Kriz mağdurları
2008 yılı Ekim ayında yürürlüğe giren, 5510 Sayılı yasa, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası’nı düzenliyor. Yasanın 41. maddesi çalışanın mücbir bir sebeple işine ara vermesi halinde, bu verdiği arayı borçlanarak emekli olma hakkını sağlıyor.
Örneğin, askerlik, doktora öğrenimi, avukatlık stajı, gözaltı süresi, grev ve lokavtta geçen süreler, seçimlerde aday olanların istifa nedeniyle geçen süreleri, sonradan borçlandırılmak suretiyle çalışma süresine ilave ediliyor.
Emekli olmak isteyenler, eğer yaşları tutuyor da, çalışma süreleri tutmuyorsa, bu şekilde borçlanarak emekli olabiliyor.
Ne yazık ki, bu kanunda kendi istekleri dışında işten çıkarılmış olanların böyle bir borçlanma hakları bulunmuyor.
Ayrıca krizden dolayı işsiz kalanların da böyle bir borçlanma hakları mevcut değil.
Bu nedenle, CHP adına bir yasa teklifi verdim. Bu teklifim iki amaçla hazırlandı.
1) Bir amacı, her ne sebeple olursa olsun hizmete ara verenlerin hizmet borçlanmaları kapsamına alınmasıdır. Bu şekilde tabi olduğu sosyal güvenlik kanununa göre emekli olabilme yaşını doldurduğu halde, sigortalının tamamlayamadığı eksik süreleri ödemesi yoluyla, isteyenlere emeklilik imkanı sağlanacaktır.
Hizmet borçlanmalarında, borçlananlar primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde yapacaklarından, sosyal güvenlikte mali denge de bozulmayacaktır.
Kaldı ki, sosyal güvenlik hizmeti bir devlet hizmetidir. Bu nedenle Sosyal Güvenlikte mali dengeden önce, insan refahı gelir..
2) Teklifin İkinci amacı, 2008 yılı başında ortaya çıkan Dünya ekonomik krizi ve Türkiye’de yaşanan ekonomik depresyon nedeniyle işsiz kalanların ve yine kriz nedeniyle işsiz kalacak olanların mağduriyetlerinin önlenmesidir.
Türkiye’de krizin etkisiyle 800.000 kişi işini kaybetmiştir. Eğer çalışmaya hazır olanları da katarsak, işsiz sayısı 6 milyonun üstüne çıktı. Kriz nedeniyle esnaf da işini kaybetti. Artan toplam işsiz sayısı ve işsizlik oranı, sosyal patlama riski yaratacak boyuta ulaştı.
Dünyada ve Türkiye de, spekülatif fonların etkisiyle ve yanlış yönetim ve aynı zamanda politikasızlık nedeniyle ortaya çıkan krizin sorumlusu işini kaybedenler değildir. İşini kaybedenler bu krizin mağdurlarıdır. Bu nedenle bu işsizlerin mağduriyetlerinin önlenmesi için, 2008 ortasından 2010 ortasına kadar geçen 2 yıllık süre içinde işini kaybedenlerin primlerinin, 31 Aralık 2010 tarihine kadar işsizlik sigortası fonundan ödenmesi ve bunların 5510 sayılı yasanın verdiği haklardan yararlanmaları sosyal riskleri azaltacaktır.
Böylece, çağdaş ülkelerde rastlanmayan ve bizim yaşadığımız bir mağduriyet giderilmiş olacaktır. Herkes sağlık şemsiyesi altına alınmış olacaktır. İşsizlerin aileleri sağlık imkanlarından mahrum edilmemiş olacaktır. Aksi halde yeşil kartların da iptal edilmesiyle, birçok insan sağlık hizmeti dışında kalacaktır.
Öte yandan 42 milyar liraya ulaşan işsizlik fonunun, bu gibi kriz dönemlerinde işe yaraması gerekir. Zaten bu nedenledir ki söz konusu fonun adında “Sigorta” var. Bu gerekçelerle krizden dolayı işsiz kalanların sigorta primlerinin, işsizlik sigortası fonundan ödenmesi gerekir.