Korona dışında her şey var…
Türkiye'deki ilk korona virüsü vakasının açıklandığı 11 Mart 2020 gününden itibaren, ülkenin, açık ara en çok konuşulan konusu bu. Hatta, tek konusu.
Elbette "önce sağlık" boyutu; hemen peşinden ekonomi boyutu, sosyal psikoloji boyutu, özellikle son bir kaç gündür yaşlıları hedef alan kepazeliklerden sonra erdem zafiyetimizi deşifre boyutu, güvenlik boyutu ve dahi magazin boyutu!..
Elimizi neyle nasıl yıkamalıyla yatıp, çarşıda, pazarda, markette en yakınımızdaki sosyal varlıkla aramıza koymamız gerken ideal mesafeyle kalkıyoruz… Rüyalarımızda kımıl kımıl garip yaratıkların istilasına uğruyoruz… Koleradan vebaya tarihini öğrenmediğimiz salgın hastalık kalmadı… Hepimiz potansiyel birer eczası kalfasıyız artık; her geçen saat artıyor etken maddesine, yan etkisine hakim olduğumuz ilaç sayısı…
Nöbet sistemine geçtik kendi OHAL'lerimizde, aniden bastırma ihtimali yüksek depresyon uykusuna karşı illa birimiz dipçik gibi bekliyor Sağlık Bakanı'nın gece yarısı açıklamalarını.
Ayakkabı-çanta markasıyla hava atma devri kapandı; bir şişe 80 derece limon kolonyasına sahip olmak, son model spor arabaya sahip olmaktan daha havalı!
Üstünlük kurmanın ölçüsü bile değişti;
Dezenfektanın kadar konuş arkadaş!
***
İşte bu ahval ve şerait altında, -ister misiniz- Meclis'in gündemine bakalım mı biraz da?
Görelim, neler konuşmuşlar, neler tartışmışlar, nelere çare aramışlar bu "küresel salgın"ın ülkemize "resmen" teşrifinden sonra;
"Futbol Maçlarında ve Diğer Spor Müsabakalarında Bütüncül Bir Emniyet, Güvenlik ve Hizmet Yaklaşımı Üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi"ni görüşüp, karara bağlayıp, kanunlaştırmışlar misal; gurur duyduk!
Ne kadar kıvansa az bu millet; "Afrika Kalkınma Bankası Kuruluş Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanunun Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi"ni kabul ederek kanunlaştırmışlar bu zor günlerde! Olmasaydı, nice olurdu halimiz değil mi ya!
***
Ara ara "İçtüzüğün 19'uncu maddesine göre" görüşme taleplerinde bulunmuş muhalefet partileri.
"Ret" tabii!
***
"Hayat devam ediyor(!)" mesajı vermek için zahir topluma, düzenli ve istikrarlı biçimde "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" görüşmüşler ama…
"O ne ola" diyen olursa; saymakla bitecek gibi değil de, "Esnaf Ahilik Sandığı uygulaması"nın ertelenmesinden, "Dernekler tarafından fiziksel ortamda yapılan bildirim ve işlemlerin elektronik ortamda da yapılabilmesi"ne, "Vakıflar Genel Müdürlüğü ve mazbut vakıflara ait kiraya verilen taşınmazların kiralarının 3 ay içinde ödenmemesi durumunda mülki amirlikçe tahliye edilebilmesi"nden, "Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yatırımcılara yapılan taşınmaz tahsislerinin iptal edilmesi durumunda taşınmaz üzerine tesis edilmiş irtifak haklarının terkinine ilişkin uyuşmazlıkların basit yargılama usulüne tabi olması"na, "Erişimin engellenmesi kararı kapsamının genişletilmesi"nden, "Türk Standardları Enstitüsü'nde, Enstitü dışından inceleme elemanı çalıştırabilmesi"ne, bunlar gibi, her biri birbirinden "acil", şu ortamda bir çözüm bulunamazsa mazallah kıyamet alameti sayılabilecek başlık var torbalarında!
Bir madde var ki, günün anlam ve önemine, toplumun beklentisine binaen özellikle takıldı kafama:
"Cumhurbaşkanı tarafından deprem, yangın, su baskını, yer kayması ve benzeri afetler nedeniyle mağdur olan vatandaşların ödemek zorunda oldukları elektrik ve doğal gaz faturalarının ertelenmesi ile erteleme durumunda elektrik ve doğal gaz dağıtım şirketlerinin söz konusu ertelemeden kaynaklanan anapara haricindeki tüketicilerden tahsil edecekleri gecikme zammının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinden karşılanmasına karar verilebilmesi…"
Hem uluslararası literatüre hem de AFAD gibi "yerli ve milli(!)" kurumların sınıflandırmalarına göre "salgın" da bir "afet" olduğuna göre, Cumhurbaşkanı, ilk olarak herhalde Covid-19 mağdurları için kullanacaktır bu yetkisini de…
Aklıma takıldı;
Neden, birçok "devlet"in yaptığı gibi borcun üstlenilmesi değil de erteleme?
***
Yine biraz dağıttık ama bu yazıyı neden yazdığıma gelince…
Biri laf arasında "Koronadan başka şey konuşulmaz oldu" filan derse, Sultan Süleyman'a kalmadığı ortada olduğu halde, hâlâ bir gün kendilerine kalabileceği zannıyla oluşturdukları gündemi konuşanların da olduğunu bilin diye aramızda!