İşsizlik daha da artacak (13 Mayıs 2019)
Kısa adı KAP olan Kamuyu Aydınlatma Platformu'na belirli şirketler önemli gelişmelerini ve bilançolarını bildiriyorlar.
İçinde bulunduğumuz mayıs ayı şirketlerin 2019 ilk çeyrek bilançolarını gönderme dönemi. Yani şirketler ocak, şubat ve mart aylarında ne yapmış ne kazanmış ne tür faaliyette bulunmuş bildiriyorlar.
Daha çok halka açık olan ve bankalar bu bildirimi yapmak zorunda.
Gelen bilançolarda karlılıklarda bir önceki yıla göre düşüşler var ama öyle çok büyük zarar yazan şirket şu ana kadar daha çıkmadı. Ancak neredeyse her 5 şirketten 4'ü personel çıkartmış.
Hem de bu yılın ilk üç ayında.
Şirketlerin arasında kimler yok ki! Ülker'den tutun da Yapı Kredi Bankası, ING Bankası, TEB, Akbank ve Türk Telekom.
Borcunu ödeyemediği için bankaların kontrolüne geçen Türk Telekom ilk üç ayda 647 kişiyi işten çıkarttı. Bankalar son iki yıldır sürekli personel çıkartıyor. Buradan tecrübeli olduklarından Türk Telekom yönetimine geçer geçmez personel çıkartmaya başladı.
Çok nadir şirketin personel çıkartmadığı görülüyor.
İşten çıkartmalar adeta dalga dalga yayılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'na söz verdikleri 2 milyon kişiyi neden işe almadınız diye soruyordu.
Türkiye'de şirketlerin bırakın 2 milyon kişiyi işe almasını tam tersi binlerce kişiyi işten çıkartmıştı.
Her şirket bir işsiz alsa işsiz kalmaz düşüncesi gerçekçi değil.
Üretim olmadan, çarklar dönmeden işsizlik sorunu çözülemez.
Yeni dalga geliyor
2019 bir önceki yıla göre kötü gidiyor. Her ne kadar geçen yıl ağustos ayında büyük bir kur krizi yaşanmışsa da bunun etkisi ekonomiye sınırlı oldu.
Şimdi diyeceksiniz ki, sınırlısı bu ise daha büyüğü ne olur?
Daha büyüğünü bilemem ama bir gerçek var ki, yarın bugünden çok daha kötü olacak. Şu anda yaşanan pahalılık ve şirketlerin düştüğü sıkıntı ağustos ayındaki kur krizinin yansımaları. Ağustos ayından bu yana üretim düşüyor, ekonomiye güven azalıyor.
Türkiye'yi şimdi bekleyen en büyük tehlike ise işsizlik.
TÜİK'in nisan ayında açıkladığı ocak ayı işsizlik verileri korkunç.
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 259 bin kişi artarak 4 milyon 668 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 3,9 puanlık artış ile %14,7 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 4,1 puanlık artış ile %16,8 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 6,8 puanlık artış ile %26,7 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 3,9 puanlık artış ile %15,0 olarak gerçekleşti.
İki gün sonra şubat ayı verileri açıklanacak.
Şirketlerin ilk üç aylık bilançolarına baktığımızda bu rakamın daha da yükseleceğini görüyoruz. Türkiye
Cumhuriyet tarihinin en ciddi işsizlik krizini yaşıyor. Şirketler kendilerini korumak için doğal olarak
Personel çıkartıyor kimse durduğu yerde yıllarca kendisine emek vermiş bir insanı işten çıkartmaz.
İşsizliğin artması borçlu Türkiye'nin felaketi olacaktır.
Ekonomide son 10 yılda o kadar borçlandık ki, adeta tüketim çılgınlığı yaşandı.
Ekonomik ve Sosyal Göstergeler Raporu'na göre, tüketicilerin Bankalar ve tüketici finansman
Şirketlerine olan tüketici kredisi ve kredi kartı borcu 1 Ocak-29 Mart 2019 tarihleri arasında 1 milyar
Liraya yakın artarak 519 milyar lira oldu. Bu borcun 416,2 milyar lirası Tüketici kredilerinden, 102,8
Milyar lirası da kredi kartlarından kaynaklanıyor.
