İYİ Parti yüzde 30'un üstüne çıkıyor
İktidarın her türlü devlet imkanını kullanarak seçime gittiğine dikkat çeken İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın; YSK, RTÜK ile devlet görevlilerini uyardı. Aydın'ın açıklamaları şöyle:
-- Erdoğan'ın tüm devlet imkanlarını serbestçe kullanması diğer adaylara karşı eşitsizlik yaratmıyor mu?
Aydın: 16 yıldan beri süren bir durum ama bu seçimde iktidar ilk defa iktidarı kaybetme korkusu içerisine girdi. Anketler Tayyip Erdoğan'ın kaybedeceğini gösteriyor, kaldı ki anketle uğraşan bütün şirketler bu seçimde anket firmalarının da büyük yanılgıya düşeceğini söylüyorlar.
-- Vatandaşlara neden sürekli baskı uyguluyorlar?
Türkiye korku tüneli içerisinde. Vatandaşların fikirlerini söyleyemediği, gerçek düşüncelerini açıklayamadığı, iktidara karşı pozisyon almaları halinde başlarının derde gireceği ortam var. FETÖ'cülükle suçlanarak, devlet dairelerindeki işlerinden atılacaklarını, ticaretle uğraşanlara başlarına başka belalar geleceğini de düşündürerek müthiş bir yıldırma zeminini oluşturdular. Bu zemin içerisinde anket firmaları şunu söylüyor; '7 kişiye soruyoruz bir kişiden cevap alıyoruz Doğu ve Güneydoğu'da 20 kişiye sorduk bir kişiden cevap alıyoruz.' Bu rakamlar eskiden ikide bir, üçte birdi. İktidar karşıtı olanlar anketörlere korkudan cevap vermiyorlar. Bu da, iktidarın aleyhine bir durum olduğunu gösterir. PR'in yaptığı araştırmada yüzde 27,1'in kararsız olduğu söyleniyor. Türkiye'de bu kadar kararsız yok. Benim iddiam şudur ki kararsızların en az yarısı da İYİ Parti'ye oy verecekler.
-- Bu tabloda İYİ Parti'nin ne kadar oy alacağını söyleyebilir misiniz?
Aydın: İYİ Parti'nin kamuoyu anketlerinde şu an yüzde 20 bandını aştığı ve hızla yükseldiğimiz görünüyor. 24 Haziran'da yüzde 30'ün üstüne çıkacağız. Çünkü halk İYİ Parti'yi kabul etti.
-- CHP'nin 15 milletvekili desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aydın: Türk tarihine geçecek olan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu engin hoşgörüsü ve verdiği müthiş demokratik destekle bize yardımcı oldu. Bu kararı Erdoğan'ın sırtını mindere yapıştırarak onun ilk defa moralsiz bir şekilde seçime girmesini sağladı. Erdoğan'ın yüzüne bakın; umutsuz, kaşları daha çatık hale geldi, daha çarpık konuşuyor artık. 'Tamam, halkım isterse giderim' demeye de başladı. Çünkü ibreleri aşağıya doğru gösteriyor, İYİ Parti'nin de ibresi yukarıya doğru gösteriyor.
-- Akşener engelleri aşıp bugün halkın umudu haline gelmeyi nasıl başardı?
Aydın: 5,5 aydan beri Cumhurbaşkanı adayı olacağını söyleyen, bunu da 100 bin imza ile yapacağını söyleyen bir lider var. Cumhurbaşkanı seçimlerinde asla ittifak yapmayacağını söyleyen ama milletvekili seçimlerinde ittifak yapabileceğini vurgulayan, bu söylediklerinin hiçbirinden de şaşmayan bir lider oldu. Türk siyasetine kadın eli değdi. Çünkü Türkiye'nin yumuşamaya ihtiyacı var. Kutuplaşmadan uzaklaşmaya ihtiyacı var. İnsanların birbiriyle konuşup anlaşabileceği bir barış zeminine ihtiyacı var.
Bu zemini inşa edeceğini aylar öncesinden söyleyerek halkı mahcup etmeyen, kendine inananları da mahcup etmeyen ve güvenilirliği her gün biraz daha artan, yeni bir siyasal anlayışı temsil eden çok güçlü bir siyasi lider var.
-- Peki, kampanyasında halka neler söyleyecek?
Aydın: Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımız Akşener mesajlarını da vermeye başladı "Ben Türk Dayanışma Fonu'nu kuracağım" dedi. Kredi kartı borçluları, tüketici kredisi borçluları ve takibe düşen herkesin. 4,5 milyon insanı kapsıyor. 4,5 milyon insanın borçlarını Türk Dayanışma Fonu üstlenecek. Ayrıca gençlere vaat etmiş olduğumuz proje de çok önemli. İşsiz gençlerimize işe girene kadar, Avrupa'da örneği olan belli bir miktar maaş ödeme sözü de özellikle umutsuz milyonlarca genci kapsıyor.
Daha önemli vaatler 14 Mayıs'ta Ankara Congresium'da yapılacak toplantıda açıklanacak. İYİ Parti güçlü bir kadro ile milletimizin karşısına çıkarak Türkiye'nin tüm meselelerini çözebilecek bir harekettir. İYİ Parti Türkiye'nin kurtuluşu olacaktır.
--Seçim güvenliği için neler söyleyeceksiniz?
Aydın: Devlet görevlilerini uyarıyoruz. Sakın eski seçimlerle bu seçimi karıştırmasınlar. Hukuk dışına çıkarak iktidarın uygulayıcısı konumunda olan ne kadar kişi varsa hepsinin envanterini tutacak bir sistem kurduk. Hukuk ne diyorsa onun gereğini yapsınlar. Sakın, 'Tayyip Erdoğan güçlü, nasılsa bizi korur' diye Erdoğan'a güvenmesinler. Bu sözlerime YSK ve RTÜK başta olmak üzere bütün kurumlar dahil.