Kimin BDDK’sı?..
BDDK yani Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu. Bu kurum Türkiye’de bankaların çalışma sistemini düzenliyor. Aynı zamanda bankaları denetleyici bir kurum.
Bu kurumun tüm masraflarını ve burada çalışanların maaşlarını bankalar değil biz, vergilerimizle ödüyoruz.
Yani Türkçesi tüyü bitmemiş yetimin rızkıyla ödenen maaşlar.
Bu kurum geçtiğimiz hafta bir taslak açıkladı. Sözde, tüketiciyi bankalara karşı korumak için hazırlanmış bir taslak.
Taslağı şöyle kabaca ilk aşamada incelediğinizde bazı ücretlerin kalktığını görüyoruz.
Mesela kasa ziyareti, ayak parası gibi utanılacak bir ücret. Böyle bir ücret dünyada yok. (Bunun adını ben vermeyeyim siz belirleyin...)
BDDK şimdi buna dur diyor.
Taslakta en çok dikkatimi çeken şey dosya masrafının kaldırılması. İlk etapta seviniyor insan. Dosya masrafını ilk gündeme getiren bir gazeteci olarak taslağı okuduğumda güzel dedim. Çünkü son bir yıldır Tüketici Hakem Heyeti’nin önüne bu konuda yüzlerce değil yüzbinlerce dosya gitmişti. Reddedilen tek bir başvuru yok ve tamamının iadesine karar verildi.
BDDK, ilk bakışta bu dosya ücreti tartışmasına son veriyor.
Şark kurnazlığı
BDDK, dosya masrafına son veriyor ama yeni bir ücret koyuyor. Bunun adı kredi tahsis ücreti. Yani dosya masrafının adı değiştiriliyor. Vatandaştan bankalar dosya masrafı adı altında bir ücret alamayacak ama onun yerine yenisi, yani kredi tahsis ücreti alacak. Üstelik bunun tabanı belirtilmiş ama tavanı yok.
Banka sizden 100 lira en az olmak kaydı ile isterse bin lira bile dosya masrafı pardon kredi tahsis ücreti alabilecek.
Yine çok tartışılan konulardan biri olan ve sık sık mahkeme kararı alınan hesap işletim ücreti de aynen devam ediyor. Kredi kart aidatı artık resmileşiyor.
Yani vatandaşın en çok yargıya götürdüğü tüm ücretler artık yasal oluyor. Vatandaşın yargıya gitmesi önleniyor.
Şimdi insan merak ediyor bu BDDK kime çalışıyor? Maaşlarını vergisiyle aldığı biz vatandaşlara mı yoksa denetlemek ve düzenlemekle yükümlü olduğu bankalara mı?
Hocanın fikri zikrinden bellidir hesabı BDDK’nın sayın başkanı Mukim Öztekin geçen yıl yaptığı bir konuşmasında Bodrum’da 50 TL’ye satılan lahmacunu örnek göstererek bankalara açık bir destek vermişti.
Kendi ülkesinin insanının gerçeğini bilmeyen bir kurumdan vatandaşın lehine nasıl bir karar bekleriz ki?
20 milyon kişinin asgari ücretle çalıştığı bu ülkede değil Bodrum’da bir lahmacuna 50 TL vermek, fırından 1 TL’ye ekmek bile alamadığından, 25 kuruş daha ucuz olduğu için Halk Ekmek bayilerinin önünde kuyruğa giren insanlardan, başkanın herhalde haberi yok.
Bankaların işi para toplamak ve bu topladığı paraya masraflarını ve faizini koyup satmak. Faizin dışında ne tür bir ücret alabilir ki?
BDDK, 50 liralık lahmacundan önce bunu çok iyi bilmeli. Kredi kart aidatına karşı bir insan değilim. Elbette olmalı ama düzenleyici kurum buna bir sınır koymalı. Türkiye’de sınır olmadığı sürece vatandaşın soyulması da bitmez.