Karadeniz Ekonomik İşbirliği unutuldu mu?

Türkiye’nin girişimiyle 1992 yılında kurulan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (KEİ) üyeleri Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan, Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan’dan oluşmaktadır. Ayrıca Avusturya, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Mısır, Fransa, Almanya, Belarus, İsrail, İtalya, Polonya, Slovakya, Tunus, ABD, AB Komisyonu, Karadeniz Komisyonu, KEİ toplantılarına gözlemci olarak katılmaktadır. KEİ’nin kuruluş amacı bölgesel stratejiler geliştirmek ve özellikle üye ülkeler arasında ekonomik işbirliğini artırabilmektir. Bu amaçla “gelecek için ekonomik gündem” başlıklı vizyon belgesi kabul edilmiş ve ekonomik projeleri yönlendirmek üzere “proje fonu” oluşturulmuştur. Bugüne kadar suç ve terör faaliyetlerinin önlenmesi, kültür ve ulaşım alanında bakanlar arası bazı protokollerin imzalandığı görülmektedir.


Kavram karmaşası
KEİ’nin kuruluş yıllarında verdiği yüksek heyecan ve entegrasyon seçeneklerinin bugün istenilen düzeyde olmadığını söyleyebiliriz. Zira terör ve suça odaklanmış yazılı metinlerin içi boş söylemlerle uygulamaya dönüşmemesini son dönemde bölgemizde yaşanan gelişmelerle tahlil etmek mümkündür. Ekonomik açıdan bakıldığında 2007 yılında Türkiye’nin üye ülkelerle ithalatı 16,8 milyar dolar (toplam ithalatın %15,6’i) ihracatı ise 34,8 milyar dolar (toplam ihracatın %20,5’i) büyüklüğündedir. Bu artışta KEİ’nin örgüt olarak katkısı yadsınamaz. Ancak küresel ve makro ekonomik gelişmelerin etkisi daha büyüktür. Hali hazırda Türkiye’nin katıldığı ya da öncülük ettiği uluslararası kuruluşlar Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya ve Kafkaslar alanında yoğunlaşmaktadır. Buna karşın böylesine geniş ve dinamik bir coğrafyada birbirine karıştırılmaması gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Öncelikle KEİ’nin ideolojik zemin üzerinden inşası gerçekçi değildir. Türk Konseyi ve İslam İşbirliği Örgütünde vurgulanan misyon ve içeriğin burada kullanılması işlevselliği ortadan kaldıracaktır. Burada üye ülkelerin çoğunluğunun yabancı olmadığı “Avrasya” kavramı daha tutarlı ve sonuca dönük olabilir. Diğer bir husus ise alt komisyonların ya da KEİ’de alınan kararların uygulamaya dönüşmesini sağlayacak bürokratik mekanizmanın yetersiz oluşudur.


KEİPA’nın yeni başkanı
KEİ sürecine hukuki zemin hazırlamak ve parlamentolar aracılığıyla sürece siyasi destek sağlamak için 1993 yılında Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) kurulmuştur. KEİPA bünyesinde genel kurul, daimi komite, başkanlık divanı ve komisyonlar yer almaktadır. Yeni parlamento ile KEİPA Türk Grubu Başkanlığına İstanbul Milletvekili ve Uluslararası Karadeniz ve Hazar İşbirliği Vakfı başkanı Dr. İsmail Safi getirildi. İsmail Safi, Başbakan Erdoğan’ın güvendiği isimlerden birisi olarak bu görevi üstlenmiş. Geçen gün görüştüğümüz İsmail Safi, Başbakan’ın yeni dönemde daha etkin görmek istediği KEİ bünyesinde Türkiye ve Rusya’nın iki bölgesel lider olarak özellikle ekonomik işbirliğini hızlı biçimde artırması gerektiğine inanıyor Safi, bu ivmenin Orta Asya ve Kafkasya’da Türkiye’nin elini daha da kuvvetlendireceğini düşünüyor ve yakında bu konuda uluslararası bir forum düzenleyeceklerini belirtiyor. Bakalım yeni Başkanı ile KEİPA bu dönemde nasıl bir konuma gelecek? Hep birlikte göreceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları