Kredi Garanti Fonu.
Bu fon zordaki işletmeleri rahatlatmak amacıyla kuruldu. Devlet, bankaların işletmelere verdiği krediye kefil oluyor. Eğer ödemez ise yüzde 90'ını devlet ödüyor.
Yani dünyanın hiç bir ülkesinde olmayan bir sistem. Amaç işletmeleri rahatlatmak. Riski devlet üstlendiği için de bankalar zordaki işletmelere rahatlıkla kredi veriyor.
Akıllıca bir hizmet. Ancak gel gelelim ki, bankalar bu işin de çivisini çıkarttılar. İşletmelerin bu kredi ile kurtulup kurtulmadığını bilemiyoruz ama bankalar kurtuldu. Yani KGF kredisi bankalar için adeta can suyu oldu.
Bu normal bankalar için.
Bir de obur ve doymaz bankalar var ki, onları doyurmak için daha onlarca KGF lazım.
Bazı bankalar Kredi Garanti Fonu'ndan kredi almak için gelen işletmeleri resmen soyup soğana çeviriyorlar. 10 bin lira ile 50 bin lira arasında değişen sigorta poliçeleri havada uçuşuyor. Daha da kötüsü bankalar bu kredileri hemen işletmeye vermiyor ve parayı bir kaç gün vadesizde tutuyor.
Yani bankadan kredi alan işletme her gününe faiz ödediği parayı kullanmak yerine banka onu faizsiz gasp ederek kendi çalıştırıyor.
Sigortadan sonraki en büyük haksız kazanç da burada yatıyor.
***
Geçen hafta bir belge yayınladım.
Yabancı sermayeli bir bankanın üst düzey yöneticisinin tüm şube müdürlerine yazdığı bir elektronik mektup.
Bu mektupta bankalarından alınan KGF kredilerinin hemen işletmelere ödenmemesini ve zorunlu olarak en az 3 hafta tutulmasını emrediyor.
Bu belgeyi yayınlamamızın ardından 10 gün geçti.
Ne BDDK'dan ne Hazine Müsteşarlığı'ndan ne de KGF'den hiç bir açıklama gelmedi.
BDDK'yı anladık. Bugüne kadar genel olarak hep bankaların yanında yer alan bir politika izliyor. En azından insanlar da öyle bir izlenim var. Hazine Müsteşarlığı'na hiç bir şey söyleyemiyorum. Çünkü Türkiye'yi dahası 80 milyon insanı sigorta şirketlerinin vicdanına terk etti. Bankaların, bankacılıktan çok sigortacılık yapmasına mı karışacak?
Benim burada bir çift sözüm Kredi Garanti Fonu Genel Müdürü İsmet Gergerli'ye.
Çok iyi tanıdığım Adıyaman halkının gurur duyduğu bir insan. Haramın ve helalin ne olduğunu bilen bir ailenin evladı. Bu fonun başında. Türkiye'nin kalkınması için gerçekten yoğun çaba harcayan bir isim.
İşte bu kişinin, böyle bir yöneticinin sessiz kalmasına bir anlam veremiyorum.
Sayın İsmet Gergerli'ye buradan bir kez daha sormak istiyorum:
Bankaların KGF için başvuran işletmelere 50 bin liraya ulaşan sigorta poliçelerini zorla yapmalarına neden sessiz kalıyorsunuz?
Geçen hafta yayınladığım, alınan kredilerin 3 hafta zorunlu olarak vadesizde tutulacak talimatı sizin var olduğuna emin olduğum o vicdanınızı hiç sızlatmadı mı?
Sayın Gergerli'nin bu sorulara yanıt vermesi halinde bu köşede yayınlayacağım.
KGF vurgununu işlemeye devam edeceğim.