Vatandaşın takibe Alınan tüketici kredisi ve kredi kartı borcu ise 1,4 milyar lira daha artarak 22 Mart
İtibarıyla 20.1 Milyar lira oldu. Bankalardaki (bankalar arası mevduat hariç) toplam mevduat 161
Milyar lira (yüzde 7,9) artarak 2 trilyon 205 milyar liraya yükseldi.
İşsizliğin biraz daha artması ile maaşlara ve evlere hacizler gelmeye başlayacaktır.
Fırtınalı günler bizi bekliyor.
TEKZİP VE DÜZELTME METNİ
Türkiye'de Yeni Çağ Gazetesi'nin 13.05.2019 tarihli baskısının 7. Sayfasında ve ilgili gazetenin internet sitesinde, yayımlanan "İşsizlik Daha da Artacak" başlıklı Remzi Özdemir imzalı köşe yazısında ("Köşe Yazısı") Türkiye'de iletişimin öncüsü ve ülkemizin önde gelen büyük ve saygın kuruluşlarından biri olan Türk Telekomünikasyon A.Ş. ("Türk Telekom") aleyhinde bütünüyle gerçek dışı ve mesnetsiz iddialara/ithamlara yer verildiği, hiçbir araştırma ve veriye dayanmaksızın yanlış bilgilendirme yapıldığı, gerçeğe aykırı beyanlar ve hukuksal dayanaktan yoksun ifadeler kullanıldığı, bu suretle Müvekkil Şirket kişilik haklarının alenen ihlal edildiği ve kamuoyu nezdindeki saygınlığına doğrudan saldırıda bulunulduğu görülmüştür.
Şöyle ki;
1. Öncelikle Köşe Yazısı'nda bahsi geçen borç Türk Telekom'un borcu değildir. Türk Telekom tarafından yapılan 28.05.2013 tarihli özel durum açıklamasında da belirtildiği üzere, 21 Aralık 2018 tarihinden önce Türk Telekom hisselerinin yüzde 55'ini elinde bulunduran Ojer Telekomünikasyon A.Ş ("OTAŞ") maliki olduğu Türk Telekom hisseleri üzerindeki mülkiyet hakkını kullanarak, mevcut borçlarının refinansmanı ve vadesinin uzatılması ve bu yolla hissedarlarına temettü ödemesi yapmak amacıyla, bir kısım finans kuruluşları ile kredi anlaşması imzalamış ve söz konusu kredinin teminatı olarak Türk Telekom hisselerini, hisselere ait tüm haklar OTAŞ'da kalmak kaydıyla rehin vermiştir. Özetle, söz konusu borç OTAŞ'ın borcudur. Türk Telekom'un mal varlıkları üzerinde OTAŞ lehine tesis edilmiş herhangi bir teminat veya takyidat bulunmamaktadır. Bu kapsamda Türk Telekom'un borcunu ödeyemediği yönündeki iddia gerçeği yansıtmamaktadır. Türk Telekom'un vaktinde ödenmemiş bir borcu bulunmamaktadır.
2. Türk Telekom'un, insan kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanmak ve ileriye dönük kaynak planlamasını gerçekleştirebilmek amacıyla geçmişte de zaman zaman gerçekleştirdiği uygulaması kapsamında, kanuni olarak emekliliği hak kazanan Türk Telekom çalışanlarından talepte bulunanlar, yasal haklarına ilave ek ödeme yapılmak suretiyle, karşılıklı anlaşma ile ikale protokolü imzalayarak ayrılmaktadır. Nitekim 2019 yılı ilk çeyreğinde de işten ayrılan çalışanların çok büyük bir çoğunluğu bu uygulamadan yararlanarak kendi talepleri doğrultusunda işten ayrılarak emekli olmuşlardır.
Yukarıda yapılan açıklamalara istinaden Müvekkil Şirketin borcunu ödeyemediği için bankaların yöntemini geçtiği ve 647 çalışanı ile iş sözleşmeleri tek taraflı olarak sona erdirdiği iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Bu kapsamda basın özgürlüğüne, bu özgürlüğün ana unsuru olan gerçek haber ve özgür yorum ilkelerine saygı duyduğumuzu ancak Türk Telekom aleyhinde gerçeğe aykırı ithamlar içeren ve Türk Telekom'un saygınlığı ile bağdaşmayan iddialar içeren söz konusu Köşe Yazısı ile ilgili yasal yollara başvuracağımızı, değerli kamuoyuna saygı ile bildiririz.
TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş.VEKİLİ
Av. Tuğba KARAER - Av. Serdar AKCASU