Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın panzehiri mi?
AKP kongresi ve Meclis’in açılışı, AKP’de her şeyin eskisi gibi kalmadığını gösterdi. Başbakan’ın özellikle muhalif basına sertleşmesi ve ve işi “hadlerini bildirmek boynumuzun borcu” diyecek kadar tırmandırması da artık Başbakan’ın yapacak işi kalmadığını gösteriyor.
1) Başbakan’ın 3 dönemlik süresi doldu. Askerleri, yargıyı istediği çizgiye yaklaştırdı. Türban ve imam hatip okulları için verdiği sözleri yerine getirdi. Ekonomik anlamda, maalesef bundan sonra iniş başladı. 2011 yılına kadar, sıcak para, varlık satışları, dış borçlanma yoluyla çevrilen çarkların, dünya ekonomik konjonktürünün girdiği küresel sorunlar nedeniyle aynı suyla dönmeye devam etmesi beklenemez.
2) Üç dönem iktidarda kalan hangi parti olursa olsun, mutlaka yıpranıyor. Zira hangi siyasi iktidar olursa olsun, her zaman herkesi tatmin etmesi mümkün değildir. Tepkiler birikiyor. Kaldı ki, parti içinde de zamanla fikir ayrılıkları ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı’nın konuşması bu sorunu gün yüzüne çıkardı.
3) Başbakan’ın üç dönemlik süresi dolunca, bu defa başkanlık stresi başladı. Bu stres elinde olmadan Başbakan’a yanlışlar yaptırıyor. Daha rigid hareket etmesine neden oluyor. Tarafsız basını tehdit etmesi de bu nedenledir .
Gel gör ki, Başbakan’ı maalesef Kemal Kılıçdaroğlu kurtarıyor.
Başbakanın panzehiri oluyor.
Bunu nasıl yapıyor ?
1) Kılıçdaroğlu, bugüne kadar, Başbakan’ın yaptığı, siyasi, sosyal ve ekonomik hataları tartışmak yerine, küfürlü konuşmayı tercih etmiştir. Söz gelimi en son konuşmasında Başbakan’a “namert, hain, yalancı, satıcı, cahil ve kolpacı(üç kağıtçı)” demiştir. Dünya siyasi tarihinde siyaseti bu kadar ayağa düşürmüş bir başka parti genel başkanı yoktur.
Toplum, kavgadan hoşlanmıyor. Yatağında rahat yatmak istiyor. Siyaseti düşünce yerine küfüre boğarsanız, toplumu kavgaya çekmiş olursunuz .
2) Kılıçdaroğlu, parti içinde kimseye güvenmiyor. Kendisi de güven vermiyor. Parti üyelerine güvenmiyorum diyerek, belediye başkanları ve meclis üyelerinde, ön seçim yapılmayacağını açıkladı. Kurultayda çarşaf liste dedi, fiilen parti meclisi kadar anahtar liste çıkararak, demokrasinin önünü kesti. Bu yaptıkları CHP’nin demokratik misyonuna ters düşüyor. Sık sık parti geçmişini kötülüyor. Dersim tartışması ve rahmetli Menderes’in mezarını ziyaretinde açıkça partinin geçmişini karaladı. Belki de bunu CHP’li olmadığı için yapıyor. Zaten Yeni CHP sözü ile partiyi değil, kendini öne çıkarmak istiyor.
3) Türkiye’de Atatürkçü gençlik var... Ancak bunlar gittikçe CHP’den uzaklaşıyor. Çünkü Kılıçdaroğlu, Türk Milleti, Ordu, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü konusunda, halkın beklediği kadar hassas davranmıyor. Parti içinde kadro çorbası da kamuoyuna güven vermiyor.
4) Başbakan’a ve AKP’ye tepki duyanlar, alternatifsiz kalıyor. Kötünün iyisi tercihini yapıyorlar. Yeni bir parti kurmanın da yolu kapalıdır. Çünkü yeni muhalefet partileri, hazineden yardım alan mevcut muhalefet partileri ile yarışamaz.
Sonuç olarak, bugüne kadar hiçbir siyasetçi, Kılıçdaroğlu kadar medya desteği görmedi. Ancak aynı zamanda yine bugüne kadar hiç kimse aldığı medya desteğini bu kadar hızla kaybetmedi. Kılıçdaroğlu CHP’nin yolunu daha fazla tıkarsa, bundan AKP yarar, CHP ve ülke zarar görecektir.