Kurultay haktır engellenemez!

AKP Hükümeti döneminde başlayan hukuki garabetler zinciri katlanarak devam ederken, siyasi mühendislik çalışmaları alabildiğine ilerlemektedir.

Türkiye'de hukuk ciddi bir cinayete kurban gitmektedir.

Kimin yolu siyasi bir konudan mahkemeye düşse, "acaba hâkim hangi taraftan" görüşü öne çıkıyor. Çünkü biliniyor ki hâkimlerin siyasi görüşleri davaları doğrudan etkiliyor. Tıpkı; Balyoz'da, Ergenekon'da olduğu gibi...

"Hâkim bizdenmiş, savcı bize yakın..." son dönem siyaset kulislerinin en temel kalıpları haline dönüşmüş durumda...

İşte bu anlayış, geri kalmışlığın, çağ dışılığın en çarpıcı, en net örneğidir.

Özellikle son 10 yılda hukuk cinayetleri seriye bağlanırken, devlet geleneği ortadan kaldırılmıştır. Hukuk devleti olmak bir yana, gücü eline geçirenler kendi hukuklarına göre bir sistem inşaa etme çabasına girişmişlerdir. Tıpkı 1980 darbecilerinin yaptıkları gibi...

Sistem değişikliği tartışmalarından tutun, yeni anayasaya kadar her olayda bu gerçek karşımıza çıkıyor.

***

Gelelim bundan sonra ne olacağına...

Türkiye'yi hukuk devleti olmaktan çıkarmak için var gücüyle çalışan teşkilatlı bir yapı var. Kendi güçlerini garanti altına alıp, üst perdeden "tebaa" yönetmek en büyük istekleri... İmkânları olsa yarın hanedanlığı geri getirir, devlet tarihini kendilerinden başlatırlar.

Medya üzerinden kontrol edilebilen, abuk sabuk programlarla gününü geçiren, üretimden uzak, düşünmekten uzak, mankurtlaşmış, sorgulamayan bir toplum ise en büyük hayalleri... Tıpkı George Orwell'ın 1984 romanı gibi!

Dolayısıyla kendilerine yönelecek en önemli tehdit seçimlerde karşılarında ciddi bir rakip görmek... CHP ve MHP'nin durumu ortada... Seçim kaybedip "başarılıyız" diyen ileri görüşlü genel başkanları var...

Bu ileri görüşlü muhalefet sayesinde iktidarın yükü bir hayli hafifliyor. Bu durumu değerlendiren iktidar, seçimlerde deliler gibi koşturmak yerine, maçı başlamadan kazanmış edasıyla meydanlarda keyif çatıyor. Biliyorlar ki sömürdükleri değerlere sahip çıkıp, insanları uyandıracak bir rakipleri yok...

Ancak işler tamamen değişmiş durumda. Onların uyuttuğunu sandığı bir nesil yetişti ve gasp edilen haklarını geri almak, hukuk devletine dönüş yapabilmek için yürüyorlar.

***

MHP'deki kongre süreci de böyle bir uyanıştır...

İnsanlar yola çıkmış, inanmış bir şekilde, daha iyi bir Türkiye hayal ediyorlar. Bağlı bulundukları devletin anayasasının siyasi partiler kanununun söylediği yeter imza sayısının 3 katını topladılar.

Notere onaylattılar ve anayasal haklarını istediler.

Birileri çıktı o imzalara hakaret etti, aşağıladı, tanımadı. Mahkemeye gidildi, tespit yapıldı, anayasaya göre kurultay haktır denildi. Yetmedi, o imzalara hakaret edenler, olmadık mahkemelerden ilginç kararlar çıkardılar.

Kısacası sabote etmek için her yolu denediler!

Tüm bu gelişmelerden sonra Yargıtay'ın vereceği karar önem kazandı. O karar da bugün yarın çıkacak derken, ileri bir tarihe ertelendi.

Süreç anlaşılmayacak bir şekilde sarkıtılıyor. Kanunlar açık, emsal kararlar ortadayken, delegeler kurultay isterken, hâlâ kararın verilemiyor oluşu hiçbir hukuki etikle bağdaşmamaktadır.

Yol belli, yöntem belli... MHP üzerinden siyaset mühendisliği yapıp buna hukuku alet edenler, riyakarlık düzenlerinin bozulacağından çok eminler...

MHP üzerinden senaryo kurup, başrol dağıtanlar bilmelidirler ki tarih onları "Türk siyasetinin enkazları" olarak yazacaktır.

MHP Kurultayı anayasal bir haktır ve bu hakkın engellenmesi, gasp edilmesi anayasal bir suçtur!

Yazarın Diğer Yazıları