Siyasi hayatımızda iki partinin bu kadar iyi anlaştığı, halkın iktidar yapmayarak muhalefet görevi verdiği bir partinin, iktidar partisi ile bu kadar özdeşleştiği, birleştiği, bütünleştiği hatta teslim olduğu görülmemiştir.
MHP'nin AKP yandaşlığından söz ediyorum elbette.
MHP'nin genel başkanı Devlet Bahçeli'nin siyasetteki formüllerini hatırlayalım.
"X artı Y eşittir Z."
Ne demek söyleyeyim.
X = AKP,
Y = MHP,
Bu siyasi formül "Z" sonucuna şöyle ulaşıyor:
AKP + MHP = AKMHP
Bahçeli'nin siyasi formülleri MHP'liler için ders niteliğinde ki MHP'nin siyasi yaşamına son verme ve AKP ile ittifakı, iltihak ile taçlandırma amacı taşımaktadır.
Bahçeli son çarpıcı açıklamasında iktidar partisinin lideri AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teslimiyeti şöyle açıkladı:
"Liderler seviyesinde yeni bir görüşme ihtiyacı yok. Erdoğan'ın uzlaşı için her tasarrufuna saygılıyız."
Şimdi de Bahçeli'nin şu siyasi formülünü hatırlatayım
"Jest ile rest arasında j ile r farkı var."
Jest ve rest anlayışından sonra mest oldu Bahçeli…
Değerli MHP'liler partinizi yok sayan bu anlayış sizlere reva mıdır?
Başbuğ Alpaslan Türkeş'in MHP'si bu teslimiyete düşecek, düşürülecek siyasi oluşum mudur?
Cumhurbaşkanı adayı çıkarma, AKP'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekle,
Kazanması yüzde 100 iken TBMM Başkan adayı çıkarma ve AKP'nin adayı Binali Yıldırım'ı destekle,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday çıkarma,
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday çıkarma,
Siyasetin de başkenti olan Ankara'da Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday çıkarma,
Ve hangi il, hangi ilçe ve hangi belde de aday çıkarılacağının yetkisini, "Erdoğan'ın uzlaşı için her tasarrufuna saygılıyız" diye açıklama yap.
Pes denir en hafifinden.
MHP Ankara Milletvekili adayı ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar Kanal D televizyonunda Buket Aydın'ın bir sorusunu yanıtlarken özetle şunları söyledi:
"Türkiye, Cumhuriyet tarihinde karşı karşıya kaldığı risklerin en büyüğü, en zorlusu, en tehlikelisi ile çok değişik seviyelerde ve katmanlarda son 3-5 sene içerisinde karşı karşıya kaldı.
Aslında bununla ilgili de 2011 senesi çok önemli bir milat. 2011'de Irak'ta doğrusal işgal bitti, asimetrik işgal başladı. Suriye'de iç savaş başladı. Şemdinli, Yüksekova ve Beytüşşebap olayları yaşandığı halde Türkiye'de çözüm sürecinin taşları döşendi.
Ve ondan sonra çözüm süreci Cumhuriyet tarihinin en büyük isyan girişimine sebebiyet verdi."
İşte Türkiye'yi bu isyan girişimine muhatap kılan AKP hükümetinin destekçisi bugün MHP'dir.
Bu isyan girişimin hesabını sormak yerine Devlet Bahçeli MHP'nin AKP'ye iltihak etmesinin yolunu sonuna kadar açmaktadır.
