Kıbrıs’ta oynanan oyun

Yazıyı yazmaya başladığımda, tarih 21 Mayıs’tı. Bundan 51 yıl önce, genç bir Harp Okulu öğrencisiyken katıldığım hareketli bir gecenin yıldönümü. Bir sınıf arkadaşım bana not yollamış, askeri darbeler mi kötü, AKP iktidarı mı diye. Kişiye göre değişir. Hukuk ve demokrasinin, kişisel özgürlüklerin olmadığı bir ülkede demokrasiyi nasıl savunabilirsiniz?
Soma’da herkes vicdan oyununu oynadıktan sonra, yavaş, yavaş ülkenin gerçek gündemine dönüyoruz. Artık AB ve Avrupa’da herkes Erdoğan’ı eleştiriyor. Erdoğan ve Soma olayları, Almanya’da iç politikaya bile yansıdı. Washington bile, Soma’daki tehdit ve vurma olaylarının, yasa önünde hesabının verilmesini öneriyor. Anlaşılan yabancıların, Türkiye’de, hâlâ işleyen bir hukuk mekanizması olmadığını anlamaları da zaman alacak.
ABD Savunma Bakanı İsrail’deyken Başbakanın ağzından “Yahudi dölü” sözcüğünün sarf edildiği ortaya atıldı. Her halde ABD Savunma Bakanı’na İsrailliler, ne düşündüklerini belirtmişlerdir. Tabii, tokat, yumruk ve tekme olaylarını saymıyorum bile. Oysa bu acı ve gürültüler arasında, ülkenin kaderini etkileyecek önemli olayları göz ardı ediyoruz. Mesela, ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın, Kıbrıs ziyareti. Bu ziyaret, hem ekonomik, hem de siyasi açıdan önemli.
Ekonomik açıdan önemli. Çünkü Avrupa Rus gazı ve petrolüne bağımlı olmak istemiyor. Akdeniz’in doğusunda ve özellikle de İsrail ortaklığıyla yürütülen gaz ve petrol üretimi, Avrupa’ya ikinci bir alternatif olacak. Bu arada bu durum Kıbrıs Rum yönetimini ekonomik açıdan kurtarırken, Avrupalıların gözünde Kıbrıs’ında stratejik önemi artacaktır. ABD, doğal olarak bu oyunda, hem İsrail, hem de Kıbrıs açısından, masada olmak isteyecektir. Bu söylediklerimi, Rusya’nın Çin ile imzaladığı dev anlaşma doğruluyor. Putin, Avrupa pazarını kaybedeceğini bildiği için öteki büyük pazarı sağlama alıyor.
Gelelim, siyasi açıdan öneme. Kıbrıs sorununun çözülmesi, çıkarılacak bu gaz ve petrolün de güvenliğini sağlayacaktır. Aslında Suriye konusuna da, daha dikkatle ve bu gözlükle bakarsanız, bu işe sermaye olarak yatırılan canların, bedeli ortaya çıkacaktır. Bu yüzden Kıbrıs konusunda ABD, taraflara bastırarak hızlı ve bizim kazık yiyebileceğimiz yeni bir çözüm üretecektir. Ancak Ankara’nın bu konuya çomak sokmaktan ne kadar uzak olduğu, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun ziyareti değerlendiren açıklamalarından net şekilde anlaşılabilir.
Soruna, Amerika’nın çomak sokması, yalnızca Kıbrıs ile kalmayacak. Bu yaz yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kürtlerin ve özellikle PKK’nın oynayacağı rolle de ortada. Seçimde aynı belediyelerde olduğu gibi Kürt partileri AKP’nin adayını destekleyecektir. Ne pahasına diye sormayın. Ölçü gayet net. Federasyon ve bebek katili Apo’nun hapisten çıkması. Bunlar, artık açık açık söyleniyor. Bu dansa da, AKP iktidarı, Amerikan figürleriyle, saklamadan eşlik ediyor. Güneydoğu Anadolu’da, Türk askeri ve polisiyle teröristlerin alay etmesine ses çıkarmıyor.
İşte bu nedenle tutuklu bulunan askerler hâlâ tutuklu. Çünkü onlar, eşit davranış tiyatrosu adı altında, seçimler öncesinde PKK’lılar ve Apo’yla salıverilecek.
Türkiye, otoriter bir iktidarla yönetilmesinin yanı sıra, bir yandan, adım adım parçalanmaya doğru sürükleniyor. Buna, ardında yolsuzluk ve rüşvet söylentileri bulunan siyasetçi dur diyemez. Aksine rüşvetin ve yolsuzluğun boyutları büyüdükçe de yaptığı iş birliğini de kolaylaştırmaya çalışır. Mecburrr.
Sevgili okurlarım, ekonomi konusunda, Türkiye’deki inşaat şirketlerinin içinde bulunduğu kriz, havuz medyası dışında, dış basında bilinen gerçek. Zaten çöküşü de, ne yazık ki inşaat sektöründen bekliyor ekonomi uzmanları. Bu yüzden Allah sonumuzu hayırlı etsin demekten başka elimden bir şey gelmiyor.

Yazarın Diğer Yazıları