Kredi kartları can yakıyor

Kredi kartlarında icralık olanların sayısı, 2007 yılında 450 bin iken 2008 yılı sonunda 880 bine çıktı. 2008 yılı ortalarından itibaren, ekonomik krizle birlikte icralık olanların sayısı da arttı. O kadar ki 2008 başında kart borcunu ödeme zorluğuna düşenlerin sayısı ayda ortalama 35 bin iken, 2008 son aylarında ayda ortalama 70-80 bine çıktı.
Banka ve kredi kartlarında, bir defa tökezleyen, bir daha belini doğrultamıyor. Kriz nedeniyle işini keybedenler ... Haftalarca siftah yapmadan kepenk kapatan esnaf ve sanatkâr ... İşini kaybeden işçi ... ister istemez kredi kartını ödemekte tökezliyor.
Tökezleyenler faiz tuzağına düşüyor..
1) Bankalar, kredi kartlarından, dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan, duyan yabancıların ağzını uçuklatan faizler alıyor. Halen, bu kartlarda akdi faiz yıllık 52.68 ve gecikme faizi ise 61.68’dir. Halkı tökezleten bu fahiş faizdir.
Bankaların kredi kartlarından tefeci faizinden daha yüksek faiz almalarının günahı Merkez Bankası’nındır. Çünkü, banka ve kredi kartlarını düzenleyen yasaya göre, banka ve kredi kartları azami faiz oranlarına MB karar veriyor. 21 bankadan 19’u bu en yüksek orandan faiz alıyor.
Krize rağmen bankalar bu yüksek faizde direniyor... Bir ay önce bankalar mevduata yüzde 18 faiz veriyordu. MB gecelik faiz oranlarını yüzde 13’e düşürdü. Bankalara likidite yarattı. Şimdi bu bankalar mevduat faizini yüzde 13-14’e indirdiler. Buna rağmen kredi kartları faizleri değişmedi.
2) Türk halkı, zar zor geçindiği için, tasarrufu olmadığı için, sık sık kredi kartlarında ödeme sıkıntısı çekiyor.
Bırakın tasarruf etmeyi, AKP iktidarı halkı borç harç içinde bıraktı. Kimsenin kıpırdayacak hali kalmadı.
MB verilerine göre, ailelerin, mevduat bankalarına, katılım bankalarına ve şirketlere olan borçları, 2009 yılı Ocak ayında 117.5 milyar liraya çıktı.
2008 Aralık ayında merkezi yönetim borç stoku da 380.1 milyar liradır. Bu borcu da bu toplum, vergisiyle veya devlete ait varlık satışıyla ödemektedir.
Ailelerin ve devletin toplam borcu 497.6 milyar lira ediyor. Bu demektir ki her doğan çocuk, 7000 lira borçla doğuyor.
İngiliz Aviva araştırmasına göre Türkiye’de halkın:
Yüzde 36’sının kredi kartı borcu var.
Yüzde 22’sinin yakın çevresine borcu var.
Yüzde 10’unun kredi borcu var.
Toplam olarak halkın yüzde 98’i borçludur.
Aynı araştırmaya göre Türk halkının,
Yüzde 51’inin geliri yetersiz olduğu için,
Yüzde 40’ı ise borçlu olduğu için tasarruf
yapamıyor.
3) Bugünkü krizin derinleşmesine de, bankalar ve MB sebep oldu. Bankaların aldığı spekülatif faizler, yatırımların durmasına neden oldu. Spekülatif faizi gören, fiziki yatırım yapacak yabancı sermayesi de gelmedi.
Türkiye de AKP döneminde yalnızca İzmit’te yapılan bir otomotiv yatırımı var. Türkiye’ye yabancı yatırım sermayesi yerine, spekülatif sermaye ve sıcak para geldi. Türkiye içeride üretmedi. İthalata bağımlı oldu. Yatırım yapılmayınca istihdam da yaratılmadı. İşsizlik arttı.
AKP iktidarı ekonomiyi yönetemedi... Dahası da yüksek spekülatif faize göz yumarak Anayasa’yı çiğnedi.
Zira Anayasa’nın 167. maddesi, piyasaların denetiminin devlet tarafından yapılmasını öngörmektedir. Bu madde:
“Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerinin sağlayıcı ve geliştirici tedbirler alır; piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler” şeklindedir.
AKP Anayasa’nın devlete vermiş olduğu bu yükümlülüğü görmezlikten geliyor. Ancak açıktır ki, görmezlikten gelse de sorumluluktan kurtulamaz.

Yazarın Diğer Yazıları