İsrail’e girecekmiş…
Zat-ı muhterem gene coşmuş ve Rize’de partililerine yaptığı konuşmasında İsrail’i kast ederek "Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız" demiş.
Vallahi hatırlatayım bu arkadaşlar en son Suriye’ye girip Emevi camiinde namaz kılmaya heveslenmişler, sonra 9 milyon Suriyeli bize girip Taksim meydanında yılbaşı kutlamışlardı…
Bu sefer de İsrail’e girmeye heveslenirlerse neler olur doğrusu çok merak ediyorum…
Şaka bir yana devlet adamlığı ciddiyet gerektirir, sonuçta yapamayacağın, yapmaya gücünün yetmeyeceği şeyleri iç politikada taraftarlarını gaza getirmek için söylersen tamam taraftarlarını gaza getirirsin ama sonuçta uluslararası camiada ciddiyet ve itibarını kaybedersin.
Ayrıca hatırlatayım meşhur bir Mavi Marmara olayı vardı!
İHH İnsani Yardım Vakfı ve Özgür Gazze Hareketi'nin organize ettiği ve Gazze'ye insani yardım taşıyan 6 gemiye İsrail izin vermeyeceğini söylemiş, ama gemiler buna rağmen yola çıkmıştı.
Bu çerçevede 31 Mayıs 2010 tarihinde Mavi Marmara gemisine İsrail askerleri bir operasyon düzenlemiş silahsız sivillere uluslararası sularda ateş açılmıştı. Bu operasyon tam bir katliama dönüşmüş, 10 gönüllü gemiye çıkan İsrailli komandolar tarafından öldürülmüş ve yaklaşık 60 gönüllü ise yaralanmıştı.
Önce köpüren, asıp kesen Recep Bey sonra yelkenleri suya indirerek İsrail ile barışmış, Mavi Marmara yolcularına da dönüp “giderken bana mı sordunuz” bile demişti.
Bu meyanda “İsrail’e gireriz” sözünü ciddiye almaya kalkan falan olursa bu Mavi Marmara olayını hatırlamalarında da selametleri açısından büyük fayda var derim…
Şimdi gelelim İsrail’e girilip girilemeyeceği mevzusuna:
Tamam, ben asker ya da askeri uzman değilim ama İsrail’e savaş açıp, bir askeri operasyon düzenleyebilmek için başta Amerika ve İngiltere olmak üzere İsrail’in sağlam müttefiki olan gelişmiş ülkelere de savaş açmayı göze alabilmek gerektiğini bilirim.
Türkiye bunu göze alabilir mi?
Elbette hayır…
Hadi Türkiye bunu göze aldı ve Amerika ile İngiltere de “biz karışmıyoruz, ne haliniz varsa görün.” dedi
Türkiye sadece İsrail ve İsrail’in askeri gücü ile baş edebilir mi?
Türkiye’nin askeri gücü denizaşırı böyle bir operasyona yeter mi?
Bunun cevabını hamaset yapmayan askeri uzmanlara bırakalım ben kendi uzmanlık alanım olan ekonomik güç meselesine odaklanayım.
Savaşlar çok büyük teknolojik ve ekonomik kaynak gerektirir, yeterli teknolojik ve ekonomik kaynağı olmayan bir ülkenin savaşta başarılı olup kazanması hiçbir şekilde mümkün değildir!
Türkiye ise hem teknolojik ve hem de ekonomik kaynaklar açısından son derecede yetersizdir.
Ukrayna Rusya savaşında onca ekonomik kaynağa ve askeri teknolojiye sahip devasa Rus ordusunun Ukrayna bataklığına nasıl saplandığını görüyoruz değil mi?
Sonuçta Rusya bir haftada ezer geçerim dediği Ukrayna’da iki yıldır perişan oldu, müthiş bir kayıp yaşadı ama buna değecek bir ilerleme kaydedemedi, dahası uluslararası camiada mütecaviz bir ülke olarak damgalanarak dışlandı.
Peki, O kadar zengin kaynaklara sahip Rusya bu hale düşmüşken Türkiye gibi borç içinde kıvranan, maliye bakanının kapı kapı gezerek para bulmaya uğraştığı bir ülkenin ciddi bir savaşa ayırabilecek parasal kaynağı olur mu?
Ayrıca finansal piyasalarda Amerikan, İngiliz ve İsrail egemenliğini gerçeğini de hepimiz iyi biliyoruz değil mi?
Bu çevreler Recep Bey’in bu “İsrail’e de gireriz” tehdidini ciddiye alırlarsa Türkiye uluslararası piyasalardan zırnık kaynak bulabilir mi?
Bu durumda Türkiye’nin ekonomisi nereye savrulur?
Aslında böyle bir durumda neler olacağını bu ay 50. Yılını kutladığımız 74 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra olanlara bakarsak açıkça görürüz, kaldı ki Kıbrıs’ta hukuki ve filli olarak kesin bir haklılığımız vardı neticede garantör devlettik, İsrail konusunda ise böyle bir haklılığımız falan da yok…