Kız Kulesi'ne girdim ve inceledim

Kız Kulesi''nin tartışma yaratan fotoğraflarını herkes görmüştür.

Brandayla kapatılan kule bir süredir restorasyon çalışmasına alınmıştı. Brandanın içerisinden Kız Kulesi''nin kubbesi gözükmeyince ortalık karıştı.

Kız Kulesinin mihrabının bulunduğu kule kısmının yok edildiği iddia edildi. Hatta yıkıldığı söylendi.

Ben de merak ettim Kız Kulesine gittim. Restorasyon çalışmasının içerisine girdim.

Gördüklerimi anlatmadan önce Kız Kulesi''nin tarihi önemini kısaca aktarmak istiyorum…

Burasının geçmişi MÖ 5. yüzyıla kadar gidiyor. Kulenin yapılış amacı bulunduğu noktada gümrük noktası oluşturarak Karadeniz''den gelen gemileri denetlemek ve vergi almak…

12. Yüzyılda ise Doğu Roma İmparatoru 1. Manuel Komnenos tarafından adacıkta bir savunma kulesi inşa ettiriliyor hatta bir zincir gerilerek gemilerin giriş-çıkışı kontrol altına alınmak istiyor. Fetih''ten sonra Fatih Sultan Mehmet buraya yeni bir kule inşa ettiriyor. Kaleye de bir nöbetçi birliği yerleştiriliyor. Bayramlarda ve Padişahların tahta çıkışları zamanı Kız Kulesi''nden top atışı yapılıyormuş.

1660 yılına gelindiğinde ise kuleye gemilere yol göstermesi için bir fener ekleniyor. Bu tarihten sonra kule değil fener görevi yapıyor. 1830 yılında Kız Kulesi o dönemde yayığın olan Kolera salgınında karantina hastanesi olarak kullanılıyor. 1857 yılında Fransız bir şirket kuleyi işletiyor.

1926 yılında Cumhuriyet''in ilanından sonra Kule, İstanbul Liman idaresine geçiyor. Fener işlevinin yanında aynı zamanda gaz deposu olarak kullanılıyor. 1964 yılında Milli Savunma Bakanlığına bağlı gözetleme ve radar istasyonu olarak kullanılmış. 1983 yılında Kule siyanür deposu olarak kullanılmış. 1994 yılında Ulşatırma Bakanlığından Deniz Kuvvetleri komutanlığına devredilmiş. 1995 yılında da restorasyon sonrasında Hamoğlu Holding''e 49 yıllığına kiralanıyor.

Evet evet 49 yıllığına böylesi önemli bir kule kiralanıyor. Firma kuleye restoran yapıyor ve bugünkü tahribatı yaratan "yenilikleri" gerçekleştiriyor.

Hamoğlu Holding''e tahsis edilen Kız Kulesi, bu tarihten itibaren uzun bir hukuk mücadelesine sahne oldu. Mimarlar Odası öncelikle devletin bu tür tarihi eserleri özel şirketlere uzun vadelerde tahsis etmesini eleştirdi ve davalar açtı.

10 Kasım 1999 tarihinde 3 no''lu Koruma Kurulu, Hamoğlu Holding''e tahsis edilen Kız Kulesi''nde Koruma Kurulu kararlarına ve onaylı projeye aykırı restorasyon yapıldığı tespiti üzerine Kız Kulesi''ndeki inşaatın durdurulması yönünde bir karar almıştı.

Holding sahibi Ahmet Hamoğlu, Kız Kulesi için devlete o dönem için 18 milyar kira verdiğini, restorasyonu için ise toplam üç milyon dolar harcağını savunmuştu.

Uzatmayalım Kule Holding''ten geri alındı. Şimdi Kültür ve Turizm Bakanlığı yeniden restore ediyor.

En son söyleyeceğimi şimdi söyleyeyim…

Eğer kule restorasyona alınmasaydı gözlerimle gördüm ki yerle bir olabilirdi. Hani son anda fark edilmiş desek yeridir.

Kubbe kısmı fotoğraflarda da göründüğü gibi kaldırılmış.

