Krizin ekonomik etkileri ne olur ?

Şu veya bu şekilde Dünya bu virüsü yenecektir. En büyük maliyet can kaybıdır. Dünya ekonomisine verdiği ve vereceği zararın ise dünyanın yaşamış olduğu önceki ağır krizlerden iki farkı olacaktır;

Birisi, dünyanın yaşadığı diğer krizlere göre kısa dönemde daha fazla tahribat yapacaktır.

İkincisi, ekonomik etkileri geçici olacaktır. Bu etkiler uzun süre devam etmeyecektir. Toparlanma hızlı olacaktır.

1930 Dünya Buhranının olumsuz etkileri 1936 yılına kadar devam etmişti. Bu günkü virüs krizinin etkisi ise 2020 yılı ile sınırlı kalacaktır. Ancak bir yıldaki tahribatı 1930 buhranından daha ağır olacaktır. 1930 yılında Dünya, üretim hacmi yüzde 42 oranında. Dünya Ticaret Hacmi de yüzde 65 oranında düşmüştü. Bu defa 2020 yılında dünyada daha yüksek gelir ve servet kaybı olacaktır.

2020 Dünya büyüme ve işsizlik oranının ne olacağı, kriz sonrası anlaşılacaktır. Sonuç, ülkelerin sağlık sistemlerini güçlendirmesi ve salgını kontrol altına alma süreleri, hükümetlerin krizi ve ekonomiyi yönetme performansına göre değişecektir.

Kriz Türkiye'yi nasıl etkiler? sorusuna gelince, konjonktürel bir kriz olmadığı için Dünyadan farklı etkilemez. 2009 krizinde Türkiye, Dünya ortalamasından daha fazla etkilenmişti.

Öte yandan, 2009 krizinin Dünya da etkileri uzun sürdü fakat dünyanın yaşadığı önceki krizlere göre olumsuz etkisi daha sınırlı kaldı. Türkiye 2009 krizinden piyasanın kırılgan olması nedeni ile biraz daha fazla etkilendi. (aşağıdaki tablo)

2009 Yılında Dünyada bazı makro ekonomik göstergeler

(Yüzde )

Büyüme oranı Yatırım/GSYH İşsizlik oranı

DÜNYA -0.4 22.4. 6.2

GELİŞMİŞ ÜLKELER. -3.5 19.5 ------

GELİŞMEKTE OLAN

ÜLKELER 3.1 41.8 -----

TÜRKİYE -4.7 17.2 14.0

Biz özelleştirmedeki bazı yanlışlarımızı şimdi daha iyi anlıyoruz. Söz gelimi su ödemeleri belediyelerin elinde olduğu için fatura gidiyor fakat su kesintisi olmuyor. Elektrik ve doğalgaz dağıtımı ise özelleştirildiği için, devlet kontrolünde değil. O zaman evlerin kullandığı elektrik paralarını devlet ya hane sahibine veya özel işletmeye vermesi gerekiyor.

Kapalı kalan okullardaki öğretmenlere, ücretsiz izine çıkarılan işçilere, dükkanını kapatan serbest çalışanlara ödenen 1170 lira düşüktür. Parasal desteklerin artırılması gerekir.

Özel bankaları kredi vermeye zorlayamazsınız. Ancak devlet kefil olursa özel bankalar nakit kredi verebilir. Kredilerin işlemesi için devletin belli bir limite kadar söz gelimi her şahsa 10.000 liraya kadar devletin kefil olması gerekir.

Kamu bankalarına gelince, 10.000 lira kredi isteyenler genellikle 5.000 ve altında kredi alabiliyor. Kapanan KOBİ'lerin, okulların, işyerlerinin SGK borcu varsa kredi vermiyorlar. Yani kredi sisteminde eskisinden farklı bir uygulama yoktur.

Bir okul sahibinden dinlediğimi anlatayım. Kriz nedeniyle okullar kapatıldı. Ama internet yoluyla eğitim devam ediyor. Bir veli özel okuldan parasını geri istiyor. Özel okulda yasal düzenlemeyi bekleyelim diyor. Bu ihtilafla bankanın ilgisi yok. Ama bu ihtilafı bilen bir banka görevlisi aynı özel okulun kredi talebine olayı anlattıktan sonra ''birde bizden kredi mi istiyorsun'' diye dalga geçiyor. Hangi banka olduğunu ve kim olduğunu BDDK isterse verebilirim. Kastım, bankalar söylendiği gibi kredi vermiyor. Vatandaşı zora sokuyorlar.

Bu örnekler, hem krizi atlatmakta hem de sonuçları için önemlidir.

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları