İstanbul yarışı
Evet, Cumhur İttifakı da en nihayet İstanbul’da Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı Ekrem İmamoğlu karşısında yarışacak adayını belirleyip açıkladı ve aday eski bakan Murat Kurum oldu.
Açıkça söylemek gerekirse Murat Kurum Ekrem İmamoğlu’nun dengi bir yarışmacı falan değildir, siyasetten gelmeyen oldukça düşük profilli, tabiri caizse “memur kılıklı” bir adaydır.
Dahası Murat Kurum’un bagajında son depremin bir felakete dönüşmesine yol açan imar affı gibi taşınması ve izahı zor bir bagaj da var. Unutmamak gerekir ki peş peşe gelen Kahramanmaraş merkezli iki depremin vurduğu şehirlerde yaklaşık 294 bin kaçak yapı affedilmişti. Bu binaların kaçının depremde yıkıldığı ve yıkılan bu binaların kaç insana mezar olduğu bizim tarafımızdan bilinmiyor, çünkü konu hakkında iktidar bir açıklama yapmadı, bilgi vermedi. İmar Affını getirip uygulayan bir politikacı için bu son derecede ağır bagajı taşımak elbette ki hiç kolay olmayacak, zaten ilk günden de bu fatura getirilip önüne konmuş bulunuyor.
Üstelik Murat Kurum’un imajını bozan sadece imar affı meselesi de değil örneğin birde Kanal İstanbul konusu var. Malum Murat Kurum geçmişte Kanal İstanbul fikrinin yılmaz savunucularından birisiydi. Düne kadar harıl harıl beton kanalı savunup buradan rant projeleri çıkarmaya çalışan bir politikacı şimdi kime ne anlatacak?
Beton kanal kadar saçma bir fikri allayıp pullayıp savunan bir politikacının sözüne ve savunduğu fikirlere kim neden güvensin, kim neden inansın?
Murat Kurum’un bakanlığı döneminden kalma TOKİ kaynaklı sıkıntıları da sağır sultan bile duymuş bulunmaktadır.
Ayrıca Murat Kurum atanmış bir bürokrattan başka bir kimlikte taşımıyor, siyasetten gelen, çekirdekten yetişme, teşkilatın sevdiği ve güvendiği bir isimde değil.
Benim fikrime göre aday olmasının tek sebebi Recep Bey’in kıymet verdiği, gelecekte önemli roller üstlenmesini istediği damadı Selçuk Bayraktar gibi başka isimlerin yerel seçimlerde Ekrem İmamoğlu’na yenilerek yıpranmasından korkulmasıdır.
Aslında bu korkuya hak vermemek de mümkün değil zaten aday belirleme çalışmaları da bu yüzden bu kadar uzadı, sürüncemeye kaldı.
Peki, Murat Kurum kazanabilir mi?
Elbette kazanabilir bir kere Murat Kurum sadece bir partinin değil bir ittifakın adayıdır. Dahası arkasında Cumhurbaşkanı ve devlet tarafından sunulan tüm imkânlar da var. Geçtiğimiz genel seçimlerde yürütülen algı operasyonlarını, halka servis edilen sahte videoları, söylenen yalanları daha unutmadık, bu seçimlerde de benzer operasyonlar çekilebilir.
Geçtiğimiz seçimlerde muhalefette görünüp Recep Bey’e çalışan ve son anda taraf değiştirerek seçim sonuçlarını etkileyen Sinan Oğan gibi isimleri de unutmadık, bazılarının hala “plana sadık kal” modunda olduklarından da eminim.
Kazanamayacak ancak yüzde 1 – 2 alabilecek adayların piyasaya sürülüp, seçimlere sokularak Recep Bey ve Murat Kurum’un önünü açmada kullanılacağı da bu gün itibariyle açık seçik görülmektedir.
Bunları dikkate aldığımız zaman aslında Cumhuriyet Halk Partisi adayı Ekrem İmamoğlu’nun asıl rakibinin Murat Kurum değil Recep Bey ve adeta bir parti devletine dönüşmüş bulunan “devlet” olduğu görülmektedir.
Ayrıca Recep Bey’in bu seçimleri de merkezi hükümetin deprem ve ekonomi alanındaki başarısızlıklarını örtebilmek için yoğun bir kutuplaştırma siyaseti üzerine bina edeceği, karşı tarafı şeytanlaştıran, biz gidersek onlar gelir diye korkutan bir seçim propagandası ile götüreceği bellidir.
Bu noktada ele geçirilmiş bir basının kışkırtıcı fake haberleri, organize edilmiş sokak eylemleri ve salıverilen bir şiddet dalgası ile toplumun korkutulması daha önce de örneklerini gördüğümüz, beklenebilecek eylemlerdir.
İktidarın yerel seçimleri hizmet ve belediyecilik çizgisinin dışına çekip “vatan millet Sakarya”, “din iman ahiret” hamaseti ile kazanmaya çalışacağı görüldüğüne göre buna karşı çok ciddi önlemler alınmalı, nasılsa karşımızda düşük profilli bir aday var kolayca kazanırız diye rehavete düşülmemelidir.