Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davaları sırasında FETÖ''nün değirmenine su taşıyan Bülent Arınç; "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" sözleri ile siyasi tarihimizin karanlık sayfalarında yerini aldı. Bağırsaklardaki pisliğin ne olduğu ortaya çıktı. Mahkemelerde kanıtlandı. O pislik 15 Temmuz darbe girişiminin de ta kendisiydi. Fakat FETÖ ile zamanında iş tutanlar ellerini yıkayıp "Kandırıldık..." diyerek işin içinden sıyrıldıklarını zannettiler. Oysa benzeri vaka Japonya''da yaşansa neler olurdu? Değerli okuyucularımız "Pembe dizi" haline dönüşen "Kaset"ler konusunu ısrarla soruyor. Televizyon programlarında özetle "Lağım patladı... Etrafı fena koku sardı. Siyaset, medya, mafya sac ayağında ki pislik ortaya çıkıyor" demiştim. Mide bulandıran ortam ile karşı karşıyayız. Kirli ilişkilerin hesabını vermektense "Çamaşır" çamuru ile terörle mücadele hamasiyeti ile günü kurtarmaya çalışıyorlar.
***
Petrolü, gazı, madeni olmayan Japonya dünya sanayi ve teknolojisinin zirvesinde. Çünkü "Ahlak" var... Dini olduğu için ahlaka ihtiyacı olmadığını zannedenler, ahlaksız dinin olmayacağı gerçeği ile yüzleşemezler. Dinin arkasına gizlenerek her türlü ahlaksızlığı yaparlar. Türkiye''de patlayan bu lağımın binde biri Japonya''da yaşansa harakiri rekoru yaşanırdı. Siyasiler, bakanlar, sözde gazeteciler "Şuyu vukuundan beterdir" diyerek intihar ederdi. Japon savcıları ard arda dava açmak için yarışırdı. Söz konusu kokuyu hissedenler resmi tanık olmak için mahkemeler önünde kuyruğa girerdi. Canım memleketimde çekirdek çitleyerek sinema gibi seyrediliyor. Vatandaşlarımızın önemli bölümü mafyanın siyasi bağlantılarını milyonlarca kişinin seyrettiği videolardan öğreniyor. Mafyanın siyasi ayağının aile içi konulara kadar müdahil olduğuna tanık oluyor. Boşanmalardan, mirasa kadar burunlarını sokmadık yer bırakmamışlar.
***
13 Mayıs 2021 tarihinde bu sütunlardan "Mafyanın siyasi ayağı" başlıklı yazımda mafyanın "Çökme" operasyonlarına ışık tutmaya çalıştım. KKTC basınına yansıyan Cratos Oteli konusundaki iddiaları yazdım. Yıllar öncesine dayanan dostluk hukukumun bulunduğu çok sayıda kişi aradı. KKTC ekonomisine ciddi katkısı olan sözkonusu tesis ile ilgili bilgiler verdi. Konuyu ciddiye alan bakanlar, siyasiler, gazeteci meslekdaşlarımız ve güvenlik teşkilatının sorumluları olayın üzerine gittiler. Herşeyden önce KKTC''de hukukun siyasi vesayetin etkisinde olmadığının altını çizmeliyim. KKTC''nin kuruluşu esnasında merhum Rauf Denktaş''ın yanı başında, devletin anayasasını hazırlayan merhum Prof. Dr. Mümtaz Soysal temeli sağlam atmış. Sonrasındaki siyasilerde anayasayı delmeye kalkışmamış. Kurallar son derece katı. Anında zanlı sınır dışı edilir. Cratos Oteli''nin sahipleri olan Bozoğlu ailesi arasındaki hukuki anlaşmazlıktan pay kapmaya çalışanların işgüzarlığına göz yumulmadı. Ada''da polis ve asker uyum içinde çalışıyor. "Polis Genel Müdürlüğü Basın Subaylığı" resmi bir açıklama yaparak, her türlü güvenlik tedbirlerinin alındığını, hukuki sürecin devam ettiğini vurgulamış. Güzel bir gelişme. Demek ki mafyanın çökme operasyonuna göz yumulmayacak.
***
Trabzonspor''un şampiyonluk yıllarında kulübünü başarı ile yöneten Utku Bozoğlu ailesi hukukun arkasına dolaşan dalaverelere pabuç bırakmaz. Baba, anne ve kardeşler arasındaki konuda aile büyüğü babanın kararının geçerli olacağına inanıyorum. Polisin hukuksuz işgallere, müdahalelere karşı daha dikkatli yaptırım uygulayacağını biliyorum. Bu konuda duyarlı davranan, kötü örnek olmasının önüne geçen tüm yetkililere teşekkür ediyorum. Umarım Türkiye''ye örnek olur. MASAK harekete geçerek son yıllarda el değiştiren turistik tesisleri mercek altına alırsa, kara para, mafya ayağını ortaya çıkarır.
Sonuç olarak Japonya''yı seviyorum. Ekonomi alanında, en önemlisi ahlak kriterlerinde Japonya örnek alınmalı... Adaya; KKTC''ye ve adalar ülkesi Japonya''ya selamlar...
