Kahpeler, Şemdinli'ye yeniden üs kurdu...
Sahadaki terörle mücadele...
Başbakan Binali Yıldırım, Hakkari Dağ Komando Tugayı'nı ziyaret ettiğinde, şu sözleri gerçeğin şifrelenmiş haliydi;
"Savunmada değil taarruzda olacağız"...
Hainlerin, 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin ardından TSK'da başlayan tasfiye operasyonları, terör bölgelerindeki birliklerin komutasız kalması, PKK'nın sivil uzantılarının kışlaların önüne barikatlar kurması, askeri sadece kendi birliğini koruma pozisyonuna sevk etti. Ve askerdeki büyük moral bozukluğu...
Meskûn mahal operasyonlarında kanlı terör örgütü ile mücadelede gelinen nokta daha da geriledi. PKK, tekrar alan hakimiyeti kazandı. Son günlerde bölgede yaşanan göğüs göğüse çarpışmalarda açıktan söylenemeyen gerçek; PKK'nın taarruzda olduğudur!.. Binali Yıldırım, yukarıda alıntı yaptığım sözleri ile -tersinden- gerçeği itiraf ediyor aslında. Türkiye, Suriye topraklarında haklı ve de çok riskli bir operasyon sürdürürken kahpeler saldırıyor. Ayrıntılarına yer vereceğim, planları ile daha da azacaklar.
Kimse doğruları konuşmuyor/konuşamıyor!..
Bölgedeki sağlam istihbarat birimlerinden ulaştığım ve güvenlik kaynaklarına da teyit ettirdiğim bilgilere göre; bölücü terör örgütü PKK bir gecede Şemdinli'ye bin 800 militanını sızdırarak yeniden üs kurdu... Sınırlarımız hâlâ elek gibi. Nedenleri de belli!.. Terör örgütü bölgedeki güvenlik güçlerimize kahpece saldırırken, 6/7 Ekim 2014 Kobani ayaklanması benzeri toplu kalkışmanın planlarını da yapıyor.
Eğer vakit kaybedilirse Türkiye toprakları cehennem ateşi ile kavrulabilir!..
Şemdinli, Çukurca, PKK'nın iletişim bölgesi. İklim şartları yüzünden Eylül ayından sonra askeri müdahaleler daha da zorlaşır. Mücadele bütün alanlarda yapılmalı. Ekonomik ve lojistik desteğin mutlaka engellenmesi lazım. Kandil'e yapılacak bitirici operasyonla çetenin elleri kanlı yönetim kadrosu etkisiz hale getirilir... Bu da örgüt iletişiminin bitmesi demek. Çünkü; kahpelerin başı Murat Karayılan. PKK'nın en etkili adamı.
***
Sahadaki terörle mücadelenin diğer cephesi; Fırat Kalkanı operasyonu;
Çok riskli, kimin kimi ne zaman satacağının belli olmadığı cephelerde TSK aynı zamanda, zamana karşı da savaşıyor. Şu andaki ilerleyişe göre hedef belli; IŞİD'in ikinci başkenti El-Bab. Çok sayıda riski barındırıyor. Şu an Ankara'da ulaşabildiğimiz bilgi kırıntılarına göre, IŞİD bölgeye önemli ölçüde yığınak yaptı.
El-Bab'ın Rus uçaklarının havadan desteği ile vurulacağı konuşuluyor. Karadan da bizim topçu birliklerimizin desteğinde ÖSO gidecek. Fakat zaman çok dar. Nedeni de; BM'de aleyhimize çevrilebilecek katakulliler ihtimali.
Askeri anlamda El-Bab'a ÖSO girdikten sonra IŞİD'in etkinliğine önemli ölçüde darbe vurulmuş olur. IŞİD ancak Türkiye'deki adamlarla terör eylemi yapar. Buradan destek alamaz. Bilgi alamaz, Türkiye içinde de IŞİD'e ciddi operasyon yapılması olmazsa olmazdır!.. Derleme toplama bu katil sürüsünün imha edilmesi için zamanın çok yerinde ve gerçekçi olarak kullanılması şarttır.
Fırat Kalkanı operasyonu ile Suriye topraklarında açtığımız cephelerin çok değişik ve çok kaypak bileşenleri var. El-Bab'dan sonra, Rakka'ya inme?.. Şu anda bazı kestirimler yapılmakla birlikte hâlâ cevabı net olarak verilmeyen bir soru olarak karşımızda duruyor. Çok dikkatli olmazsak, çok akıllı politikalar yürütmezsek, ülke içinde siyasi çıkar ve gelecek hesapları uğruna dış güçlerle farklı farklı flörtlere girersek; vekaletler savaşında birilerinin kara ordusu olmanın acı bedellerini ödemek kaçınılmaz olur. Tarih, bir daha Arap çöllerinde acı yenilgilerimizin, acı faturalarını tekerrür olarak yazar!..
***
Biraz da, sahadaki terörle mücadelenin iç siyaset boyutlarına değinelim;
Bir zamanların çok tartışılan kurumu TMSF'de durum ne?..
2002'den bu yana Türkiye'de yapılan tüm genel seçimlerde şaibe iddiaları ortalığı kasıp kavurdu. Fazla seçim pusulaları... Çöplüklerden çıkan oylar... Trafolara giren kediler... Mezarlardaki şahısların kullandıkları oylar!.. Bunları kim/kimler yaptı? Nasıl yapıldı?.. Yargıda onca operasyon yapılıyor. YSK'nın üzerine neden ciddi şekilde gidilmiyor?..
TRT'ye ne diyeceksiniz?.. Hain darbe gecesi, Süleyman Soylu önderliğinde yapılan mücadele ile TRT'yi kurtarıp temizleyebildik mi?.. Bir zamanların mutlu birlikteliklerinde, kurum dışına verilen astronomik bedelli ihaleler ve dış yapımlardan elde edilen haksız kazançların hesabı ne olacak?.. O dönemin TRT bürokratları şu anda farklı mevkilerde bulunuyor ve bazıları da buharlaşmış olabilir. Ses seda çıkarılmadığına göre o rant bölüşümün uzantıları hâlâ AKP cephesinde hatta sarayda bazı koltuklarda oturuyor olabilir mi?..
Sıcak 2 haberin başlıkları ile nokta koyalım;
* Yeni ulusal istihbarat yapılanmasına ilişkin çalışmalar sona erdi. Bence, isimlendirmelerin çok da önemi yok. Yeni yapı kurulurken, Yenimahalle'deki CIA masası ne hale getirilecek? Takipçisi olacağız!..
* Bazı avukat arkadaşlarımdan dün mesajlar aldım. Kurban Bayramı'nda, cezaevlerinde bulunan 15 Temmuz tutuklularına Adalet Bakanlığı'nın açık görüşme imkânı sağlayacağına dair duyumlar aldıklarını belirttiler. Mübarek Kurban Bayramı'nın normalleşmeye vesile olmasını dilerim...