Zaten, İstanbul''un incisi olan şairlerin "Şiir Cumhuriyeti" dedikleri Kız Kulesi bugüne kadar bu yanlışlıklar ile nasıl ayakta durmuş şaşmak gerekiyor.

Kulenin restorasyon çalışmalara alanında uzman isimler olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı ve Han Tümertekin danışman olarak destek veriyor.

Restorasyon işini IRIS Yapı adlı firma yapıyor. Restorasyon bedeli ise 13 milyon 292 bin TL. Bu firma AKP Üsküdar İlçe de görevli Muhammet Emin Sarıoğlu ve Fatih Sarıoğlu''nun şirketi. Şirketin 2 yılda almış olduğu ihaleler restorasyon üzerine ve ortak iş girişimleri dahil aldığı ihaleler toplamı 40 milyon TL.

Restorasyon yine yandaşa gitmiş.

Ama sahada çalışan isimler alanında uzman, yetkin isimler. Belli ki AKP''li de olsa şirket işi şansa bırakmamış.

Restorasyon işi çok zor iş ve bu işi yapacak firmaların çok deneyimli olması gerekiyor.

Kız Kulesi restorasyon alanına girdiğimde ise gerçekten kulenin yıllar içerisinde nasıl tahribata uğradığını gözlerimle gördüm. Yapının beden duvarlarına gergiler monte edilmiş. Kuleye yaklaşık 9 ton yük bindirmiş ve paslanarak duvarlara zarar vermiş.

Sökülen beton duvarlarda kolon ve döşeme donatılarının bağlantısı yok, aynı zamanda içeriğinde deniz kumu kullanılmış ve deniz kabukları var.

Hepsinin fotoğrafını videosunu çektim. Youtube kanalımda izleyebilirsiniz.

90''lı yıllarda kale avlusu bölümüne çelik çatı eklenmiş. Bir de bu yetmemiş restoran için asma kat ilave etmişler. Hem avludaki çelik çatı hem de asma kat sökülmüş. Çimento bazlı derz imalatları kulenin duvarlarından sökülmüş ve II. Mahmut dönemindeki taş ve kiremitler ortaya çıkarılmış. Yine geçmiş dönemlerde kapatılan siperlikler ortaya çıkarılmış ve mazgallar temizlenmiş.

Aldığım bilgiye göre orada kullanılan toplar yerine tekrar konulacak…

Kulenin tartışmaların odağında olan kısmı yani balkon kotu üzerinde bulunan ve 500 ton ağırlığa sahip olan betonarme yapı sökülmüş. Yerine Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı ve Han Tümertekin''in direktifleri doğrultusunda aslına uygun yığma ve ahşap yapı yapılacakmış.

Kule''yi ziyaret edecekler için İstanbul''u seyretmeleri için avluda ahşap seyirdim terasları ve buralardan kuleye çıkan ahşap merdivenler yapılıyor.

Kulenin bulunduğu yerin deniz derinliği 30 metre civarında ve çok kuvvetli dalgaya maruz kaldığından kulenin daha önce yapılan dolguları ve tahkimat malzemeleri çatlamış zarar görmüş. Bunlarda restorasyon kapsamında güçlendiriliyor.

Kule geçmiş dönemde yapılan yanlış uygulamalar ve para hırsı nedeni ile çok tahrip edilmiş. Buna izin veren yine bugün bizi yönetenler… Hiç bana Koruma Kurullarından bahsetmeyin. En büyük ihanet de burasının restoran olarak kullandırılması olmuş.

Kulenin tarihi surlarını deniz kumu ve çimento ile kapatan bir zihniyetin verdiği zararı düşünebiliyor musunuz?

Süreci yakından takip edeceğimi yetkililere de bildirdim. Sonucunda neler olacağını göreceğiz. En azından alanında yetkin isimlerin işin içinde olması içimizi rahatlatıyor.

Dünyada eşi benzeri olmayan bir tarihi değeri umarım hak ettiği konuma çıkartırız.

Yazarın Diğer Yazıları