Kulüplerin kongreleri
Spor kulüplerimiz kongrelerini yaparak rotalarını tayin etmeye devam ediyor. En son Galatasaray, kongresini yaptı. 5 adayın mücadele ettiği yarışta ilk açılan sandıklarda geriden gelmesine rağmen Burak Elmas aradaki farkı kapatarak seçimi kazanıp sarı-kırmızılıların 38. başkanı oldu. Kendisini kutluyorum. Genç, dinamik ve bağlı olarak da enerjik yapısıyla tecrübelerini birleştirdiğinde, Galatasaray camiasına önemli katkılar sağlayacağına inancım tamdır. En azından geçen dönem sağlanamayan kulüp içi ahengi kurmakta azami dikkati gösterecektir. Hafta sonunda da Fenerbahçe seçimli genel kurulunu yapacak. Anlaşılan o ki Fenerbahçe''de de Ali Koç başkan bir kez daha kongre üyelerinden opsiyon isteyecek ve güven tazeleyecektir. Fenerbahçe Spor Kulübünde de bir genç başkan yine eskiden kazandığı deneyim ve tecrübeleri ile enerjisini birleştirerek bu kez geçen dönem yapamadıklarını hayata geçirip, ikballe "hoş bir seda" bırakmayı deneyecektir. Sayın başkan tartışmasız bu süreçte en doğru isimdir. Bununla birlikte bilirim ki genelde başkanlar kendilerine "akıl verilmesinden çok da hoşlanmazlar." Lakin 2-3 yılda bir tekrarlanan kongrelerdeki kurulan yeni yapıda "treni kaçırmamak" adına ben de Yüksek Divan Kurulu üyesi olarak üzerime düşen ve benden beklenileni bir dost olarak hatırlatmak isterim. Kongre öncesi sayın başkanlar lütfen bunu akıl vermek yerine katkı ve tavsiye saysınlar.
***
Bakın kulüplerde kurumsallaşma, oyuncu kadrosu, teknik yapı ve zenginlik kadar "iç huzur, diyalog ve irtibat" da fevkalade önemlidir. Adı geçen nedenle kuracağınız yeni yönetimlerde "Einstein değerinde yöneticiler" getirseniz de irtibat ve gönül birlikteliğini tesis edecek "kulüpçü, yönetim, devlet, camia" tecrübeli birilerini de "aralara serpiştiremiyorsanız" eksiksiniz demektir. Ben birisini tarif etmeye çalışmıyorum. Ama illa daha net bir tarifte bulunmamı istiyorsanız, ben değil Fenerbahçe camiası size merhum Serkan Acar beyi işaret etmektedir. Onun gibi birilerini de bulup getiriniz lütfen. Hem vilayette koordinasyon toplantısında kulübünüzü temsil etsin, hem de kulüp başkanının yetişemediği yerde onun adına camianın kanaat önderlerini, kulüp çalışanını, dert ve problemi olan kongre üyesini kucaklasın. Yok, böyle yapılmayıp yine camiada hiç tanınmayan arkadaşlarla devam etmek tercih edilecekse, şu an muhatap olunan kapı ardı fısıldaşmaların da hiç son bulmayacağı bilinsin. Şayet getirilen yeni yöneticiler de kongre üyelerinin ellerini sıkarken "gözlerinin içine değil de havaya" bakacaksa, başarıyı yakalamak için yapılan kongre gayret ve çabaları da boşa çıkabilecek ve emeklere yazık olabilecektir. Ben Fenerbahçe Kongresi''nde sayın başkanın bu kez bu dengeyi kuracağını umuyor ve kendisine başarılar diliyorum...