İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır

Uzak değil, eninde sonunda terör belasını yeneceğiz... Ancak yeniden hortlamasını önlemek için, alacağımız uzun vadeli sosyo-ekonomik önlemler içinde işsizliği ve özellikle gençlerde fiilen yüzde otuzu geçen işsizliği çözmek zorundayız.

Beşer yıllık ortalama olarak alırsak, 1996-2000 yılları arasında yüzde 6.7 olan işsizlik oranı son beş yılda ortalama yüzde 9.9'a yükseldi.

Spekülatif piyasalar yaratan küreselleşme tüm dünyada işsizliğin artmasına neden oldu. Ancak Türkiye'de ayrıca işsizliğin artmasına neden olan yanlış politikalar ve yanlış uygulamalar oldu.

1) Özelleştirme, işsiz sayısını artırdı.

Et-Balık Kurumu, süt fabrikaları, tarım işletmeleri gibi özelleştirilen kurumların çoğu bunları satın alan işletmeler tarafından tasfiye edildi. Doğudaki makineler batıya getirildi. Özelleştirilen işletmelerin kıymetli olan arsaları satıldı. Bu nedenle özelleştirilen Et-Balık Kurumu, SEK, KARDEMİR, SEKA, Çimento Fabrikaları, PETLAS, Petrol Ofisi'nde işçiler çıkarıldı. Bunların bir kısmı 4/C ile kamuda geçici çalıştırıldı.

Bugün Tarım Bakanı, et ve sütte piyasaya müdahale edileceğini açıkladı. Oysa ki Et-Balık Kurumu işletmeleri ile SEK, ürünleri üreticiden normal fiyata alıyor ve halka, tüketiciye de normal fiyattan satıyordu. Böylece piyasayı düzenliyordu. Bunların apar topar özelleştirilmesi, düşünülmeden atılan bir adımdır. Hem işsizlik arttı. Hem de gıda sektöründe spekülatif piyasa ve karteller oluştu.

Yapılması gereken, Et-Balık kurumları ve SEK gibi gıda açısından stratejik kurumları yeniden faaliyete geçirmektir. Anayasanın 167. maddesi uyarınca, gıda sektöründe oluşan kartelleri önlemektir.

2) Sendikalar güçsüzleştirildi.

Siyasi iktidarlar sendikaları kendi ideolojik alanlarına çekti. İdeolojik

kamplaşma oluştu. Türk-İş, Hak-İş ve DİSK olarak işçinin gücü dağıldı. Kamuda çok sayıda memur sendikası var. Sendika yöneticileri de siyasi beklentileri ve ideolojik yakınlıkları nedeni ile sendikaları siyasete alet ettiler.

Sendika sayısının çok olması ve birden fazla konfederasyon olması, güçlü sendikacılığı engelliyor... Güçlü sendikacılığın olduğu ülkelerde örneğin, Almanya'da DGB, İngiltere'de TUC ve ABD'de ise birleşik AFL-CIO gibi tek konfederasyon mevcuttur.

Avrupa'da ve diğer ülkelerde sendikalar işsizliğe karşı daha yoğun mücadele veriyor... Araştırma yapıp, kamuoyuna açıklıyor çözüm ve politika öneriyorlar... AB komisyonuna ve İLO'ya şikayet ediyorlar.

Türkiye'de sendikalar kanunu değişmeli ve bu paralelde işçi haklarını ön planda tutacak tek bir konfederasyon olmalıdır.

3)Yabancı kaçak işçi arttı.

Halen Türkiye'de bir milyon dolayında yabancı kaçak işçi çalışıyor. Bir de bunlara iki milyon Suriyeli eklendi. Kaçak işçiler asgari ücretin de altında çalıştırılıyor. Yüzde 37 istihdam yükü de dikkate alınırsa, kaçak işçi çalıştıran işverenin işçi maliyeti yarı yarıya düşmüş oluyor ve bu nedenle kaçak işçi çalıştırmak riske değer görülüyor.

Bugüne kadar siyasi iktidarın kaçak işçiyi azaltmak için aldığı elle tutulur bir önlem yoktur. Tez elden bu önlemi almalıdır.

4) İstihdam üstündeki vergi ve kesinti oranı yüksektir.

Türkiye'de uygulanan makro ekonomik politikalar da işsizliği artırdı. Söz gelimi Türkiye'de istihdam üzerindeki yükler, OECD ortalaması ve AB ortalamasından daha ağırdır... Güvensizlik nedeniyle yerli ve yabancı, yeni yatırım yapmaktan kaçınıyor. Yatırım yapanlar da emek yoğun teknoloji yerine sermaye yoğun teknolojiye yöneliyor.

İstihdam üzerindeki yükler yüzde 25'e çekilmelidir. Bu durumda kayıt dışı istihdam da azalacak ve vergi geliri düşmeyecektir.

5) Şehirleşme ve göç, işsiz sayısını artırdı.

Tarım sektörü işsizi gizler. Kırsal alanlardan göç edenler, şehirde iş bulamayınca, işsiz sayısı arttı. Çözümü, devletin öncülük ederek, bölgesel yatırımlar yapmak ve bölgesinde istihdam yaratmaktır.

6) İş gücü planlaması rafa kaldırıldı.

AKP iktidarı planlamayı rafa kaldırdı. Eğitimde, orta öğrenimde ideolojik eğitime ağırlık verdi. Teknik ve mesleki eğitimin yerini imam-hatip liseleri aldı. Yüksek öğrenimde eğitimde iş gücü planlaması yapmadı. Popülist amaçlı yüksek öğrenim kurumları kurdu. Daha ucuz ve kolay fakülteler açtı.

Sonuçta, eğitilmiş insan gücü fazlası veya eksiği ortaya çıktı. Diplomalı işsizler yaratıldı.

Eğitimde ideoloji ve popülizmden uzak durup, yeniden gelecek yıllardaki talebe göre eğitimde insan gücü planlaması yapılması gerekir.

Sonuç... İşsizliği artıran nedenler açıktır. Bu yanlışları ortadan kaldırmadan işsizlik çözülmez.

Yazarın Diğer Yazıları