Kasımpaşalı değil vefalı Recep!..
Dün “evet” dediğine bugün “hayır” der. “Hayır” dediğine de “evet” der. Önemsemeyiz, unuturuz. Balık hafızamız dünyaca meşhurdur çünkü!..
Nice, kısa metrajlı “dünden bugüne Recep Erdoğan” belgeselleri yapıldı; Erdoğan’ın 180 derece çark edişleri ile ilgili. Kemal Sunal filmi gibi izledik ağlanacak halimizi. Bu belgeseller konusunda en çok çaba üreten CHP bile işin ucunu bıraktı. Baktılar ki toplumdan ses gelmiyor onlar da “Ustanın masalları” nın peşine düştü.
Canlı yayında izledim. Çok güldüm. Dedi ki Muhteşem;
“Yol arkadaşlarımıza vefasızlık bizim kitabımızda yok” ..
Raconu yine en üst perdeden kesti vefalı!..
Babalar gibi savundu arkadaşlarını. Söylediklerini her zamanki gibi izlemekle yetinen efsunlanmış muhabir arkadaşlarımdan kimse çıkıp soramadı şu soruyu;
“Sayın Başbakan böyle diyorsunuz ama yola çıktığınız AKP kurucularını bile öğüttünüz. Şimdi bunlardan kaçı yanınızda. Mesela Ertuğrul Yalçınbayır’a ne oldu,Abdüllatif Şener’e ne oldu. Yaşar Yakış’a ne oldu? Bunlar AKP’nin çok başarısızları mıydı sizce?”
Onun için Muhteşem’in bürokratlar mezarlığına gömdüğü isimlere hiç girmeden yine hafif bir hafıza tazelemesi yapmakla yetineceğim.
Kürşat Tüzmen, Vahit Erdem,Zeki Ergezen, Osman Pepe, Kemal Unakıtan (Kemal abisi), Ertuğrul Yalçınbayır, Abdüllatif Şener, Yaşar Yakış, Murat Mercan, Hilmi Güler, Nevzat Yalçıntaş, Ali Coşkun.
Ve İçişleri Bakanlığı koltuğundan uçurduğu, bir zamanlar en yakın arkadaşı ve akıl hocalarından İdris Naim Şahin..
Ne oldu bu isimler?
Erdoğan’ın cadı kazanında kaynatılıp buhar oldular.
Çarkçıbaşı Recep Erdoğan her zamanki gibi yine film yaptı anlayacağınız!..
Yüreğiniz varsa; gidin bakın AKP’ye. Kurucuların çoğu partiye giremiyor. Her seçim dönemi milletvekillerinin neredeyse 3’te 2’si çizik yiyor. Ama şu anda büyük rant olduğu ve halkaların en dışına atılanlar bile nasibini aldığı için çıt çıkmıyor.
Uzun yıllardır takip ettiğim siyaset sahnesinde değişmez gerçeğe her zaman şahit olmuşumdur.
“Siyasette vefa olmaz” ..
Onun için vefa edebiyatı yapan siyasetçiler beni hep güldürürler.
Ne dersiniz?
Recep Erdoğan’ın arkadaşları da ona bir sürpriz yapıp gece yarısı operasyonu ile fidan
sökerler mi?..
Not; Efsunlanmış meslektaşlarımdan bahsederken aklıma geldi. AKP polit bürosu medya üzerinde yeni bir uygulama (ben yeni duymuş da olabilirim) başlattı. Televizyonlara çıkan muhalefet temsilcileri en sıkı şekilde takip ediliyor. Ağzı çok iyi laf yapıp da en iyi bindirmeleri yapan muhalefet temsilcilerinin “bir daha ekrana çıkarılmaması” için yöneticiler ve programcılar aranıp nazik(!) şekilde uyarılıyorlar. Bugünlerde televizyoncu arkadaşlarım, kulislerdeki kamera kayıtlarına dahi yakalanmamak için muhalefetin azılı sözcülerinden köşe bucak kaçıyorlar..
Kırmızı ışık kaç kilo makarna eder?
Evinize tebligatlar geliyor.
Aaa! Bir de bakıyorsunuz ki; Ocak, Şubat, Mart ayından kalma trafik cezaları..
Medyaya düşen haberlere inanırsanız; Emniyet bunları ilgililerine “ödenek sıkıntısı yüzünden zamanında tebliğ edememiş” ..
“Yemezler” deseniz ne olacak. Gidip gargara yapın. Çünkü, ödemekten başka hiçbir kurtuluşunuz yok. Ocak ayında nasıl yanlış yere park ettiğini hatırlayabilecek babayiğit var mı?
Neyse!.. Sizlere beyin zorlamasından doğacak bir patlama yaşatmadan gerçeği söyleyeyim.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu’nun, Fonun Gelirleri maddesinde yer alır; “Trafik para cezası hasılatının yarısından”
ibaresi.
Evet, bu ödediğimiz trafik cezalarını yarısı, yıllardır fon vasıtasıyla AKP iktidarları tarafından sadaka ekonomisinin bir aracı olarak kullanılır.
Anlayacağınız, yine hükümet salma saldı. Mahalli seçimler öncesi oy karşılığı yapılacak, kömür, pirinç, fasulye ve benzeri yardımlar için cebimize el atıldı.
Ne yani!.. Hem trafik suçu işleyip sonra da üstüne mi yatacağız?..
Tabii ki; hayır.
Şimdi oturup hesaplayın bakalım.
Kırmızı ışıkta geçmişim kaç kilo makarna eder?..
Yanlış yere park etmişim kaç kilo pirinç eder?
Emniyet kemeri takmamışım, kaç kilo kömür eder?..
Cezalarınızı ödemeye giderken yanınızda bolca boş poşet de götürün. Amcalara çok zorluk çıkmasın!..