Kıbrıs gazilerimiz ile madalyaları unutuldu?
Millî Bayram olan 4 efsane destanımızı yazarken yaklaşan Kıbrıs destanını bir kenara bugün için ayırdım.
Kıbrıs Barış Harekatı adı verilen bu muhteşem destan ile dönemin efsaneleşen siyasetçileri Başbakan Karaoğlan Bülent Ecevit'i Başbakan Yardımcısı Mücahit Necmettin Erbakan'ı ne de kızı Ayşe'yi tatile gönderen Dışişleri Bakanı Turan Güneş'i unutamaz, unutturamayız.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucusu merhum Rauf Denktaş'ı Türk Mukavemet Teşkilatının kahraman Türk direnişçilerini unutamaz, unutturamayız.
Doktor Binbaşı merhum Nihat İlhan'ı ve Rum çetesi EOKA tarafından hunharca katledilen eşi Mürüvvet Hanım ile üç evladı Murat, Kutsi ve Hakan'ı unutabilir miyiz?
Binbaşı Nihat İlhan, Rum ve Türk tüm Kıbrıslılar tarafından çok sevilen bir doktordu...
23 Aralık 1963 günü Lefkoşa Hastanesi'nde bir hamile, ancak ölüm riski çok yüksek bir Rum annenin saatler süren ameliyatını yapıyordu.
Ameliyatın ortasına doğru, Türk mahallesinden silah sesleri gelmeye başlar. Doktor İlhan'ın kulağına eğilen hemşireler, ailesinin de oturduğu Türk mahallesinin Rum çetesi EOKA tarafından basıldığını, yoğun silah sesleri olduğunu söylerler
Binbaşı Nihat İlhan, bir an duraklar... Gözünün önüne eşi ve çocukları gelir. Yüreği titrer. Sonra ameliyat masası üzerinde baygın yatan Rum kadına ve biraz önce doğan küçük Rum bebeğe bakar. Ameliyata devam etmek zorundadır, çünkü kadının hastalıklı rahim kesiminde urlar ve yaralar vardır, öylece bırakıldığı anda kadın ölecektir.
Son gelen haber ise her evin basıldığı ve katliam yapıldığı şeklindedir ama doktor için Rum annenin sağlığına kavuşması mesleki etik kuralıdır.
Doktor İlhan başarılı bir operasyon ile anne ve bebeğinin sağlıklarına kavuşmalarını sağlar ve evine koşar ama her tarafı taranan evin banyosunda birbirlerine sarılmış halde şehit düşen eşi ve 3 evladının delik deşik edilen bedenlerini görünce düşer bayılır.
O acılı günlerden sonra 20 Temmuz'da başlayıp 14 Ağustos 1974'te sona eren Türk Silahlı Kuvvetlerinin 497 şehit ve yüzlerce gazi veren kahraman askerlerimizin Kıbrıs destanını eğer unutursak büyük vefasızlık yapar şehitlerimizin kemiklerini sızlatırız.
Türk ordusunun PKK ile mücadelesinin efsane kahramanlarından biri olan E. Albay Mithat Işık'tan gelen mesajı hem size hem de Cumhurbaşkanı ve bakanlarına ileteyim. Umarım dikkate alınır.
"Sevgili komando kardeşim Orhan Uğuroğlu
Köşenizde yer verirseniz memnun olurum.
Gazilerimize biraz ilgi biraz şefkat.
20 Temmuz 1974'te icra edilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın 44. yılını kutluyoruz.
Kıbrıs Barış Harekatı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kara, Deniz, Hava Kuvvetlerinin katılımı ile havadan atma, atlama ve denizden çıkarma ve uçar birlik harekatlarının komple icra edildiği bir harekattır.
Barış Harekatı destanı ile Yunan ve Rumların Enosis hayalleri bir daha dirilmemek üzere Akdeniz'in derin sularına gömülmüştür.
Yunanlıların MEGALİİDA hayallerine DUR denilmiştir. EOKA kanlı terör örgütü yok edilmiştir. Kıbrıs Türkleri bağımsızlığına ve güvenliğine kavuşmuş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.
Batmayan uçak gemisi olan ADA Türkiye Cumhuriyeti'ne tehdit olmaktan çıkmış aksine Türkiye Cumhuriyeti'nin uçak gemisi olmuştur. Mersin'den Hatay'a kadar olan bölge ve Batı Anadolu emniyete alınmıştır.
1958'de bir avuç isimsiz kahramanın kurduğu TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı) bir kovanda petek petek büyüyerek bugünkü Kıbrıs Güvenlik Kuvvetlerini oluşturmuştur. Kıbrıs Barış Harekatı'nın tüm şehitlerine Tanrı'dan rahmet yakınlarına sabır diliyorum.
Bugün 44. yılını kutladığımız Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştiren muharip gazilerimiz maalesef unutulmuş olmanın burukluğunu yaşıyorlar.
Savaş hayatta kalanlarla kazanılır bunlara da Muharip Gazi denir. Ne yazık ki muharip gaziler ve çocukları, gazilerle ilgili olarak çıkarılan birçok haklardan faydalanamıyorlar.
1- Gazilere ödenen devlet şeref aylığında ayrımcılık yapılıyor. Daha önce erden generale kadar herkese eşit ödenen şeref aylığı sosyal güvencesi olanlara 585,00-TL sosyal güvencesi olmayanlara asgari ücret olarak ödeniyor.
15 Temmuz gazilerine ise en az 3.200-TL olarak ödeniyor. Muharip gazilerin tamamına asgari ücret seviyesinde ödeme yapılarak bu ayrımcılığın giderilmesini istiyoruz.
2- Kıbrıs Gazilerine verilmek üzere bastırılan millî mücadele madalyası darphanede bekletiliyor. Ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ne de Türkiye Cumhuriyeti bu madalyaların dağıtımını sağlıyor. Kıbrıs Barış Harekatı'na katılan en genç gazi bugün 68 yaşında çoğu bu dünyadan göçüp gitti. Bir çoğu bakıma muhtaç, yatağa bağımlı yaşıyor. Bir kurum bunu üstlensin de verilsin şu millî mücadele madalyaları...
3- TOKİ, evi olmayan muharip gazilere parası karşılığında ev versin.
4- Muharip gazilerin çocuklarına da işe alınmada öncelik tanınsın.
5- Gazi ve eşlerinin, şehit eşlerinin serbest ulaşım kartları Türkiye'nin her yerinde toplu taşıma araçlarında geçerli olsun. Gazilerimiz ve şehit yakınları şoförlerle muhatap olmasın.
Bu durum İstanbul'da Doğu ve Güneydoğu'da büyük bir problem. Ankara'da olduğu gibi buralarda da durum düzeltilmeli. Diğer şehirlerde de bu sorun giderilsin."