Kaza ve felaketlerin defi için Hava üslerinde kurban kestiler..
Türkiye’de tuhaf ve acı bir gerçek var. Uzun yıllardır alık alık izliyoruz bunu!..
Her kriz ortamında türeyen konu “uzmanları”.. Çıkıyorlar televizyonlara, veriyorlar gazetelere demeçleri, bol keseden omurilikten sallıyorlar.. Bildikleri yanıldıklarına yetmiyor. Körfez savaşından beri takip ederim bu uzmanları. Her defasında şiştiler. Söylediklerinin yazdıklarının çoğu doğru çıkmadı. Millet balık hafızalı ya !.. Yalandan şöhret olup sonra cukkaları da kapmak pek keyifli!.. Zaten onlara mecra açan sözde gazetecilerin de neyi ne kadar bildiği şüpheli. Yani; körler sağırlar birbirini ağırlar diyalogu.
Bunlar kriz uzmanları değil kriz uzmanlar aslında. Hesap soran da yok, meydan da boş. Salla babam salla!.. Ağızdan çıkan lafların nereye varacağı hiç düşünülmüyor mu?.. Nerelerde ne tahribatlar yaratacağının kaygısını taşıyan Allah’ın kulu yok. Bu uzmanlar aynı zamanda her konuda da uzmanlar; Çözüm süreci, iç güvenlik paketi, ekonomi, futbol, masa tenisi, moda, kadına şiddet, meteoroloji, askeri konular.. Saymakla bitmez. Üstelik her türlü acıyı ve de krizi istismar etmekte de hiç sakınca görmüyorlar. Siyasetçileri popülist olmakla eleştirirdik. Kriz uzmanlar onları da solladı.
Malatya ve Konya’da düşen F4 uçaklarımızın ve hepimizi derin acıya boğan şehitlerimizin ardından yine hortladılar. “Uçan tabutlar” diye bağırıyorlar. Askeri dövmenin maalesef prim yaptığı ortamda şöhretlerine şöhret (!) katıyorlar. İktidara selam çakıyorlar. Tabanca ile tüfeğin farkını bilmeyen tankı göstersen mersedes jip sanan uzmanlar, F4’lerin ne kadar yorgun olduğunu anlatıp ahkam kesiyorlar.. Galeyana gelenler gelmeyenlere oranla çoğunlukta. Maalesef düşman askerlerin savaş ortamında uygulayacağı psikolojik harp oyunları,askerimizi demoralize edip elden ayaktan düşürme oyunları kifayetsiz muhterisler tarafından sergileniyor. Gelişigüzel yapılan eleştiriler TSK’ya negatif enerji yüklüyor. Bölge ateş çemberi içindeyken yurdumuzun önemli bir bölümü PKK işgali altındayken tek güvenilir dayanağımız TSK’nın moral takviyesine ihtiyacını hesaplayamayacak kadar günlük de değil anlık yaşıyoruz. Burada hepinizin gözlerini yaşartacak bir notu da aktarmak istiyorum;
Malatya ve Konya’da meydana gelen acı kazalardan sonra, Eskişehir ve Malatya da görevli havacılarımızla birlikte tüm askeri personel, üslerde bir araya gelerek kazaların ve felaketlerin uzak kalması için kurbanlar kesip yüce Allah’a dua ettiler. Bizlerin de dualarımızla bu kahramanların üstüne yoğunlaşan negatif enerjiyi atmalarına katkıda bulunmamız gerektiğine inanıyorum
Hiç kimse çıkıp da şu en basit soruyu sormuyor; TSK bile bile yaşlanmış, tabut uçağı uçurur, bile bile düşen uçakların değeri ile asla kıyaslanmayacak aslanlarını, kahramanlarını ölüme gönderir mi?.. Hadi kriz uzmanlar gibi materyalist bakalım; bir pilotun yetişmesi ile savaş uçağının maliyeti kıyaslanır mı?.. Bir pilotun 12-13 yaşından itibaren yetişmesinin devlete maliyetini bilebilen var mı?..
Şimdi işin teknik cephesine geçelim.
TSK envanterinde keşif uçağı olarak bildiğimiz RF4’ten 8 tane, savaş uçağı olarak bildiğimiz F4E-2020 terminatör tipi uçaklardan ise 47 tane var. Hepsinin bakımı uluslar arası standartlarda iyi yetişmiş Türk personel tarafından yapılıyor. Benim bilebildiğim kadarıyla bugüne kadar kaza kırım raporlarına göre motor arızası yüzünden düşmüş bu tip uçak yok. Askeri çevreler, terminatör uçakların milli yazılımlı olduğunu ve çok ağır yük taşıyacak şekilde geliştirildiklerine dikkat çekerek, “üstüne F-16 yükle git” diyorlar.
Konya’da SAM füzelerinden kaçış eğitimi sırasında düşen uçağımız da ise aşırı güven yüzünden pilotaj hatası görüşü ağırlık kazanıyor. Askeri çevreler kazadan sonra yapılan incelemelerde şehit pilotlarımızdan birinin uçaktan uzak bir yerde bulunduğunu onun koltuğu fırlatmayı başardığını diğerinin ise başaramadığını belirterek şunları söylüyor;
“SAM füzelerinin kaçış eğitiminde çok sert manevralar var. Kaçışlar saliseliktir. Koltuk fırlatmalar yan dönüşlerde veya ters dönüşlerde işlese dahi ölümle sonuçlanabilir. Ancak yüksek irtifalarda ve dik uçuşlarda kurtulma şansı yüksektir”
Şunu da belirteyim,kamuoyunda merak edilen ve kuşku doğuran sorular için 11 Mart Perşembe günü, uluslararası standardı Norveç ve Hollanda’yı bile geride bırakan Eskişehir 1’inci Hava İkmal Merkezi Komutanlığı’nda düzenlenecek basın brifinginde tüm soru ve iddialara açıklıkla cevap verilmesini ümit ediyorum.
Meydanın kriz uzmanlardan arınması ve yaraların daha fazla kanatılmaması için şeffaflıkta zaman kaybedilmemeli.
***
Süleymanşah operasyonu ile ilgili çok şey yazılıp söyleniyor. Birinci ağızdan dinlediğim şu anekdotu sizlerle paylaşmadan edemem;
Süleymanşah Saygı Karakolu’na 20 km mesafede ilerleyiş devam ederken askerlerimizin çevresinde birdenbire silahlı 17-20 kişilik bir IŞİD grubu belirir. Namluları da gözüken gruba önceden çevre güvenliği alan özel harekat timi arkadan çöker. Özel harekat askerlerini tepelerinde gören IŞİD’ciler korku içinde hemen secde ederler. Gruba müdahale eden özel harekatçılarımız “kalkın kula secde edilmez gidin sadece ve sadece Allah’a secde edin” diyerek IŞİD’çilerin tüm silahlarını toplarlar. Daha sonra da artlarına birer tekme vurarak gönderirler.