İşte yerli Lost kadrosu

Flaş...
Flaş...
İşte yerli Lost kadrosu

Dünyanın her yanında ‘fenomen’e dönüşen, bugüne kadarki en yüksek maliyetli televizyon yapımlarından Lost’un yerli versiyonu olan ‘Göl’ü çekmeye hazırlanan TRT’nin bütçesinde tasarrufa gidebilmesi için, paramızı veremesek de, paradan da değerli olan fikirlerimizi sunuyoruz

TRT, son yıllarda ’fenomen’ haline gelen Amerikan yapımı Lost dizisinin yerli versiyonunu çekecekmiş.
Söz konusu TRT olunca bizi en çok ilgilendiren husus, ‘ucu cebimizi yaktığı için’ maliyet...
Malum orjinal Lost’un sadece ilk bölümü için 14 milyon dolar (yaklaşık 21 milyon YTL) harcanmıştı...
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in, bu göreve gelirken en büyük iddiası neydi? ’Maliyetleri düşürmek!’
TRT madem böylesine büyük bir prodüksiyona girişiyor. Bizim de çorbada tuzumuz olsun istedik. Vere vere verecek paramız kalmadı ama, çok para edecek fikirlerimiz var!
Örneğin, hiç öyle bir İznik’te, bir Yalova’da, bir Tokat’ta set kurmaya lüzum yok... Madem ’gizemli olaylar’ konu edilecek, gidin Isparta’ya Atlas Jet faciasından geride kalan hazır seti kullanın. Yedi Göller bölgesinde, gölden göle dalın...
Duyduk ki, uygun oyuncular da aranıyormuş. Hiç öyle uzaklarda aramayın. Elinizin altındaki kadrolu isimleri ve onların yakın dostlarını ikna edin, canları ‘iktidara’, ay pardon devlete feda! Bir de üstüne para mı alacaklar!
Burada işin çoğu Şahin’e düşüyor. Öncülük yapıp, başrolü üstlenmesi lazım. Ben kendisine bir bilim insanı olan, az konuşan Dr.Jack karakterini öneririm. Omurilik cerrahı olan, ama ne hikmetse adada kime elini atsa, ‘tahtalıköy’e yollayan Jack üzerinde, adanın yarattığı bunalımı başarıyla canlandıracaktır.
Profesyonel bir dolandırıcı olan Sawyer’ı, saç-baş benzerliği ile Ali Bayramoğlu oynayabilir.
Loto kazandıktan sonra başına büyük uğursuzluklar gelen ve sık sık halüsinasyon gören Hurley’i Engin Ardıç,
Adaya düştüğünde tekerlekli sandalyeye mahkum biriyken, mucizevi şekilde iyileşen ve adayla arasında gizli bir bağ olduğunu düşünen John Locke’u Fehmi Koru,
Doğuştan Irak’lı olan, CIA tarafından kullanılan, işkenceci geçmişinden utanan Sayid’i Cengiz Çandar,
Bir dönem kardeşine yakınlık hisseden Shanon’u Yasemin Çongar, ensestten ramak kala kurtulan kardeşi Boone’yi Ahmet Altan,
Nijeryalı bir uyuşturucu kaçakçısıyken rahip olan Mr. Eko’yu Tuncay Güney,
Öz babasını öldürdükten sonra firar eden Kate’i Perihan Mağden,
Ölülerler konuşan sipiritüalit Miles’ı Elif Şafak canlandırabilir.
Ben ilk aklıma gelenleri yazdım... Kadro geniş... Daha kimlere ne roller çıkar, önerileriniz varsa lütfen yollayın. Herşey cebimizden çıkan parayı koruyabilmek için....

Mardin güvercinini aratmıyor
Medyanın sözüm ona ’dediğim dedik çaldığım düdük’ yazarı, köşesini korumak için kalemine havada üç takla, çift burgu, bir seri parende attırdı.
Odatv.com’un dikkat çektiği yazıda bayan Mağden atv’da yayınlanan ’Canım Ailem’ dizisini yere göğe sığdıramadı. Sağa sola çamur sıçratmaya alışık olan Mağden’e “Dizi acayip iyi yazılıyor. Seyretmelere insan harbiden, doyamıyor. Öyle böyle değil.” dedirten ne dersiniz? Diziyi, Radikal’in Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan’ın eşi Selin Tunç’un yazması olmasın sakın?
Son yazısında da, Ümraniye Davası analizi yapmaya el atmış.
Hey bayan! Kimse sana bu işler bütün gününü aptal kutusu karşısında geçirenleri aşar demedi mi bugüne kadar?
Bülent Arınç’ın unutulmaz tespitini pek benimsemiş, Önder Aytaç-Emre Uslu ikilisinin köşesinden ’öğrendiği’ bilgiler ışığında ’medya bağırsaklarını temizlesin’ diyor.
Hay hay!
Primat’a attığın onca takladan sonra, metabolizması dışkılamaya en müsait olan sensindir diye tahmin ediyorum.
Hadi buyur, senden başlayalım!
Bu arada Bağcılar’ın foseptik sistemi ne durumda, sonucu kaldırabilecek mi acaba?


