vermesi lazım. Ama, vesayet altındaki kişiye Başbakan denmez. 
Hiçbir sorumluluğu olmayan bir kişinin örtülü ödenek kullanmaması  gerekir. Bütçeden kim sorumlu? Başbakan. Hesabı kim verecek? Başbakan. İyi de sorumsuz birine kaynak aktarırsanız bunun hesabını kim verecek?
-Başkanlık sistemine geçişe dönük planın bir parçası mı mitingler?
Mitingler AKP’ye destek aramanın yolları. İktidara geldiğimizde Cumhurbaşkanının örtülü ödeneğini kaldıracağız. O iki başlılık demektir. Devletin bekasından sorumlu sadece Başbakan değil. Başbakan’dan habersiz örtülü ödenek olur mu? Böyle bir anlayış olur mu? Bu, şu anlama gelir: Cumhurbaşkanı, örtülü ödeneği öyle bir yerde kullanacak ki, Başbakan’ın bile haberinin olmadığı ülkenin bekası için kullanacak. Böyle bir şey olabilir mi?
- İktidara geldiğinizde iptal, denetim konusu?
Örtülü ödenek Başbakanların namusuna teslim edilmiş paralardır. Diğer ülkelerdeki uygulamaların benzeri bir uygulama hayata geçirilecek. 
Altyapı yatırımları, ihaleler, sözleşmeler. Zaten Sayıştay’ın görevi bu. O kurumlara diyeceğiz ki; sen yasalara göre denetimini yerine getir. Zaten kesin hesap komisyonu kuracağız. İktidar olduğumuzda muhalefet bize parayı nereye nasıl harcadınız diye soracak. Biz de işte buyurun diyeceğiz. 
- Çözüm sürecini şu anda nasıl görüyorsunuz? 
Güvensizlik üzerine inşa edilen bir süreç yürümez. Söylenecek tek cümle bu. 
- 7 Haziran seçimlerinde 1. parti geldiniz. Tayyip Erdoğan’ın size hükümeti kurma görevi vermesi konusunda şüpheniz var mı çağırır mı?
Kendisi bilir. 
- Peki görevi aldınız diyelim. İlk icraatınız ne olur?
100 günde yapacaklarımızı, taahhüt ettiklerimizi onlarla ilgili hazırlıkları başlatmak. 
- Koalisyon?
O işlere girmiyoruz. CHP’nin amacı tek başına iktidar olmak. Biz tek başına iktidarı Türkiye’nin selameti için istiyoruz. 
- Hükümetin “istikrarı bozmayın” uyarısı...
Bu nasıl istikrar? Memlekette istikrar mı var? Dolar aldı başını gidiyor, enflasyon, hesap tutmadı, büyüme, hesap tutmadı. İşsizlik, ilk kez işsizlerin sayısı, çalışanların sayısını geçti. Çiftçinin durumu ortada, iki Trakya büyüklüğündeki alan ekilmedi. Hangi istikrardan bahsediyorsunuz? Yani istikrarsızlığa devam edelim diyorlarsa o ayrı bir şey. Ortada istikrar yok. Siyasi istikrar da yok. Dış politikaya bakın. Dünyadan soyutlanan bir Türkiye var. Hiçbir ülke ile ilişkilerimiz iyi değil. Bu tablonun değişmesi lazım. Türkiye’ye istikrarın gelmesi lazım. 
- Vatandaşa iktidarın seçim çalışmalarında para dağıtması...
Bütün vatandaşlarımıza açık çağrıda bulunuyorum. Paraların tamamını alın ama oylarınızı satmayın. Size verilen paralar, sizin hakkınız olan paranın çok küçük bir kısmı. Size elli lira veriliyorsa onlar 300, 500 TL veriliyorsa, onlar 2 bin TL alıyor. Bunun örneğini Tunceli’de yaşadık. Buzdolabı, çamaşır makinesi dağıttılar. Vatandaş aldı ama sonra gitti kendi inandığı partiye oyunu verdi.
Alın kesinlikle. Kendi ceplerinden ödemiyorlar. Vergi olarak aldıkları, ihalelerden aldıkları hakkınız olan para. Zaten vatandaşın parası. Vatandaşın parasıyla vatandaşı, çayın taşıyla çayın kuşunu vurmak istiyorlar. 
Necip Fazıl’ın dizesi, “Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa” adaletsizliği bundan iyi anlatan bir söz yok. Seçim yaklaşınca para vereceksin, bana oy vereceksin. Hani nerede ahlak?
-Kabineniz hazır mı
Kimsenin endişesi olmasın. Belli.

Yazarın Diğer Yazıları