Netflix'de ilginç bir belgesel dizi yer alıyor.
"Kirli Para"
Araştırmacı bir gazetecinin ortaya çıkarttığı büyük bir yolsuzluk.
Tabii ki bu yolsuzluk öyle böyle değil. Koskoca bir ülkede gerçekleşiyor. Fakir bir ülke kaynakları kısıtlı. Ülkede büyük umutlar veren ve yolsuzlukları bitireceğini söyleyen bir lider seçiliyor. Yıllarca iktidarda kalıyor. Fakir halka sürekli olarak dini söylemlerle geleceğe yönelik beklentiler yaratıyor.
Ülkenin liderinin talimatı ile bir varlık fonu kuruluyor. Bu varlık fonu denetimsiz ve nereye ne para harcadığı bilinmiyor. Ülkede gazetelerin neredeyse tamamına yakını iktidar yanlısı. Olumsuz hiç haber çıkmıyor. Yine ülke liderinin eşi lüks tutkusu ile dünya basınının gündeminde. Yurtdışından gelen uçak dolusu lüks eşyalar ve her gün ayrı 50-60 bin dolarlık çantalar sadece iltifat tarzı haberlere konu oluyor.
Serbest gazeteci yazıları ile bu yolsuzluğu duyurmaya başlar. Yine ses seda çıkmaz. Gazeteci bu kez varlık fonunu incelemeye başlar. Varlık fonunun yurtdışında yeni kurulan bir şirkete milyar dolarlık yatırım yaptığını tespit eder.
Daha birkaç ay önce kâğıt üzerinden kurulan bu şirkete, varlık fonunun paraları aktarılır. Bir yandan da ülke adeta şantiyeye çevrilir. Sürekli yapılan inşaatlarla ülke büyümeye başlar. Tabii ki bu sanal bir büyüme.
Ülkede sıkıntı büyük ama gösteriş itibar olarak kabul edilir.
Bu yolsuzluğun fişini Amerikalılar çeker. Amerika, kendi bankası üzerinden kirli para transferi yapıldığı ve yolsuzluğa alet olduğunu belirler.
Sonra kıyamet kopar ve lider istifa etmek zorunda kalır.
Ülke lideri yargılanmaya başlar. Devlet başkanının evine polis baskın yapar ve milyarlarca dolar ve mücevher ele geçirilir.
Yargılama sürüyor.
Peki bu hangi ülke?
Evet! Tahmininiz doğru!
Bu ülke Malezya.
Sefaletin resminin çizildiği ülke.
Bu belgeseli herkesin izlemesini öneririm. Özellikle 6 dizilik bölümün Malezya ile ilgili kısmını.
Bu belgeselde en çok dikkatimi çeken ülkede halkın bir bölümünün her şeye rağmen gırtlağa kadar yolsuzluğa batan devlet başkanının arkasında olması. Üstelik 30 yıl boyunca Kabe'ye gitmek için para biriktirdikleri ülkenin fonunu bile cebe indiren devlet başkanına destek veriyor.
Tuttuğu balık ile sadece günü kurtaran balıkçı, kamera karşısında eski devlet başkanının yaptıkları konusunda şu sözleri söylüyor:
"Evet çalmış olabilir ama bize yardımda bulunuyordu"
Felakete giden bir ülke, tüm serveti politikacılar tarafından talan edilmiş ve fakirliğin zirve yaptığı bu ülkede yaşamadığım için Allah'a şükrettim!
