Kredi kartlarında "Ödememek" çözümü öne çıktı
2005 yılında kredi kartları sorunu gündemdeydi. Konuşmacı olarak katıldığım bir panelde, duayen bir bankacı, kredi kartlarında dört türlü ödeme yöntemi var demişti. Bir... Defaten ödeme... İki... asgarisini ödeme... Üç... İcraya ödeme... Dört...Ödememe.
Kredi kartı borcunu ödememek, bankaların zorladığı bir yöntemdir. Bankalar kredi kartlarından dünyada eşi-menendi görülmemiş ve de görülmeyecek faizler aldılar... Almaya devam ediyorlar.
Türkiye de, “tefecinin eline düşen iflah olmaz” diye bir söz vardı... Şimdi bankalar tefeci faizinin de iki katını alıyor. 2009 yılında tefeci faizi yüzde 30, bankaların kredi kartı faizi yüzde 62’dir. Üstelik, tefeciler arasında rekabet var. Bankalar ise, anlaşarak, kartel oluşturmuş durumdadır. Örneğin Merkez Bankası kredi kartlarında azami faizi yüzde 62 ilan ediyor, tüm bankalar aynı azami faiz üzerinden faiz alıyorlar.
Bu şartlarda bankalar tüketiciyi tefeciden beter ediyor... Ellerine düşenin her şeyini alıyorlar... Sonra da onlardan borçlarını yapılandır diyorlar!
Bir tanıdığımın bir bankaya 2006 yılı başında 3 bin lira kredi kartı borcunu sordum... Birkaç haciz geçirmesine rağmen, üç bin liralık borcu icrada 61 bin liraya çıkmış. Avukat yeniden yapılandırma ile bu borcun 15 bin liraya ineceğini söyledi. Banka ise bize gelin 7 bin liraya kapatalım dedi. Bu nasıl bir hukuk düzenidir? Bu nasıl bir piyasa düzenidir?
7 Temmuzda yürürlüğe giren “Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu” kapsamında kredi kartı borcunu taksitlendirme süresi 7 Eylülde sona eriyor. Bankalara, avukatlarına, varlık yönetim şirketlerine veya temsilcilerine yazılı olarak başvurmaları gerekiyor.
Kredi kartlarında takibe alınan toplam borç 3 milyar 100 milyon liradır.
Başvuru süresinin bitmesine bir hafta kala, yaklaşık 81 bin tüketicinin başvurduğu ve 3 milyar 100 milyon liralık toplam borcun sadece 251 milyon lirasının yani yüzde 8’inin yapılandırıldığı bildiriliyor.
Anlaşılan odur ki süre sonuna kadar, başvuran mağdur sayısı yüzde 40’ı geçmeyecek. Bunun anlamı başta söylediğimiz “ödememe” şeklindeki ödeme şeklidir.
Borçlu neden borcunu ödemiyor...
1) Tüketici dernekleri diyor ki: “Bankalar, yapılan başvuruları ilk başlarda kabul etmedi. Sistem yoğunluğu gerekçe gösterilip, tüketiciler ilk 2-3 hafta geri çevrildi. Ardından bazıları, tüketicileri, borçlarıyla ilgilenen avukatlarına yönlendirdi. Avukat parasını aradan çıkarmak için böyle bir yol denediler. Avukat parasının tamamının ödenmesini istediler. Bu konuda tüketicilerden yoğun şikayet aldık. Halen bu uygulama devam ediyor. Tüketici, icra takibi yüzünden ortaya çıkan avukat parasının tamamını ödemek zorunda değil. Kanunda bu açıkça belirtiliyor. Avukat parasının yüzde 75’i silinecek ve yüzde 25’i yapılandırmaya dahil edilecek.”
2) Borçlu para bulamadı. Ekonomik kriz nedeniyle 6 milyondan fazla insan işsiz... Bu işsizler aileleri ile birlikte 20 milyon ediyor. İşsiz kalanın aile fertleri de borcunu ödeyemiyor.
3) Bankaların kredi kartlarından geçen yıl aldıkları yüzde 106, bu sene aldıkları yüzde 62 faize karşı vatandaş tepki gösteriyor. Borcunu ödemek istemiyor.
4) Bankalar işi tavsatıyor... Çünkü, bankalar bu alacakları için önce karşılık ayırıyor. Sonra alamayacakları kesinleşince, vergi matrahından düşüyorlar.
5) Hükümet kredi kartı mağdurlarına mağdur gözüyle bakmıyor. Başbakan bunu sık sık dile getirmişti. “Mağdur yok, borçlu var” demişti.