Köprü ve otoyol satışında 3 milyar dolar zarar

Rahmetli Özal devlet yönetiminde salla parti giderdi. Ancak onun ve ondan önce Demirel’in yaptığı iyi bir uygulama vardı... Her konuda hesap kitap yaparlardı.
Söz gelimi bir uçak yolculuğunda bir gazetecinin, ithalatının serbest bırakılması ile lüks araç ithalatının artacağını ve bunun döviz ve kaynak açısından yanlış olduğunu söyleyince, Özal da bir Mercedes ithalatından devletin alacağı vergiyi ve bu vergi ile neler yapılacağını açıklamıştı.
Siyasi iktidar köprü ve otoyolların özelleştirilmesinin gerekçesini ve yapılan işin iktisadi olduğunu hiçbir zaman açıklamadı.
Muhalefet partileri içinde, MHP’den görüş bildiren bulamadım. CHP’den görüş bildirenler ise, madalyonun görünen yüzüne bakıyorlar... Halkın bu satıştan dolayı ne kadar zarara uğradığını hiç biri söylemiyor.
Aslında temel sorun, Hükümetin kendisine emanet edilen devlet gelirlerini, basiretli bir tüccar gibi kullanmamış olmasıdır. Başka bir ifade ile Hükümet devlet gelirlerini en verimli ve etkin bir şekilde kullanmamış ve bu nedenle toplum 3.1 milyar zarara sokulmuştur.
Hesabı şöyledir:
Karayolları sitesinde köprü ve otoyolların yıllık geliri net 450 milyon dolar olarak gösteriliyor. Bu 450 milyon gelirin, 2012 dolar fiyatları ile 12 yıllık geliri 11 milyar 250 milyon dolardır.
25 yıllık yılda 450 milyon geliri kıran alan özel sektör, bu gelirin bu günkü değeri olarak 5 milyar 640 milyon dolar ödemiştir. Özel sektör bu sonuca 25 yılda her yıl alacağı 450 milyon gelirin indirgenmiş nakit akışları yöntemi ile ve yüzde 7 iskonto oranı uygulayarak ulaşmıştır.
Yüzde 7 iskonto oranı, bu satışta dolar faizinin yüzde yedi olması demektir. Dünya ortalamasına bakarsak bu iskonto oranı yüksektir. Ne var ki özel sektör daha aşağı bir oran verseydi kurtarmayacaktı. Zira özel sektör hazineye vereceği 5 milyar 640 milyon doları, bir yerden borç alacak ve bunun için faiz ödeyecektir. Artı kendi kârını da ilave edecek ve sonuçta yüzde 7 oranına ulaşacaktır.
Eğer bütçe açıkları varsa, devletin gelirini kırdırması yerine borç alması İktisadi açıdan daha rasyonel, daha uygun, daha kolay ve daha ucuz bir yoldur.
Söz gelimi Hazine, köprü ve otoyolların gelirine eşit olan yani her yıl 450 milyon dolar geri ödemeli bir borç alsaydı, bugünkü dolar faizi olan yüzde 3 faizle alacaktı. Yüzde 7 yerine yüzde 3 verecekti. Eline geçen para da 8 milyar 70 lira olacaktı. Çünkü yüzde 3 iskonto oranı ile 25 yıllık her yıl gelen 450 milyon doların bugünkü değeri 8 milyar 70 milyondur.
Özet olarak, Hükümet özelleştirme yerine borç alsaydı 3 milyar 180 milyon daha fazla gelir sağlayacaktı. Başka bir ifade ile köprü ve otoyolların gelirini 3 milyar 180 milyon dolar fazlasına kırdırmış olacaktı.
Muhalefet partilerinin bu yanlışın yani göz göre göre 3 milyar 180 milyon dolar kaybın hesabını sormaları gerekir. Aksi halde bu işin kanunu yok derlerse yanılırlar. Çünkü bu kanun iki sene önce bir torba yasayla geçti. Ben de Bütçe ve Plan Komisyonunda aynı tenkitleri yaptım.
Sanayici bu parayla yatırım yapsaydı derlerse, toplu taca atmış olurlar. Çünkü özel sektör hayır kurumu değil, kârını maksimize etmek ister. Aksi halde yaşayamaz.
Basına gelince, basın bu ince hesapları neden yapsın? Kaldı ki basın muhalefetin işini yapmak zorunda değil.

Yazarın Diğer Yazıları