Kahraman Almanya!
Almanya göçmenlere kapılarını açtı.
Merkel bir kahraman edası ile yaklaşık 20 bin Suriyeli göçmeni otobüsler yollayarak sınırdan kamplara taşıttı.
O hep burnundan kıl aldırmayan kibirli Alman polisi sınırda küçük bir Suriyeli çocuğu kucağına alarak şapkasını ona taktı.
Yaklaşık 50-60 kişilik bir Alman grubu istasyonda bekleyen Suriyeli göçmenlere su ve içecek verdi. Bir Alman çocuk ise elindeki oyuncak bebeğini Suriyeli bir çocuğa verdi.
Tüm bunları TV'den ve gazetelerden dünyanın her köşesinden milyonlarca insan gözyaşları ile izledi.
İşte büyük devlet!
İşte insanı yaratandan dolayı seven o merhametli Almanya(!)
Herkes Almanya'yı alkışladı.
Tüm bu olaylar yaklaşık 20 bin Suriyeliyi ülkesine alan Almanya'da oldu.
Bir de Türkiye'ye bakalım.
Bugünün Başbakanı o dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriyeli göçmenler için kamp yapıldığını ve kırmızı çizgilerinin 100 bin kişi olduğunu söyledi.
Davutoğlu'nun kırmızı çizgisi yaklaşık 2 milyon 400 bin kişi aştı. Türkiye'de bugün itibariyle yaklaşık 2.5 milyon Suriyeli göçmen var.
Türkiye, Suriyelilere gücü kadar kucak açtı. Aş verdi, ekmeğini paylaştı.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük mülteci akını maalesef ülkemizde yaşandı. Koskoca Avrupa, sayıları yüz bini bulan mülteci konusunda ayağa kalkarken Türkiye, zayıf ekonomisi ile 2.5 milyon Suriyeliye kapıları açtı.
Almanya iyi Türkiye kötü
Türkiye'nin bu kadar büyük fedakârlığına rağmen maalesef Suriyeli göçmenler konusunda Türkiye hep kötü gösterildi. Ekmeğini bile bölüşen Türk insanının merhameti değil de hep Yunanistan'a gitmek isterken Ege Denizi'nde boğulan göçmenlerle anıldık.
Türkiye'nin bütün illerinde Suriyeliler var.
Bunların bir çoğu kendi iş yerini açtı. Kendi lokantalarını kendi mahallelerini oluşturanlar bile var. 2.5 milyon Suriyeliden Avrupa'ya göçmen olarak gitmek isteyenlerin sayısı toplasanız 1 milyonu geçmez. Çünkü bir çoğu Türkiye'de mutlu ve huzurlu.
Çünkü Türk insanının merhamet ve konuk severliği ile kendi ülkesinde gibi yaşıyor.
Gelin görün ki bugüne kadar Türkiye'de Suriyeliler hiç, bu yönü ile gösterilmedi.
Dünyanın en büyük ekonomileri arasında ilk 3'te olan Almanya, 20 bin göçmeni ülkesine kabul ederken tam bir PR (tanıtım-halkla ilişkiler) şovu yaptı.
Alman polisinin şapkasını çıkartıp Suriyeli çocuğa takması neredeyse bütün dünyada gazetelerin birinci sayfasında yer aldı.
Demek ki büyük devlet olmak için sadece ekonominin de büyük olması yetmiyor.
Tanıtımının da güçlü olması gerekiyor. Türkiye'nin yıllardır yaptığının sadece milyonda birini yapan Almanya bir anda kahraman ve merhametli bir ülke oluverdi.
Almanya'da yaşayan ve bu ülkenin ekonomisini ayakta tutan Türkleri oturdukları evlerde diri diri yakan ırkçı Alman imajı bile tek bir fotoğrafla silindi yok oldu.
Almanya 20 bin Suriyeli göçmeni ülkesine kabul ederek imajını düzeltti. Bunu yaparken de basını ve tanıtımı çok iyi kullandı.
Türkiye'de ise tanıtım denilince hâlâ aklına bazı yandaşlara verilen afiş ve video ihaleleri geliyor.
Demek ki büyük devlet olmak için önce reklamını çok iyi yapacaksın.
Tıpkı Yahudi bir iş adamının yıllar önce ölürken oğlunu çağırıp vasiyet etmesi gibi.
Yahudi iş adamı:
"Oğlum, sana miras olarak 100 altın bırakıyorum. Bunun 90'ını reklama harca kalan 10'unu ise sermaye yap..."
Kısadan hisse!