Külliye'den çıkan külliyen hatalı af
İstanbul Milletvekili, Anayasa Profesörü ve Meclis Anayasa Komisyonu Üyesi İbrahim Kaboğlu ile infaz affını konuştum. Kaboğlu, "Yasa tekniğine, Anayasa'ya ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'ne aykırı olduğu gibi Anayasa Mahkemesi kararlarına ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarına da aykırıdır" dedi.
Tam adı, "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayı ile kesinleşti.
- Sordum: Öyle bir tanım yaptınız ki, Külliye'den çıkan külliyen yanlış af diyebilir miyiz?
Kaboğlu: "Tam da söylemek istediğim budur. Siz gazeteci olarak başlığı atabilirsiniz. Ne yazık ki, yasa önerisinin kapsamı, bu meşru amaç ile olduğu gibi hukukun genel ilkeleri ile de çelişmektedir."
- Sordum: Neden ve nasıl çelişiyor?
Kaboğlu: "Öncelikle, mahpus sayısında 1/3'lük azaltma ile sonuçlanan bir düzenleme, infazda iyileştirmeden çok, bir özel af yasasıdır.
Sonra, eğer amaç mahpus sayısını azaltmak idiyse, suç ve cezalara veya mahpuslara ilişkin kurallara dair maddi ceza hukukuna ilişkin düzenlemeler, bu öneride yer almamalı idi.
Nihayet, eğer mahpusların yaşam hakkı karşısında devletin azami sorumluluğu öne çıkmış olsa idi, suçlular arasında ayrım yapmadan, ceza miktarı veya mahpusluk süresi ölçüt alınarak eşit indirim ilkesi uygulanırdı.
Bunların hiçbiri yapılmadığı gibi,
- Eşitlik,
- Adalet,
- Hakkaniyet ve
- Kamu vicdanı bakımından kabul edilemez düzenlemeler içeriyor.
- Bu infaz yasası, yasa tekniğine, Anayasa'ya ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'ne aykırı olduğu gibi Anayasa Mahkemesi kararlarına ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarına da aykırıdır.
Özel bir af yasası şeklinde hüküm ve sonuçlar doğuracağı halde, olağan yasa şeklinde yapılması, kabul için gerekli 3/5 nitelikli çoğunluktan ve dolayısıyla 360 oyla çıkartılması gerekirken TBMM'de partiler arası uzlaşma gereğinden kaçınma iradesi ortaya konuldu."
- Sordum: AKP ve MHP 360'ı bulamazdı değil mi?
Kaboğlu: "Genel Kurul'da teklif sahibi AKP-MHP temsilcilerinin demokratik muhalefet partilerine yönelik olarak kullandıkları dil, siyaseten araçsallaştırma iradesini teyit etmiş bulunuyor.
Mahpuslar arasında ayırım şarttı. İndirimden veya aftan genel olarak bütün mahpusları yararlandırma yerine suçlu kategorileri ölçüt alındığına göre, bu konuda öncelikli olarak tutuklu ve hükümlü ayırımı yapılmak gerekirdi.
Çünkü yargı uygulamasında tutuksuz yargılama ilkesine uyulmadığı için, tutuklama kararlarının önemli bir kısmı, Anayasanın 19'uncu maddesine aykırı olarak ve yetersiz gerekçe ile verildi..
Tahliyelerde tutuklulara öncelik tanımak yerine, hükümlülere göre düzenleme yapıldı.
- Hükümlüler arasında da ayırım mı yapıldı?
Kaboğlu: "Mahpuslar arasında ayrım için kullanılabilecek ikinci ölçüt, suçlara ilişkindir.
Ortak hukukun kabul ettiği ve çağdaş ceza hukukunun ortaklaşa cezalandırdığı ve kişiye ve/ya topluma-çevreye karşı işlenen suçlar (adi/adli suçlar) ile
Yöneticilere ve/ya devlete karşı işlendiği varsayılan suçlar (siyasal/sanal suçlar) açısından bakıldığında görülen şudur:
Öncelik siyasal/sanal mahpuslara tanınması gerekirken, kişiye-topluma- çevre ve doğaya, hatta ülkeye karşı işlenen suç ve suçlulara öncelik tanınıyor.
Üçüncü ölçüt olarak, fikir suçları ile şiddet kullanımını içeren suçlar arasında ayırım yapılmalı idi.
Tam tersine, düşünce/görüş/eleştiri çerçevesindeki açıklamalar, genel olarak "terör suçları" torbasına doldurularak, terör suçu varlığı için aranan "şiddet" ölçütü yadsındığından, yapılan düzenleme, hukuk devleti ve eşitlik ilkelerine aykırılık ötesinde demokratik toplumun temel gereklerini zedelemesi bakımından da Anayasa'ya aykırıdır.
Anayasanın 17'inci madde ve İHAS'nin 2'inci maddesine aykırılık ise, Devletin yaşam hakkını tehdit eden covid-19 salgını karşısında genel ve eşit bir düzenleme ile önlem almamış olmasından kaynaklanmakta.
Bu açıdan konu, TBMM Genel Kurulda yeterince dillendirilmeyen Devletin sorumluluğu açısından da tartışılmalı."
Değerli okurlarım;
CHP, "örtülü af" adını koyduğu infaz yasasını Anayasa Mahkemesine götüreceğini açıkladı.
Gazeteciler halkın haber alma hakkı çerçevesinde mesleklerini yaptıkları için diye içeride yatarken, akademisyenler yatarken, yazarlar çizerler hapishanede yatmaya devam edecekler.
AKP ve yandaşı MHP;
Hırsızları, gasp yapanları, dolandırıcıları, kamuyu zarara uğratanları, banka soyanları, adam bıçaklayanları, insanları sakat bırakanları, vatandaşın gözünü oyanları, yağma yapanları, kayırmacılık yapanları, zimmete para geçirenleri, çetecileri, organize suç işleyenleri, tefecileri, fuhuş yaptıranları, kadına şiddet uygulayanları af ettiler.
O zaman bu adı koymak şart oldu:
Külliye'den çıkan Külliyen hatalı AF…