Küreselleşme yolsuzluğu artırdı
Küresel sürecin dünyada yarattığı spekülatif ortam, aynı dünyada yolsuzlukların da artmasına neden oldu. Özellikle, finans sektörü spekülatif kâr amacıyla, sahip olduğu veya kullandığı medya ve tetikçilerle tüm dünyada, piyasayı ve halkı yanlış yönlendirdi. Siyaseti satın aldı. Dünya’yı kumar masasına çevirdi.
Bizde ise önceleri enflasyon sonra sıcak para ve spekülatif ortam, zaten dinamik bir yapıya sahip olan bazı insanlarda kısa sürede köşe dönme isteğini artırdı ve yolsuzluğa zemin oluşturdu.
İstanbul Üniversitesi İktisat fakültesi Mezun ve Mensupları Vakfı’nın “2007 yılında İstanbul halkının yolsuzluğa bakış açısı” isimli bir araştırmasında, İstanbul halkı yüzde 90 oranında “Medyanın yolsuzluğun üstüne yeterince gitmediğini” söylemişti.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü, geçen sene Temmuz ayında yolsuzluk konusunda 107 ülkeyi kapsayan kapsamlı bir kamuoyu anketi açıkladı. ‘Yolsuzluk barometresi’ olarak açıklanan bu anket sonuçları da dünya genelinde yolsuzluğun arttığını gösterdi.
Dünya genelinde bu anketin bazı ilginç sonuçları:
* Dünyada her dört kişiden biri, son bir yılda kamu kurumları ve kamu hizmeti veren kurumlara rüşvet verdiğini belirtiyor.
* Siyasi partiler, tüm dünyada yolsuzluğun en fazla görüldüğü kurumlar olarak algılanıyor.
* Her on kişiden dokuzu, yolsuzlukla mücadelede bulunmaya istekli olduklarını ifade ediyorlar.
Türkiye ile ilgili sonuçlar ise şöyle:
* Ankete katılanların yüzde 55’i son iki yılda yolsuzluğun arttığını düşünüyor.
* Yolsuzluğa en fazla karışan kurumlar sıralamasında ilk sırada siyasi partiler, sonra medya ve Meclis geliyor.
* “Hizmet almak amacıyla kamu kurumlarına başvurduğunuzda kişisel bağlantıların işinizin yapılmasında önemli bir etkiye sahip olup olmadığına” yönelik soruya, ankete katılanların yüzde 62’si önemli bir etkisi olduğu yönünde cevap veriyor, bu da kişisel kayırmacılığın yüksek olduğuna işaret ediyor.
* Katılımcıların yüzde 68’i, sade vatandaşların yolsuzlukla mücadelede etkili olacağına inandıklarını; yüzde 86’sı ise, karşılaştıkları bir yolsuzluk olayını mutlaka yetkili kurum ve kişilere bildireceklerini belirtiyor; fakat yüzde 54’ü yasal yollara başvurmanın işe yaramayacağını söylüyor.
Yolsuzlukla ilgili önemli bir sorun da yolsuzluğun dar bir çerçeveye sıkıştırılmak istenmesidir. Gerçekte ise halkın verdiği iktidar gücü ile devletin imkanlarının bir siyasi iktidar tarafından tek taraflı veya çıkar amaçlı kullanılması, daha da kapsamlı bir yolsuzluk demektir.
Söz gelimi bir devlet kurumu olan TRT, 11 Şubat’taki siyasi parti grup toplantılarını, AKP 66 dakika, CHP 12 dakika, MHP ise 6 dakika olarak verdi. Aynı şekilde, 18 Şubat’taki toplantıları da, AKP 53, CHP 13 ve MHP’yi 7 dakika olarak verdi.
Devletin imkanlarını, halkın emanet olarak verdiği iktidar gücünü ideolojik amaçla kullanmak da yolsuzluktur.
Washington’da bulunan Demokrasileri Koruma Vakfı, 15 gün önce bir rapor yayınladı. Bu raporda Türkiye’nin teröre destek verdiği, çünkü Yasin el Kadı, Hamas liderlerinden Saleh al Aruri ve Hamas bağlantıları olduğu iddia edildi.
Eğer gerçekse, Türkiye’nin birilerinin veya bir grubun ideolojisi için bu tür bağlantılara sokulması halkın güvenini kötüye kullanmak ve bir tür yolsuzluktur.