Kuvvayı ve Lozan'ı karıştırma!
ÖSO mevzuunu da getirdi Kuvvayı Milliye'ye yasladı Cumhurbaşkanı.. Kuvva'dan bahsetmesine de şükür ama ardından, bilindik mevzulara girdi yine; Lozan..
Yine verdi veriştirdi Lozan'a.. Türkiye Cumhuriyeti'nin "Tapu Senedi"ne saldırmanın ardındaki duygunun, 95 yıllık kuyruk acısı olduğunu biliyoruz artık..
Bakmayın bugünkü zorunlu hallere.. Yakında yine fıtratlarının gereğine dönerler.. Ki, Lozan'a çamur atmak, bu dönüşün işaret fişeğidir..
**
Ama ben asıl nereye takılıyım biliyor musunuz;
ÖSO'ya temiz kimlik çıkarmak için Kuvvayı Milliye iyi bir şey..
İç siyasette lazım olduğundan, o kuvvanın askeri zaferini, Tapu Senedi ile perçinleyen Lozan kötü bir şey..
Vallahi, bu kafayı ne yapıyorsa ben de istiyorum..
**
CHP ile mücadeleniz ayrı konu ve iki partiyi ilgilendirir..
Ama ÖSO'yu aklamaya Kuvvayı Milliye'yi, CHP ile kavganıza da Lozan'ı karıştırmayın..
Çünkü Lozan, icap ettiği için uydurulmuş "Çakma Milli İttifak" gibi bir şey değil, tertemiz bir MİLLİ İTTİFAKIN zaferidir.. Sandık hesabıyla da olsa,
Milli mutabakat edebiyatı yaparken, Milli Mutabakatın zirvesini taşlamanın anlamı yok..
**
Bakın şöyle toparlayayım:
ÖSO bugün namlusunu çevirdiği odak itibarıyla, evet, dost kuvvet olarak tanımlanabilir..
Ancak, çok yakın geçmişte, Ayn el Arap'ta (Kobani) ve yol güvenliği sağladıkları için Süleyman Şah operasyonunda da, pyd dost kuvvetti.. Şimdi düşman ve savaşıyoruz
Endişem, Dünya ve coğrafyayı okuyamayıp, hata üstüne hata yapan Akp iktidarının aklıyla, yarın da ÖSO'yla savaşmayalım..
**
Sonuç olarak;
Devletler milli menfaatleri için, doğru hesap kitapla, her odağı, her imkanı kullanırlar..
Bu bir gerçek..
Ancak, dış politika ve terör konusunda Akp'nin siciline baktığımızda, hesabın-kitabın doğru yapıldığından, yarın yine kandırıldık denmeyeceğinden emin olamıyor insan.. Bu da bir başka gerçek..
TEKZERE.. ÇUVAL.. ETE SOĞAN..
Bundan 15 yıl önceydi.. Ortadoğu yeniden dizayn ediliyordu.. Ve Türkiye'nin gündemine, bu süreçle doğrudan ilgili bir tezkere geldi.. Malum, 1 Mart tezkeresi.. Hükumete, dolayısıyla, ordumuza, Irak'ın kuzeyine operasyon yetkisi verecek, beraberinde, yabancı askerlerin Türkiye topraklarını kullanmalarının da önü açılacaktı..
**
Tezkere TBMM'ye gelmeden önce tiyatro başladı.. Tayyip Erdoğan, kendisini, haşa, 'peygamber' gören vekillerini ikna edemiyordu.. CHP zaten karşıydı.. Ve Meclis'te de başka parti yoktu..
Tezkere geçmezse, "Ekonomi batar, maaşları ödeyemeyiz, borç sarmalından kurtulamayız" gibi argümanları işe yaramadı ve nasıl olduysa 97 AKP'li vekil, hayır oyu kullandı..
İş kaldı, ordunun ve CHP'nin üzerine.. Oysa AKP'li vekillerin Erdoğan'ın ağzının içine baktığı gerçeğini hatırladığınızda, tezkere, liderlerine sorgusuz sualsiz biat eden AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedilmişti..
**
Bunu niye hatırlattım? Malumunuz o tezkere kararından sonra Irak'ın kuzeyindeki unsurlarımızın kafasına çuval geçirildi.. Ve Erdoğan ABD'ye, "Bu müzik notası değil" diyerek nota bile vermedi.. Tiyatronun ipuçlarından biri de buydu aslında..
**
Ve tezkere oylanmadan önce o günlerde, Erdoğan'ın daha sonra "Hocam" diye hitap edeceği Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök bir şeyler söyledi.. Henüz 'Kasaptaki ete soğan doğrayabildiği' günlerdi.. Dedi ki;
- Umarım, yarın, bugün savaşanlarla savaşmak zorunda kalmayız..
Çok önemli bir sözdü.. Ve Ordu merkezli bir 'DEVLET' bakışını ifade ediyordu…
**
Sonuçta tezkere geçmedi ve geldik bugüne.. Gerçi, böyle gel-gitli bir iktidar varken, tezkere geçseydi nasıl bir sonuçla karşılaşırdık kestirmek zor.. Ama demem o ki, o günler, en kritik virajlardan biriydi..
İşte bugün, o gün savaşanlarla savaşıyoruz..
Devlet aklı yerine, kişisel hırs ve husumetleri öne çıkardığınızda nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalabileceğimizi, 16 yıllık AKP iktidarında fazlasıyla tecrübe ettik..
Mehmetçiğimizin muzaffer olması için dua ettiğimiz Afrin operasyonu ile ilgili bazı çekinceler taşıyor olmamızın sebebi, bu gerçeğimiz..
Millet olarak yanlışlardan ve sonradan hiçbir şey olmamış gibi, pişkince, kandırıldım deyip siyasi bedel ödemeyi aklından bile geçirmeyerek, yeni yanlışlara yelken açan zihniyetten yorulduk..
Ordumuz.. Misak-ı Milli.. Zafer.. İman.. İnanç.. Herşey var da, eksiğimiz bu işte; "Tutarlı ve Milli" iktidar.
**
Gerçi o iktidar da bugünlerde "Yerli ve Milli İttifak" kuruyormuş.. Öyle diyollaa..
Gel de dedeye sahip çıkma..