+++

Memleketimden insan manzaraları
Sigara içen iki memuru herkesi zehirliyor diye azarlayan Başbakan, oy almak uğruna bedava dağıttığı kalitesiz kömürle milyonlarca insanın zehirlenmesine neden oluyor.
Adam bir Fransız filminden arakladığı sahnelerin aynısını kullanıp sinema diye abuk sabuk bir film yapıyor. Yatırdığı parayı bir hafatada çkarıyor, donraki hasılat doğru cebe...
Polis adam vuruyor. Rapor: “Polis memurunun ayağı kaydığından, yere düşerken ateş alan tabancasından çıkan mermi kaçan zanlıya isabet etmiş olup söz konusu kişinin ölümüne neden olmuştur...”
AKP’nin Dış Politika’dan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı.. Milletvekili. Dünyayı kasıp kavuran kriz değerlendirmesi: “Türkiye krizden şu ana kadar en az etkilenen ülke oldu. Ama bizde kendi ayağına sıkmaya meraklı bir iş dünyası var. Panik yaratıp işleri zora sokmakta mahirler...” Gördünüz mü bu ülke kimlerin elinde?
Tufan Türenç / Milliyet

+++++

İnsaflı Egemen!
“Türkiye’deki ekonomik krizin sebebi AKP hakkında açılan kapatma davasıdır.”
Okurumuz Ercan Düz, AKP Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış’ın bu sözlerini dünkü Akşam’da okumuş. Telefonda dedi ki: “Egemen Bey bana göre yine de insaflı konuşmuş. Dünyadaki ekonomik krizin de sebebi AKP hakkında açılan kapatma davasıdır diyebilirdi.”
Melih Aşık / Milliyet

+++++

‘Devletin zulaları’nı en iyi sen bilirsin
“Meğer devletlerin zulalarında ne kadar çok kaynak varmış?” diye soruyor Mehmet Barlas.
’ABD’nin ekonomiyi krizden ve durgunluktan çıkarmak amacı ile kamu kaynaklarından piyasalara akıttığı paraların ulaştığı düzeyi’ hayretle anlatıyor.
TMSF, medyadan iktidara tezahuratı durgunluktan çıkarmak için Mehmet Barlas’a 900 bin YTL, anırmayı bile beceremeyen Engin’e 500 bin YTL akıttığı zaman biz de aynı soruyu sormuştuk:
Vatandaşı aç-sefil olan devletin zulasında ne çok kaynak varmış?

+++++

Dündar’ın filmine
askerden ambargo

Vizyona giren filmlerin öğrencilere ücretsiz izlettirildiği Kara Harp Okulu, Can Dündar’dan ’Mustafa’sını istedi. Ancak filmdeki Atatürk imajı hakkında çıkan tartışmalar askere kararını değiştirtti. Film, ’kültürel faaliyet’kapsamına bile alınmadı
Can Dündar’ın 29 Ekim’de vizyona giren çok tartışmalı filmi “Mustafa” , aradan geçen yaklaşık 1.5 aylık süreye karşın, “En büyük Harbiyeli Atatürk’ün” yetiştiği Kara Harp Okulu’nda gösterime giremedi. Film kara, deniz ve hava liselerinde “kültürel faaliyet” kapsamında öğrencilerin topluca sinemaya götürüldükleri filmler arasında da yer almadı.

Belgeselle eğitim
Kara Harp Okulu kampusunun 13 Mart Sitesi’nde bulunan sinema salonunun yanı sıra, okulda kapalı devre TV sistemi de bulunuyor. Okul yönetimi, bu sistemden yararlanarak ek görsel materyallerle eğitim-öğretimi destekliyor. Kapalı devre TV sistemi, kültürel faaliyetler için de kullanılıyor. “Liderlik” derslerinde Atatürk ile ilgili ses ve görüntü kayıtları, Cumhuriyet tarihine ilişkin belgeseller Kara Harp Okulu’nda gösteriliyor. Ancak “Mustafa” filmi, Kara Harp Okulu’ndaki bu iletişim araçlarının hiçbiri ile öğrencilerle buluşmadı.

Önce istediler
“Mustafa” filminin gösteriminden önce Kara Harp Okulu yetkililerinin, Can Dündar’ın bürosu ile temasa geçerek, filmi nasıl temin edebilecekleri yönünde girişimde bulundukları öğrenildi. Ancak, “Mustafa”nın vizyona girmesinden sonra ortaya çıkan tartışmalar ve filme yönelik eleştiriler, filmin temini konusundaki girişimlerin devamını getirmedi.
Barkın Şık / Akşam

+++++

MİNİ YORUM

Kâtip arzuhalim...
Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Gazetesi’nde Fırat Kozok imzasıyla yayınlanan bir habere yer verdik. Konu TRT’deki kadrolaşma iddialarıydı. Kozok, yayıncılıkla ne kadar ilgilisiz kişilerin TRT kadrolarına atandığına örnek vermek için zabit katibi bile var ifadesini kullanmıştı. Mesleği zabıt kâtipliği olan bir okurumuz, yaşadıkları mesleki sıkıntıları anlatan uzunca bir -posta yollayıp, ‘ne demek zabıt kâtibi bile, bakın biz nelerle uğraşıyoruz’ mealinde tepki gösterdi. Bizim meselemiz, ister katip, ister kimyager, ister imam olsun... Yayıncı olmayan kişinin TRT’de ne işinin olduğunu sorgulamaktı. Bu vesile ile zabıt kâtiplerinin ‘bir dokun, bin ah işit’ durumuna olduğunu da öğrenmiş olduk. İlgilelerin bilgisine sunulur...
ST

Yazarın Diğer Yazıları