İşsizliğin çözümü için önce doğru teşhis gerekir

Türkiye İstatistik Enstitüsü Kurumu (TÜİK), Mayıs-Haziran-Temmuz ayları ortalaması olarak, Haziran ayında işsizlik oranını yüzde 10.5 olarak açıkladı.
Geçen yıl aynı dönemde işsizlik oranı yüzde 13 olmuştu. Bu sene işsizlik oranı geçen yıla göre düştü.
İşsizliğin nasıl çözüleceğini, bu köşede defalarca yazdım... Ancak her şeyden önce çözüm için işsizliğe doğru bir teşhis koymamız gerekiyor.
1) İşsizlik oranı geçen yıla göre düştü ve fakat henüz kriz öncesi düzeyine ulaşmadı. Kriz öncesi 2007 yılında bu oran yüzde 9.2 ve 2008 yılında yüzde 9.4 olmuştu.
2) Krizle birlikte yıllık ortalama işsizlik oranı yüzde 10 bandından yüzde 13-14 bandına yükseldi. Bu sene ne olacağını yılsonunda görebileceğiz. Çünkü yaz aylarında işsizlik oranı düşüyor.
3) İşsizliğin çözümünde, şehirlerdeki işsizlik önemlidir... Çünkü kırsal işsizlikte tarım sektörü gerçek işsizi gizliyor. Haziran ayında Kentsel işsizlik oranı daha yüksek, yüzde 13.1 olmuştur.
4) Gençler arasında işsizliğin yüksek olması, sosyal sorunlar oluşturuyor. Terör ve anarşi açısından çok önemli bir risktir. Türkiye de gençler arasındaki işsizlik hep yüksek olmuştur. Ancak gençler arasındaki işsizlikte de düşme var... Geçen sene yüzde 23.7 olan oran bu sene yüzde 19.1 olmuştur.
5) Öteden beri itiraz ettiğim, TÜİK’in hesap ettiği işsizlik oranının, gerçek işsizliği göstermediğidir. Zira çözüm için önce fiilen işsiz olan insan sayısı önemlidir. Kaç kişiye iş yaratılacağı önemlidir.
Türkiye’de fiilen işsiz olmakla birlikte, iş aramayan işsizler, TÜİK tarafından işsiz kabul edilmiyor. Aynı TÜİK, iş aramayan işsizler için “bunlar iş bulursa hemen iş başı yapacaklar” diyor.
İş aramayan işsizler, uzun yıllar aradığı halde iş bulamayan ve iş bulma umudu kaybolanlar ile çeşitli nedenlerle iş aramayan işsizlerdir. Ancak bunlar da TÜİK’in işsiz kabul ettikleri gibi fiilen işsizdirler. Buna rağmen işsizlik oranına katılmıyorlar.
Bunları da hesaba katarsak, gerçek işsizlik sayısı 4 milyon 608 bin kişi olmaktadır.

TÜİK’in ilan ettiği işsiz sayısı ......2.751
İş aramayan işsizler..................1.857
Toplam işsiz sayısı..................... 4.608


İş aramayan işsizleri de işgücüne katarak yeniden hesaplarsak, Türkiye’de fiili işsizlik oranı Haziran ayında yüzde 16.4 olmaktadır.
6) Büyüme istihdama yansımıyor. Çünkü işsizlik doğuran politikalar ve yapısal sorunlar var...
* Düşük kur politikası, Türkiye’nin dünyada rekabet gücünü düşürdü. İthalat cenneti olduk. İthalat yaptıkça başka ülkelerdeki işçinin ürettiğini kullanıyoruz. Bizim insanımız işsiz kalıyor. Kur politikasını muhakkak değiştirmemiz gerekiyor.
* Kurun düşük kalmasına neden olan sıcak para teşvik ediliyor... Türkiye için önemli olan istihdam yaratacak yeni fiziki yatırım sermayesi teşvik edilmiyor.
* İstihdam üzerindeki vergi ve prim yükü, yüzde 37 ile yüzde 40 arasındadır. Bu durum hem kaçak işçi çalıştırmayı özendiriyor. (Örneğin Haziran ayında toplam istihdam 23.5 milyon, bunun yüzde 45’i yani 10.5 milyonu kayıt dışı istihdamdır.) Hem de yüksek istihdam yükü emek yoğun yatırımları engelliyor.
* İnsan gücü planlaması yapılmıyor. Sonuçta işe göre uzman bulmak zorlaşıyor. Bir yandan eleman arayanlar öte yandan iş arayanlar denkleşmiyor.

Yazarın Diğer Yazıları