Kart aidatlarını geri almak

0545’li bir numaradan genç bir kadın arıyor:
- ‘Tüketici Müşteri Hizmetleri Genel Merkezi’nden arıyoruz. Son 10 yıla dönük kredi kart aidatı ve dosya masraflarınızı geri almak ister misiniz?’
- Bu merkez özel mi?
- ‘Hayır BDDK ve Türkiye Bankalar Birliği’ne bağlı çalışıyoruz.’
‘Evet geri almak istiyorum’ dediğiniz an, dolandırılmaya başlıyorsunuz.
Size hemen 100 TL karşılığında kargo ile 4 tane, fotokopi ile çoğaltılmış dilekçe yolluyorlar. Bu dilekçelerin ikisi bankaya, ikisi de Bölge Tüketici Hakem Heyeti’ne hitaben yazılmış.
Dilekçelerde daha önce çeşitli hakem heyetinin verdiği ücret iadesine dair karar emsal gösterilerek kendinin ödediği ücretin de iadesini istiyor.
Üstelik geriye dönük 10 yıllık.
Söz konusu emsal kararlar da hiç bir zaman hayata geçmemiş. Çünkü bankaların kart aidatı alıp almamasını ancak devlet sağlayabilir ve bu da kanunla olur. Bankalar sana bir hizmet sunuyorsa bundan ücret talep etme hakkı her zaman vardır. Ancak rakamın insaflı olması şartı ile.
Gelen bu evrakı yolluyorsunuz ama bankadan bir yanıt alamıyorsunuz. Çünkü banka sizinle muhatap bile olmuyor. Zaten olması da yasal olarak mümkün değil.
Sonuç olarak geriye dönük 10 yıllık kart aidatı alma heveslisi vatandaş 100 TL artı kart ücreti kadar daha dolandırılmış oluyor.
BDDK önceki gün açıklama yaptı ve kendilerine bağlı böyle bir kurumun olmadığını belirtti.
Ancak dolandırıcıların mesaisi sürüyor. Üstelik bu adamları şikayet bile edemiyorsunuz. Çünkü gerekçeleri sağlam; o da danışmanlık hizmeti.
Şu anda bu işi yapanların sayısı çığ gibi artıyor. Kontörlü bir hat alıyorsunuz ve rastgele numara arıyorsunuz. Öyle maliyeti de yok. 5 bin dakika satın alıyorsunuz. Bu iş için ödedikleri para sadece 100 TL. Yani bir vatandaştan aldıkları para neredeyse bir aylık maliyetleri.

Böyle bir şey olamaz!
Bu şekilde veya başka bir yöntem ile bankalardan geçmişe yönelik ücret alma imkanı yok. Önce vatandaşın bunu çok iyi anlaması lazım. BDDK bankalar ile yaptığı görüşmede yalın ve hiç bir promosyon içermeyen ama aidatsız kart çıkartmak konusunda anlaştı. Bu kartlar yavaş yavaş çıkıyor. Yani ücret ödemek istemiyorsanız basit kredi kartı alacaksınız. Bu kartla; 5 kez 100 TL’lik alış verişe 50 TL bonus veya taksit gibi kampanyalardan yararlanamayacaksınız.
Yok yararlanmak istiyorum diyorsanız limitinize göre aidat ödemek zorundasınız.
Bu sadece Türkiye’de değil, kredi kartı kullanımı olan bütün dünyada böyledir.
Alınan ücret kart ücreti değildir. Buna vatandaş böyle diyor, bu yıllık üyelik ücretidir. Yani Visa ya da Master kart aldığınız anda o kulübe üye oluyorsunuz. Sistem böyle işliyor.

Neden böyle oldu?
Türkiye neden bu tartışmaların içine girdi sorusuna ise tüketicilerin hakkını savunmaktan aciz ve sayıları 100’ü bulan tüketici dernekleri olarak yanıt verebiliriz. Bugün siz de evinizde bir tüketici derneği kurabilirsiniz ve her gün gazetelere bir konuda görüşlerinizi yazabilirsiniz. Gazeteler özellikle de internet basını bu tür haberlere balıklama atladığı için dernek başkanı bir anda şöhret oluyor. İsmi ve resmi bütün gazetelerde ve internet sitelerinde yer alıyor.
Öncelikle devletin, sayıları hızla artan bu tüketici derneklerine bir çeki düzen vermesi lazım. Bunların vatandaşı yanıltmaları engellenmeli. Yıllarca telefonlardan sabit ücret alınmayacak hikayesi yazan dernekler şimdi de bankalar ile gündemde kalmaya çalışıyorlar.
Vatandaş da artık biraz aklını kullanmalı ve bilinçli olmalı. Bir şeye bedelsiz sahip olunamayacağını bilmeli ve kabul etmeli.
Yani “bedava sirke, baldan tatlıdır” felsefesini terk etmeli.

Yazarın Diğer Yazıları