Kayyım Atamaları...
"Kayyım" ya da "Kayyum" deyimi siyasi hayatımıza terör olayları yüzünden görevden alınıp, tutuklanan Belediye Başkanları ile gündeme gelmişti. Diğer suçlardan soruşturma geçiren Belediye Başkanları yerine, belediye meclisi içerisinde oylama ile yeni başkan belirlenirken, henüz mahkeme kararı olmadan soruşturma esnasında İçişleri Bakanlığı''nca ataması yapılan "Kayyımlık" müessesesi her yönü ile tartışılıyor.
***
"Belli bir malın, belli bir süre yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için resmi makamlarca yetkili olarak görevlendirilmiş kimse" anlamındaki kayyım için bir başka tanım ise "Yasalarla belirlenen bazı durumlarda, başkasına ait bir işi görmek veya bir malı idare etmek için tayin edilen kimse"yi atama yetkisi hukuken mahkemelere aittir. Ancak hukukun vesayet altına alındığı güzel ülkemde gece yarısı çıkarılan ''torba yasalar'' ile bu yetki İçişleri Bakanlığı yanında OHAL rejimi ile beraber, ucube haline dönüşen Cumhurbaşkanlığı sistemi ile "Tek adam"a verildi.
Yasalarımıza göre kayyım ataması 3 durumda yapılabiliyor. "Ergin kişilerin kendi isteği üzerine" yapılırken buna "İstek üzerine kayyımlık" deniyor. İkincisi, Vesayet makamı yani mahkemeler bazı sebeplerden veya kanunda belirtilen hallerde, bir ilgilinin isteği üzerine de kayyım atayabiliyor. Buna "Temsil Kayyımlığı" deniyor.
***
Vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan yerler için gereken önlemleri alır ve bazı hallerde yönetim kayyımı atar. "Yönetim Kayyımlığı" adı verilir. Canım memleketimizde her şeyin cılkını çıkarmak da pek mahiriz. Tıpkı, ballı maaşlarla 5-6 ayrı yönetim kurulu üyeliği gibi 8-10 ayrı şirkete kayyım olarak atanan yandaşlara yeni kazanç makamlarının yolu açıldı. Kocaman Türkiye''de başka insan yokmuş gibi bir yandaşı zengin yapmak için 15 ayrı şirkette kayyım olarak görevlendirilmiş kişilerin isim listesini yazsak pehlivan tefrikasına dönüşür. Oysa Ticaret hukukunda bunun şartları ayrıdır, medeni hukuk da kıstasları vardır. Miras hukukunda, Aile hukukunda yeterlilik aranır. Sonuç da "Tek Adam" rejiminde "Ben yaptım oldu" anlayışı hüküm sürdüğü için "Kayyımlık" müessesesi de keyfe keder hale dönüştü. Oysa "Kayyımlık" ekonomik, sosyolojik açıdan son derece önemlidir.
***
Örneğin arazi anlaşmazlıklarında. Cumhuriyet tarihimiz de 40-50 yıl süren arazi anlaşmazlığı davaları yüzünden tarım arazileri yıllar boyu ekilemediği için ciddi kayıplar yaşanmıştır. Miras ve Ticaret Hukuku''ndaki anlaşmazlıklar yüzünden önemli sermayeler ile kurulan sanayi tesisleri ve fabrikaların atıl duruma düşmeleri yüzünden sadece kişiler değil, ülke ekonomisinin kayıp örneklerini hergün yaşıyoruz. Buna turizm tesislerimizi de ekleyebiliriz. Ege ve Akdeniz sahillerinde miras ve ortaklık anlaşmazlığı yüzünden çürümeye terk edilen milyonlarca dolarlık tesislere tanık oldum. Bu sütunlardan KKTC''deki bir anlaşmazlığı yazmıştım. 1500''den fazla çalışanı, ülke ekonomisine ciddi katkısı olan Coritos Otel halen kapalı. Mahkeme aile içi anlaşmazlığı çözmek için aylardır duruşma üzerine duruşma yapıyor. Kayyım atanıp, açılıp işletilse 1500 personel, dolaylı olarak 10 bin kişi ekmek yiyecek. KKTC ekonomisine katkı sağlayacak. İlgililere duyurulur.