İşsizlik üretiyoruz
Şubat ayında işsiz sayısı 4 milyon 229 bin oldu, işsizlik oranı da yüzde 13.6 oldu. Geçen sene 2019 aynı ayda işsizlik oranı yüzde 14.7 idi. Bu sene 1.1 yüzdelik puan düştü. Şubat ayında Corona etkileri ortaya çıkmamıştı. İşsizlik düşme eğiliminde idi.
Tarım sektörü gizli işsiz barındırıyor. Tarımda marjinal işçinin verimi sıfırdır. Yani bir tarlada beş kişide 6 kişide aynı zamanda aynı ürünü alıyor. Bu nedenle genel olarak tarım dışı işsizlik oranı daha gerçekçi bir orandır. Tarım dışı işsizlik oranı da Şubat ayında geçen seneye göre 1.5 yüzdelik puan düşerek 15.4 oldu.
(Aşağıdaki tablo )
İstihdam oranında ise tersine düşme var. Geçen sene yüzde 44.8 olan istihdam oranı bu sene 43.1 oldu.
İstihdam oranı neden önemlidir? İstihdam oranı ülkedeki mevcut iş gücünün ekonomik faaliyetler içerisinde sürekli biçimde çalıştırılmasıdır. Başka bir ifade ile çalışma çağındaki nüfusun üretimde kullanılması demektir. Bu oranın yüksek olması, insan gücü kaynaklarının etkin kullanılmış olduğunu ve daha yüksek katma değer elde edildiğini gösterir. Bu oranın düşük olması yoksulluk kısır döngüsü yaratır.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından 2019 yılı üçüncü çeyrek rakamları dikkate alınarak hazırlanan bir rapor, en yüksek istihdam oranının İzlanda'da, en düşük istihdam oranının Türkiye'de olduğunu belirtiyor.
OECD'ye göre, 15-64 yaş grubu çalışan nüfus içinde en yüksek istihdam oranı yüzde 82,7 ile izlanda ilk sıradadır. Bu ülkeyi yüzde 80,5 ile İsviçre, yüzde 78,2 oranı ile Hollanda ve yüzde 77,9 oranı ile Japonya izliyor.
Türkiye, yüzde 50,1 ile en düşük istihdam oranında son sırada yer alırken, Yunanistan yüzde 56,7 oranıyla ikinci sırada, yüzde 59,1 oranıyla İtalya üçüncü sırada geliyor.
İstihdam yaratmazsak, kalıcı büyüme ve kalkınma sağlayamayız. İstihdam yaratmak istiyorsak;
1. Doğru tedavi için gerçek işsiz sayısını doğru tespit etmeliyiz. Söz gelimi iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar da aslında işsizdir. Anket sorularını işin var mı diye sormak gerekir. Bu şartlarda fiili işsiz sayısı 7 milyon 436 bin ve fiili işsizlik oranı da yüzde 21.75 'tir.
2. Türkiye'nin bir istihdam politikası yoktur. Mevcut politikalar işsizlik üretiyor. Çünkü birçok insana evinde otururken bütçeden para verirseniz, bu parayı alanlar çalışmak istemez. İş yaratmak istemez. İktidarı da iş yarat diye zorlamaz. Doğrusu, zaruri olan sosyal harcamalar dışındaki yardımlarla devletin fabrika kurması ve iş yaratmasıdır.
3. Üretimde kullandığımız ithal girdi payını ortalama yüzde 10 seviyesine indirmemiz gerekir. Bunun için ithal ettiğimiz hammadde ve ara mallarını içeride üretmemiz gerekir. Elbetteki her durumda içeride yatırım ortamı ve güven ortamı sağlamak şarttır. Aslında tüm tasarrufların ve yatırımların artması için, hukuki ve demokratik altyapı kurulmalıdır. Ayrıca, ithal girdi sektöründe bir geçiş dönemi içinde, ithal ikamesi uygulanmalı ve bu yatırımlara daha yüksek teşvik verilmelidir.
4. İstihdam yaratacak yatırımları ve özellikle emek yoğun yatırımları artırmak için istihdam yükünü düşürmeliyiz. Türkiye'de istihdam üzerindeki vergi ve prim yükü, yüzde 37'den başlamaktadır. Yüksek istihdam yükü içeride kayıt dışı istihdama neden oluyor. Bu sorun da haksız rekabet yaratıyor. Ayrıca, Türkiye'nin dış rekabet gücünü düşürüyor. İstihdam yükünün daha düşük olduğu ülkelere karşı da, Türkiye'nin üretim maliyeti daha yüksek olmakta ve rekabet şansını azaltmaktadır. Yapılması gereken, istihdam yükünü yüzde 25'e indirmektir. Bu durumda kayıt dışı istihdam da azalacaktır.
5. Belki her şeyden önemli olan şudur; Türkiye'de 5 milyon Suriyeli varken hiçbir politika dikiş tutmaz. Bu nedenle üç gençten birisi işsizdir. Önce Suriyeliler handikapını aşmak zorundayız.
Formun Altı
İstihdam politikası yelpazesi daha da geniştir. Bazılarını önermiş oldum.