Kaçınılmaz son: IMF

Dün tüketici güven endeksi açıklandı. Geçen sene Şubat ayında 72.2 olan tüketici güven endeks değeri bu sene şubat ayında 57.8'e geriledi. Üretici de aynı zamanda tüketicidir. Bunun içindir ki tüketici güven endeksi, ekonominin içinde bulunduğu durumu ve beklentileri daha gerçekçi olarak yansıtıyor. Tüketici de ekonominin içinde bulunduğu durumun kötüleştiğini ve olumsuz beklentiler içinde olduğunu söylüyor.

Şubat ayında bir yıl öncesine göre tüketicinin anket sorularına verdiği cevaplardan oluşan endeks değerleri ve değişme oranları şöyledir:

* Hanenin maddi durumu endeksi 72.2'den 57.8'e düştü. Yani yüzde 20 oranında geriledi,

* Genel ekonomik durum endeksi 85.4'ten 70.4'e geriledi, yani yüzde 17.6 oranında bozuldu,

* İşsiz sayısı beklentisi endeks değeri 75.3'ten 59.0'a düştü, yani yüzde 21.6 oranında negatif oldu.

Öte yandan Aralık 2018 ayında sanayi üretim endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9.8 oranında geriledi. İşsizlik artıyor. Perakende satışlar da Aralık ayında bir yıl öncesine göre yüzde 9.2 oranında düştü. Perakende satışların düşmesi, toplam talepte düşmeyi gösteriyor. Bu verilerin hepsi Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.

Toplam talepte gerileme ithal tüketim mallarının düşmesine, üretimde gerileme ise girdi olan ara malı ve ham madde ithalatının düşmesine neden oldu. Sonuç cari açığa azalma olarak yansıdı. İthalat azalınca dövize talep de kısmen azaldı. Faizler arttı. Ayrıca bu yıl başında portföy yatırımları arttı. 21 milyar dolar MB net hata ve noksan kaleminden, kaynağı belirsiz döviz girişi oldu. TL, yüzde 40 düşük değerde iken yüzde 24 düşük değere geriledi.

Bu tablo, çarşı-pazar, boşalan iş yerleri, konkordatolar, kredi yapılandırmaları, alınan ekonomik önlemlerin yetersiz kaldığını gösteriyor. 31 Mart seçimlerinden hemen sonra daha radikal çözümlere gitmek zorundayız. Daha radikal çözümleri hiçbir hükümet alamaz. Bu şartlarda tek çözüm kalıyor: IMF.

Ekonomik kriz varsa, bundan kaçınılmaz olarak herkes zarar görecektir. Elbette siyasi iktidar da zarar görecektir. Mesele bu zararları en aza indirmektir. Bunun için de, popülizmden ve ideolojiden uzak durmak gerekir.

IMF'ye gitmek hiç bir iktidar için kolay değildir. Bugüne kadar sağ veya sol hükümetlerin hepsi IMF ile Stand-by düzenlemesi yaptı ve destek aldılar. Bu gün de keşke IMF'ye mecbur kalmasaydık.

Öte yandan bugüne kadar dünyada IMF politikalarından düşük gelir grupları, çalışanlar ve çiftçiler zarar gördü. Ama IMF olmasaydı, krizler paniğe dönüşebilir ve bu zarar ikiye katlanırdı. IMF'nin kredi desteğinden daha önemlisi, uluslararası piyasaların ve sermayenin IMF'yi çıpa olarak görmesidir. Eğer piyasa ekonomisi içinde iseniz, oyunu kuralına göre oynamak zorundasınız.

Yabancı yatırım sermayesi için önlem alamazsınız... Sermaye ürkektir. Dış borcunuzu erteleyemezsiniz. Dünya ayağa kalkar. Temerrüde düşerseniz iflas demektir.

IMF'ye gidilecekse geç kalmadan gitmek gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları