İttifak, karmaşa, çözüm...
Türkiye''nin bütün sosyo ekonomik dertleri, siyasetin içinde yuvarlandığı karmaşa ile unutturulmaya çalışılıyor...
Eskiden iktidarla muhalefetin çatışması vardı, şimdi ittifaklar dönemi...
Siyasi cepheleşme ittifaklarla etkisini göstermeye çalışırken, ortada sadece uçuk- kaçık anketler dolaşmıyor...
Çünkü iki cephede de, hem kendi içinde, hem dışa dönük tartışmalar var...
Millet İttifakı''ndaki tek sıkıntı cumhurbaşkanlığı adayı konusunda farklı seslerin çıkması ve en sonunda Kılıçdaroğlu''nun adeta yumruğunu masaya vururcasına "yanımda mısınız" sorusuyla net tavır beklentisine girmesi...
İşte bu yüzden de önce Millet İttifakı üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor;
Bu cepheyi kilitleyen ne yazık ki bazı çıkmazlar var... Farklı zamanlarda Altılı Masalar toplanıyor ve buradan çıkan sonuç birkaç kelime ile kamuoyuna yansıtılıyor...
Toplumda AKP''ye tepkinin yükseldiği bir dönemde Altılı Masanın üyeleri de toplumun hiçbir kesimini ürkütmemek için yoğun çaba harcıyor...
Hatta cumhuriyeti korumakta kararlı çevreler bazı kaygılar duyarken, muhafazakar çevrelere daha fazla mesajlar veriliyor, bu da kesinlikle din sömürüsü ile AKP tabanında tutulan çevreleri ittifaka çekme çabasından kaynaklanıyor...
Bir de CHP''de söylem birliğine uymayarak, Kürdistan benzeri bölücü çıkışlarla tabanı öfkelendirenler var ki, ittifaka zarar vermekten başka işe yaramıyor...
Ancak "Altılı Masadan çıkan sonuçlar AKP''yi iktidardan uzaklaştırabilecek bir strateji ortaya koyuyor mu" sorusu farklı yanıtlar da buluyor...
"Keşke Cumhuriyetin- laikliğin ısrarla korunacağı, Anayasa''nın ilk dört maddesine kimsenin dokunamayacağı konusunda daha keskin mesajlar verilse" diyenler de var, "toplumun tüm kesimlerinin (özellikle de dinci ya da muhafazakarları) yanımıza çekelim, sonra bakarız" şeklinde kendince strateji üretenler de!...
Oysa asıl sıkıntı, ülkenin içinde bulunduğu kaostan nasıl kurtulacağı konusunda çok net bir plan ve stratejinin ortaya konulamaması...
Belki de bu boşluğun giderek daha çok öne çıkmasının nedeni Millet İttifakı''nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı şeklindeki tartışmanın gündemden düşmemesi... Peki, bu belirsizlik nasıl bir sıkıntı yaratıyor?..
ADAY AÇIKLANMALI MI?..
Siz bakmayın masa başında parayla yapılan ve iki cepheye de gaz veren saçma sapan, sözde anketlerin sonuçlarına...
"En başarılı başkan kim?" şeklindeki yersiz ve gereksiz masa başı zırvaları ile belediyeleri tırtıklayanların anketlerinden söz etmiyoruz...
İki cephede de anket zırvacılarını zengin etmekten başka bir işe yaramayan sözde siyasi araştırmaların hiçbirinin şu an geçerliliği yok...
Çünkü hem anketlerin büyük bölümü masa başında yapılıyor, hem de telefonla ya da sokakta soru yöneltilen sözde deneklerin büyük bölümü korku ve kaosun egemen olduğu bir dönemde gerçek fikrini açıklamaktan kaçınıyor...
Ve sonuçta ortaya algı operasyonuna hizmet etmekten başka işe yaramayan kiralık-sipariş rakam curcunaları çıkıyor...
Anket meselesine dikkat çekmemizin nedeni bellidir... Hem anketler ortamı geriyor- yoruyor, hem de özellikle Millet İttifakı''ndaki aday belirsizliğinin yol açtığı karmaşa toplumu umutsuzluğa itiyor...
Velhasıl ortadaki manzaranın iki tarafı keskin bıçak gibi...
Hiç kuşkusuz Altılı Masanın adayı "açıklanırsa yıpranır mı" şeklindeki bir kaygı da kamuoyunu oyalamaya devam ediyor...
Oysa beklenen kurtarıcı liderin bir an önce açıklanmasının toplumsal dinamiği arttıracağı konusunda daha yoğun beklentiler de var...
Çünkü ülkenin zaten sosyo- ekonomik açıdan çıkmaza sürüklendiği, açlık ve işsizliğin bunalttığı dönemde Altılı Masadaki aday belirsizliğinin kitleleri yorduğu apaçık ortada...
PEKİ, KİM KURTARACAK?..
Gelelim Cumhur İttifakı''na...
Birçoğu yalan anketler olsa da, yüzde 30 bandında olduğu ileri sürülen AKP, Cumhuriyet İttifak''ının lokomotifi olarak bir yandan Millet İttifakı''nın adayının açıklanması için zorlama yapıyor, diğer yandan da 2023 seçimini dayanak olabilecek ekonomik ataklara girişiyor...
Erdoğan''ın işinin bu kez çok zor olduğunun herkes farkında... Bu saptama için uyduruk anketlere göz atmaya gerek bile yok...
Cumhur İttifakı''nın içinde yuvalandığı kaosun tek nedeni muhalefetin giderek güçlenmesi değil... Asıl mesele bu yazının da konusunu oluşturuyor;
Çünkü Güneydoğu''dan Akdeniz''e ve İstanbul''un çeşitli ilçelerinde farklı alanlarda yaptığımız gezilerde gördük ki, toplumu kuşatan ekonomik buhran yalnızca AKP''yi sarsmıyor, aynı zamanda iktidara seçenek olması gereken muhalefeti de çözüm konusuna zorluyor...
Çünkü ekonomideki çarpıklık artınca toplumun siyasete yönelik tepkileri de yükseliyor...
İşte bu tepkiler sırasında toplumun bir kesiminde savurganlık had safhaya ulaşırken, ezici bir çoğunluğun yaşam mücadelesi ve iş alanında nasıl hırpalandığının sonuçları dünkü gazetelere şöyle yansımıştı;
"- Bankalar devletten yüzde 12 ile aldığı parayı vatandaşa yüzde 60 faizle kredi olarak veriyor...
- Türkiye dış ticarette pahalıya alıp, ucuza satıyor...
- CHP''li Veli Ağbaba''ya göre son 8 aylık dönemde her gün 4608 kişi işten atıldı...
- TOBB''a göre ise bu yılın 8 ayında 13 bin 798 şirket kapandı..."
Evet; en kritik 2023 seçiminin sonucunu zırva anketlerle siyasetin kendi içindeki ya da karşılıklı kavgaları değil, manşetlere yansıyan bu ekonomik çarpıklıklar belirleyecek...