İşsizliği çözmek zorundayız (I)

İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Hiçbir zaman kader olmamıştır. Dünya ekonomik krizleri sırasında artmıştır... Ancak becerikli ve basiretli hükümetler işsizliğin çözümüne öncelik vererek, işsizlik oranlarını düşürmüştür.
Aslında, istihdam yaratmayan bir ekonomi, başı bozuk demektir. Başı bozukluğun tek sorumlusu ise hükümetlerdir.
1) Türkiye’de işsizliğin çözümü için önce iyi niyetli olmak gerekir. Eğer işsizliğin boyutunu, yani hastalığı tam teşhis edemez sek, tedavisini de yapamayız. Bu nedenle, başımızı kuma sokmaktan vazgeçerek, fiili işsiz sayısını ve fiili işsizlik oranını tespit etmek zorundayız.
TÜİK, işsiz sayısını Kasım 2009 itibariyle, 3 milyon 270 bin kişi olarak açıkladı. Ancak “iş aramayıp iş başı yapmaya hazır olanları” açıklamadı.
Sorun iş aramayıp iş başı yapmaya hazır olanlardan ileri geliyor. Bu insanlar, iş aradığı halde iş bulamadığı için iş arama umudunu kaybedenler veya iş bulamayacağını bildiği için bir kuruma başvurmayanlardır. Bunları da, işsiz kabul ederek aktif nüfusa katmak ve işsiz sayısını ve işsizlik oranını yeniden belirlemek gerekir. Bu durumda Türkiye’de toplam işsiz sayısı Kasım 2009 için 5 milyon 221’dir. Fiili işsizlik oranı da yüzde 19’dur.
Fiili işsizlik oranı yüzde 19 iken, biz yüzde 13.1’lik işsizlik sorununu çözmek için strateji belirlersek, yetersiz kalmış oluruz.
3 milyon 270 bin kişiye iş yaratmakla, 5 milyon 221 bin kişiye iş yaratmak farklı kaynak ve strateji gerektirir. Ayrıca üretim artışı, büyüme, gelir dağılımı açısından da farklı sonuçlar ortaya çıkar.
2) Türkiye’de, Bulgaristanlı, Romanyalı, Gürcistanlı, Ermenistanlı bir milyon kaçak işçi çalışmaktadır. İşverenler veya aileler, kaçak yabancı işçi çalıştırmayı tercih ediyorlar. Çünkü, bunların, haftalık, aylık ve yıllık izinleri yok... Vergisi ve pirimi yok... Kıdem tazminatı yok... Eğer yakalanırsa, işveren 2.500 lira para cezası ödüyor.
5 milyondan fazla işsizi olan bir ülkede, bir milyon yabancı işçinin çalışması çelişki değil mi?
Öncelikle, Türkiye’de yabancı kaçak işçi çalıştırmanın önünü kesmek gerekir.
3) İşsizlikte devletin öncü olması ve özellikle nüfusu azalan illerde yatırım yaparak, istihdam yaratması gerekir. Örneğin 2009’da, 9 ilde nüfus yüzde 6’nın üstünde azaldı.
İller 2009 nüfus azalması
Tunceli - 39.98
Ardahan - 39.96
Kars - 18.08
Mardin - 17.26
Bayburt -12.83
Kırklareli -11.23
Çorum - 8.73
Hakkari -7.10
Artvin -6.05
Bu illerin beşeri imkanları ve zenginliklerini harekete geçirmek gerekir.
Bu illerde elverişli yatırım konularında, devlet yatırım yapsın. O yörede oturanlar çalışsın. Bu yatırımlarda çalışanlar, maaşlarının dörtte birini vererek, bu fabrikalara ortak olsunlar.
Tunceli’de kaynak suyu imkanları var. Güneydoğu ve Ortadoğu’ya hitap eden bir içme suyu tesisi kurulabilir.
Ardahan ve Kars’ta ortak, organik tarım ve hayvancılık organize bölgesi kurulabilir. Organik hayvan ürünleri üretim tesisi yapılabilir.
Mardin’de sanatkar fazladır. Örme eşya sektöründe ihracat potansiyeli var. Yatırım yapılabilir.
Bayburt’ta, Bayburt taşı işleme tesisleri kurulabilir.
Çorum, nohut ürünleri işleme fabrikası kurulabilir.
Hakkari’de, deri işleme ve ürünleri tesisleri kurulabilir.
Artvin’de Kafkas arısı üretimi ve organik bal üretim tesisleri yapılabilir.
Yarın devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları