Kaç cambaz bir ipte, kaç oyun iç içe!
Bu yazıyı okuduğunuzda Bush-Erdoğan konuşmasının sonucu -belki -belli olacak! “Belki” diyorum, çünkü Bush ve Erdoğan, bu sefer Beyaz Saray kapısı önünde kamera ve mikrofonlara konuşup, “sözde” sonucu açıklasalar dahi ben, “cek ve caklardan” iyi niyet ifadelerinden öte somut bir netice beklemiyorum. Tek umudum Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Saygun ve Komutanlar, eğer konuşmada hazır bulunmuşsa, asıl netice ve ayrıntılarını onlar muhakkak açıklarlar, açıklamalıdırlar! Bu işin artık savsaklanmaya, oyalanmaya, boş vaatlere tahammülü yok! Diplomasi ve kelime oyunu oynanmıyor, TC’nin geleceği ve de TSK’nın itibarı söz konusu! Açık söylemeliyim; eğer Komutanlar da bu oyuna gelirlerse, halkın onlara güveni, itimadı
zayıflayacaktır!
Medya cambazları
Medyada “İp cambazları” var. Mehmet Ali Birand şu sırada, her halde durumu yumuşatmak, saptırmak için yeni “AB İlerleme Raporu’nun” olumlu, “yumuşak olduğunu” haber veriyor. Demek ister ki; “Bu hayırlı yolda ilerlerken operasyon yapmanın sırası mı?”
Bazılarının ve hükümetin, “AB yolunda yürümek” kararlılığına göre öncelikleri, bu yolun çıkmaz olduğunu bile bile AB! AB’nin de, şu sıra “yumuşak-iyimser” bir “İlerleme Raporu” açıklamasının da maksadı, aynı; “Operasyonu önlemek!”
Ve 301. Madde
Birand, AB’nin TCK’nin 301. maddesini hâlâ, ısrarla dayattığını söylüyor. Acaba bu ısrar neden? “Bizim iyiliğimiz” için mi? Türklüğün, içeriden ve dışarıdan rahatça aşağılanması için, “Pamuklara, Şafaklara” daha fazla imkân vermek için mi? Ve değerlerimizi aşındırarak “kolay yutulur lokma” haline getirilmemiz için mi? Hepsi birden...
Birand’a göre AB’nin en büyük güvencesi Türkiye’yi, sonunda tam üye yapmasa bile, 22 Temmuz’da “büyük zafer” kazanan ve sağlamca iktidara oturan AKP! Tavsiye ederim; o kadar umutlu olmasınlar!
Kim kimin elini kuvvetlendiriyor!
“İyi haber alan” Semih İdiz, Kürtlerin şu sırada Bush’un “elini” kuvvetlendirmek için, “başka konuştuklarını” itiraf ediyor. “Aksi takdirde, bu görüşmeden Türk tarafını tatmin edecek bir sonucun çıkmasının güç olduğunu biliyorlar... Iraklı Kürtler ile Washington’daki yetkililer, Erdoğan-Bush görüşmesinden Ankara açısından çıkacak olumsuz bir görüntünün, TSK tarafından gerçekleştirilecek bir sınır ötesi operasyon olasılığını azaltmak yerine daha da arttıracağını da biliyorlar...”
Başbakan Erdoğan’ın, “Oyalanmaya yeniden razı edildi” izleniminin içerideki siyasi bedelini kaldıramayacağının farkındalar.
Bush yönetiminin “PKK Koordinatörü” olarak atadığı, fakat görevinden istifa eden emekli General Joseph Ralston’ın, tam bu sırada “Washington Türkiye’ye verdiği sözleri tutmadı” açıklaması, ABD’nin engel olduğunun, “yarı resmi” teyidi.
Velhasıl, Bush güç durumda! “Boş vaatler” yerine, artık “somut bir şeyler” yapmak zorunda! Bakalım, Kürt kartı mı, Türk kartı mı daha ağır basacak!
Sözde “somut adımların” ilk işareti, PKK tarafından kaçırılan sekiz askerin, ABD-Barzani-İlnur Çevik-Çandar “işbirliği” ile serbest bırakılması, ABD’nin güya somut bir şeyler yaptığının işareti! Talabani’nin, Barzani’nin PKK bürolarını, güya kapatmaları da! Tabii gene
yersek!
Bu “8 asker olayında” , “şecaat arz edilirken” ortaya çıkan bir gerçek var; olay,ABD’nin ve de bazı medya mensuplarının ve sivil toplum örgütlerinin teröristlerle sözlerini dinletecek kadar sıkı fıkı olduklarının delili!
Hem, “PKK 8 askeri neden kaçırdı ki?”
Ve diğerleri
“Post modern Yüzellilikler” ; Hasan Cemal ve Mehmet Altan hâlâ sorunun güvenlik, asayiş sorunu olmadığında birleşiyorlar. Altan “Bu sorun, sadece terör ve şiddet sorunudur. Sadece askeri yoldan çözülecek bır sorun değildir... Bu sorun ” askere “ bırakılamayacak kadar önemli bir sorundur. Tuzağa düşmeyelim” diyor
Önce, sormak gerek; bu hayati sorunun çözümü, AB’ye, ABD’ye ve kendilerine mi bırakılsın! Asıl Türkiye bu ip cambazlarının oyununa, tuzağına düşmemelidir! AKP bu tuzağa düşerse, onu ne ABD, ne de AB kurtarabilir!